Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11361 E. 2023/2928 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesinde hakkaniyet ilkesine uygun olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile kişilik haklarına yapılan saldırı ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatler dikkate alındığında, davacı kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminatın az olduğu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50. ve 51. maddeleri hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi-manevi tazminat takdiri gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddi ve manevi tazminat miktarı yönünden ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının da bu yönlerden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/80 E., 2022/1106 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/798 E., 2019/777 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmasına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin babasından miras kalan daireye geçmek istemesi üzerine kadın ile aralarında tartışma çıktığını, kadının bu dairede davalının diğer kardeşlerinin de aynı apartmanda bulunması, aile arasında miras nedeni ile akraba kavgalarından sebep sürekli husumet yaşanması nedeni ile istemediğini, bunun üzerine erkeğin sinkaflı küfürler ve hakaretler ettiğini, 22.04.2018 tarihinde kadının geçirmiş olduğu ameliyat sonrası üstüne yürüyerek darp etmeye çalıştığını, erkeğin ekonomik durumunun iyi olmasına rağmen evi terk ettiği Haziran 2018'den önceki 3 ay boyunca ev kiralarını ödemeyerek, ameliyat öncesi de 4.000,00 TL masrafı karşılamayarak eşine karşı ekonomik şiddet uyguladığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi gereğince pek kötü ve onur kırıcı davranış, mümkün olmadığı taktirde 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenleri ile boşanmalarına, kadın için aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; babasından kalan miras arsanın müteahide kat karşılığı verilmesi nedeni ile binanın tamamlanmasına kadar geçici olarak Zeytinburnu'nda kiralık bir ev tuttuklarını, binanın tamamlanmasından sonra payına düşen dubleks daireye taşınmak istediğinde, kadının buraya taşınmak istemediğini, sebep olarak da akrabaları gösterdiğini, kadının taşınmak istemediğini ileri sürerek kendisine hakaret ettiğini ve evden kovduğunu, birlikte olduğu dönemde de son zamanlarda yatak odasını ayırdığını, yemek yapmadığını, evde dışladığını, damadının yanında küçük düşürücü davranışlarda bulunduğunu, tehdit ettiğini, eşini sevdiğini ve boşanmak istemediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi kapsamında açılan boşanma davasında, davalıya kusur olarak yüklenen maddî vakıaların ağır derecede onur kırıcı davranış olarak nitelendirilemeyeceğinden davanın şartları oluşmadığından bahisle reddine karar verildiğini, erkeğin evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu birlik görevlerini yerine getirmediğini, maddî açıdan ailesinin sıkıntı yaşamasına sebebiyet verdiğini, düzenli bir işi ve geliri olmadığını, eşine ve çocuklarına karşı ilgisiz davrandığını, eşine hakaret ve küfür ettiğini, eşinin ameliyat olduğu dönemde eşi ile ilgilenmediğini, eşini aile apartmanında oturmaya zorladığını belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği değerlendirilerek nafaka ve maddî ve manevî tazminat ödenmesine hükmedildiği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadının 4721 sayılı Kanunun 162 nci maddesine dayalı davasının reddine, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve 700,00 TL yoksulluk nafakasına, 40.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili katılma yolu ile hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, hükmün tamamı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı kadın vekili katılma yolu ile kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, erkeğin boşanmada tam kusurlu olduğunu, nafaka ve tazminat miktarlarının hakkaniyete aykırı olduğunu, ülkedeki ekonomik koşullar dikkate alındığında talebinin kabulü gerektiğini, erkeğin mal varlığının ve emekli maaşının olduğunu, evliliğin 26 sene sürdüğünü beklenen menfaatlerin çok daha fazla olacağını, erkeğin en son bir ev için bir inat uğruna evliliği dağıttığını, manevî tazminatın yetersiz olduğunu belirterek yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, Mahkemenin delilleri yeterince incelemediğini, sadece kadının tanıklarının ileri sürdüğü soyut deliller doğrultusunda hüküm kurduğunu, erkeğin tanıklarının beyanlarının ayrıntılı incelenmediğini, asıl kusurlu olanın kadın olduğunu, erkeği dışladığını ve çocukları babaya karşı doldurduğunu, ortak ikametgahı terk ettiğini ve çocukları ile ayrı bir eve çıktığını, evi terk edip yuvanın yıkılmasına ve çocukların baba ile fiilen irtibatının kopmasına sebep olduğunu, kusurlu olan eşin maddî manevî tazminat istemeyeceğini belirterek kararın tamamı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminatın miktarı yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminatın miktarı yönlerinden BOZULMASINA,

3.Tarafların sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.