"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/983 E., 2022/1495 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çerkezköy 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/545 E., 2022/171 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüyle hükmün tüm yönlerden kaldırılarak, dosyanın Aile Mahkemesine devredilmek üzere İlk derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların ikinci evlilikleri olduğunu ve önceki evliliklerinden çocukları bulunduğunu, kadının çocukların kaynaşması için elinden geleni yapmasına rağmen erkeğin bu süreçte kadını yalnız bıraktığını, kadına ilgisiz davrandığını, vaktinin çoğunu dışarıda geçirdiğini, yaşanan bir tartışmada kadının önceki evliliğinden olan kızını dövmeye teşebbüs ettiğini, kadının buna engel olması üzerine kadına tokat attığını, evlilikten 45 gün sonra kadını kök ailesinin evine bıraktığını, başka kadınlar ile gizlice mesajlaştığını, onlara evlenmek istediğini söyleyerek evliliğini gizlediğini, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, fiziksel şiddet uyguladığını, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmekten kaçındığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ödenmesine, nafakaya ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadın tarafından ileri sürülen iddiaların gerçeği yansıtmadığını, kadının evlilik sorumluluklarını yerine getirmediğini, işten çıkmış olmasına rağmen ev işleri yapmadığını, çocuklara baskı uyguladığını, depresyon ilaçları kullandığını erkekten sakladığını ileri sürerek asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; tarafların 2 ay evli kaldıklarını evlendikten hemen sonra kültürel ve mizaç olarak örtüşmediklerini fark ettiklerini, birbirlerine karşı kırıcı olduklarını, kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, aralarındaki sevgi ve saygı bağlarının da tamamen yok olduğunu, evliliğin çekilmez bir hal aldığını ileri sürerek asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 26.09.2019 tarih ve 2018/509 Esas, 2019/687 Karar sayılı kararı ile erkeğin evliliğin kendisine yüklediği sadakat ile dürüstlük yükümlülüğüne aykırı davrandığının incelenen telefon ve sosyal medya kayıtlarından sabit olduğu ve kadına fiziksel şiddet uyguladığından bahisle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda ağır kusurlu olduğundan bahisle erkeğin birleşen davasının reddine, kadının asıl davasının kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 250,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, nafakaya her yıl TÜFE oranında artırım uygulanmasına, yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili nafaka ve tazminatların miktarı yönünden, davalı-davacı erkek vekili ise kusur belirlemesi, birleşen davanın reddi, asıl davanın kabulü ile boşanmanın fer'îleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmaları üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 22.10.2021 tarihli ve 2019/2367 Esas, 2021/1562 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesinin yargı çevresi içinde Aile Mahkemesinin kurulmuş olduğundan bahisle kararın tüm yönlerden kaldırılarak dosyanın aile Mahkemesine devredilmek üzere kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin evliliğin kendisine yüklediği sadakat ile dürüstlük yükümlülüğüne aykırı davrandığının incelenen telefon ve sosyal medya kayıtlarından sabit olduğu ve kadına fiziksel şiddet uyguladığından bahisle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda ağır kusurlu olduğundan bahisle erkeğin birleşen davasının reddine, kadının asıl davasının kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 250,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, nafakaya her yıl TÜFE oranında artırım uygulanmasına, yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi ile kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin başka kadınlar ile yaptığı yazışmaların güven sarsıcı boyutta kalmış olması nedeniyle erkeğe sadakatsizlik kusurunun yüklenmesinin isabetsiz olduğu, birleşen davanın reddine karar verildiği ve kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında bir kusuru olmadığı kabul edildiği halde erkeğin ağır kusurlu olduğunun tespitinin hatalı olduğu, erkeğin tam kusurlu olduğunun tespitinin gerektiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusur dereceleri göz önüne alındığında kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, evlilikte geçen süre, kadının çalışmaya engel halinin bulunmaması nedeniyle kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakası ödenmesi gerektiği yönünde yapılan değerlendirme ile tarafların kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakasına, kadının ise maddî ve manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüyle kararın kusur gerekçesi ve derecesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunun tespitine, İlk Derece Mahkemesi'nin maddî manevî tazminat ve yoksulluk nafakasına ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına yeniden esas hakkında karar vermek suretiyle kadın yararına 20.000,00 TL toplu yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, tarafların sair istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu bulunmasına rağmen kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakası miktarının az olduğunu ileri sürerek nafaka ve tazminatların miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; erkeğe fiziksel şiddet uyguladığı yönünde yüklenen kusurun duyuma dayalı tanık beyanlarına dayandırılmasının hatalı olduğu, erkeğin güven sarsıcı davranışlarda bulunmadığını, kadının evi terk ederek kusurlu olduğunu, kadının süresi içerisinde delil sunmadığını, evlilik birliğinin çok kısa sürmüş olmasına rağmen tazminatların çok yüksek belirlendiğini, kadının temyiz tarihi itibariyle bir firmada çalıştığını, kadın tarafından yoksulluk nafakasının toptan verilmesine yönelik istinaf aşamasında bir itirazının olmamasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesince toptan yoksulluk nafakası ödenmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ile nafakanın miktarı ve istinaf itirazı olmaksızın kadına toptan yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmesi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddine ilişkin koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına hükmedilen tazminat ve yoksulluk nafakasına ilişkin şartların oluşup oluşmadığı, oluştu ise miktarların hakkaniyete uygun olarak belirlenip belirlenmediği ile herhangi bir istinaf itirazı olmaksızın kadın lehine irat şeklinde ödenmesine hükmedilen yoksulluk nafakasının Bölge Adliye Mahkemesince toptan ödenmesine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.