Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11442 E. 2023/1591 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının düşük olduğu ve istinaf yargılaması duruşmalı yapılmasına rağmen vekalet ücretine hükmedilmediği iddiasıyla yapılan temyiz başvurusunun incelenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay, bozma kararı ile kesinleşen hususlara ve karşı taraf lehine hak doğuran hususlara müdahale edilemeyeceği, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesi’nin tazminat miktarı ve vekalet ücreti konusunda verdiği kararın usul ve hukuka uygun olduğu gerekçesiyle temyiz başvurularının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 7. Aile Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kısmen bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacı kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakalara her yıl artış uygulanmasına, kadın lehine 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 26.04.2021 tarihli ve 2020/341 Esas, 2021/735 Karar sayılı kararıyla; davalı erkeğin ayrı evi kapatarak annesiyle oturması için kadını zorladığı, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, başka kadınla ilişkisini devam ettirdiği ve kadına ayrı bir ev açtığı, evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuklar ... ve ... ...'in velâyetinin babaya, ...'in velâyetinin anneye verilmesine, kişisel ilişki tesisine, kadın için aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuk... için aylık 375,00 TL tedbir ve 300,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın TÜFE oranında artırılmasına, kadın için 10.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili kusur belirlemesi, velâyet, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden; davalı erkek vekili kusur belirlemesi, velâyet, aleyhe hükmedilen tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 10.03.2022 tarihli ve 2021/1417 Esas, 2022/424 Karar sayılı kararıyla; davacı kadın tarafından 09.02.2018 tarihinde ... 3. Aile Mahkemesinin 2018/246 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığı, 12.12.2018 tarihinde davanın reddine karar verildiği, söz konusu kararın 01.07.2020 tarihinde kesinleştiği, iş bu davanın ise beş gün sonra 06.07.2020 tarihinde açıldığı, davacı kadının reddedilen ve kesinleşen davadaki aynı vakıalara bu davada da dayandığı, dinlenen tanık beyanlarının soyut ve duyuma dayalı beyanda bulundukları gibi reddedilen ilk davadan iş bu davanın açılmasına kadar olan kısa süre içerisinde de erkeğin kusurlu davranışlarının ispatlanamadığı bu nedenlerle erkeğe kusur verilmesinin hatalı olduğu, kadının kusurlu davranışlarının ispatlanamadığı, geçimsizliğe sebep olan olaylarda tarafların kusursuz oldukları anlaşıldığından davalı erkek vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, erkeğin kusurunun ispatlanamaması karşısında kadın lehine tazminat verilmesi hatalı olduğu anlaşıldığından davalı erkek vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kadının maddî-manevî tazminat talebinin reddine, iştirak nafakasının ve yoksulluk nafakasının ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesi gerekirken TÜFE oranında artırılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu anlaşıldığından davalı erkek vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, iştirak nafakasının ve yoksulluk nafakasının ÜFE oranında artırılmasına, kadının tüm, erkeğin sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile nafaka miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 22.06.2022 tarihli ve 2022/3992 Esas, 2022/6122 Karar sayılı kararıyla; tarafların barışmasından sonra da davalı erkeğin başka bir kadın ile birlikteliğini devam ettirdiği yargılama sırasında doğan çocuğu tanıma yoluyla nüfusuna geçirdiği, açıklanan bu davranışı nedeniyle davalı erkeğin, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olup, davacıya atfedilecek herhangi bir kusurun gerçekleşmediği, hal böyle iken tarafların kusursuz olduklarının kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı kadının maddî ve manevî tazminat isteğinin reddedilmesinin doğru bulunmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun tespiti ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alınarak kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, her na kadar bozma ilamı sonrası istinaf incelemesi duruşmalı yapılmış ise de, Yargıtay'ın yerleşik içtihatları gereği tarafların leh ve aleyhlerine, vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin erkek kardeşinin karısı ile ilişkisi olan ve ondan çocuğu olan erkeğin kusurunun ağırlığı karşısında tazminat miktarlarının düşük kaldığını, istinaf yargılamasının duruşmalı yapıldığı halde lehe vekâlet ücretine hükmedilmediğini belirterek tazminatların miktarı ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının iddialarını ispatlayamadığını, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi ve aleyhe hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanma davasında kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu , kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Her iki taraf vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.