"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1303 E., 2022/1429 K.
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/329 E., 2022/307 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1982 yılında evlendiklerini, müşterek 3 çocuklarının olduğunu, tarafların yıllardır birlikte çalıştıklarını, Almanya'da elektronik eşya, bahçe malzemeleri gibi iğneden ilpliğe her şeyi satan bir çarşıda export-import mağazası işlettiklerini, bu mağazadan birlikte çalışarak elde ettikleri gelirlerle Türkiye'de ve Almanya'da taşınmaz mallar edindiklerini, sorunsuz giden evliliklerinde davalının sorunlar çıkararak, evi terk ettiğini ve başka bir kadınla yaşamaya başladığını, yıllardır evi ve çocukları ile ilgilenmediğini, evlilik birlikteliğine hiç bir katkısının bulunmadığını, eşi ile yıllardır birlikte yaşadıkları halde müvekkilin primlerini ödemeyerek mağdur ettiğini, davalı erkeğin hem Türkiye'den hem de Almanya'dan emekli olduğunu, birlikte yaşadığı kadının primlerini toplu ödeyerek onu emekli ettiğini, taşınmazları sattığını ve birlikte yaşadığı kadın adına taşınmazlar aldığını bazı taşınmazları da önceki evliliğinden olan oğluna ve birlikte yaşadığı kadına devrettiğini, evlilik birlikteliğinin davalı erkeğin kusurlu davranışları ile çekilmez hale geldiğini beyan ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması neden ile boşanmalarına, kadın için aylık 5000,00 TL tedbir yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl enflasyon oranında arttırılmasına, müvekkili için 100.000,00 TL manevî 500.000,00 TL de maddî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin Almanya'da ikamet ettiğini, yetkili mahkemenin İstanbul Aile Mahkemeleri olduğunu, dava dilekçesindeki iddiaların asılsız ve gerçek dışı beyanlar olduğunu, iddiaların gerçeği yansıtmadığını, tarafların ... yıllar Almanya'da yaşadıklarını ve çalıştıklarını, müvekkilinin aile birliğinin üzerine yüklemiş olduğu tüm görevleri yerine getirmesine rağmen davacının geçimsiz bir yapıya sahip olması sebebiyle sürekli sorunlar yaşadıklarını, aralarında davacının hatalı tutum ve davranışları sebebiyle geçimsizlik meydana geldiğini, çekilmez bir hal aldığını, tarafların 1996 yılından itibaren fiilen ayrı yaşamaya başladıklarını, müvekkilinin Almanya da yaşadığını ve iflas ettiğini , maddî yönden zor günler geçirdiğini davacının kendisine bu aşamada destek olmadığını, müvekkilinin maddî varlıklarının pek çocuğunun ailesinden miras yoluyla intikal ettiğini, davacının hem Almanya'dan hemde Türkiye'den maaş ve gelirinin olduğunu, müvekkiline göre maddî açıdan daha ... durumda olduğunu, evlilik birliği içinde davacının müvekkiline sürekli kötü davrandığını, ... düşürücü söz ve davranışlar sergilediğini, müvekkilini aşağıladığını, görevlerini yerine getirmediğini buna rağmen müvekkilinin evlilik birliğinin devamı için çaba sarf ettiğini, müvekkilinin yaşı gereği bir çok sağlık sorunu yaşadığını ancak davacının bu süreçte kendisine destek olmadığını, maddî ve manevî desteğini esirgediğini beyan ederek, geçimsizliğin meydana gelmesinde davacının ağır kusurlu olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin müşterek evi terk ederek dava dışı Meral isimli kadınla birlikte yaşamaya başladığı, ayrılık süresince davacı eşini arayıp sormadığı, sadakat yükümlülüğünü ihlal eden ve birlik görevlerini ihmal eden davalı erkeğin tam kusurlu davranışları sonucu evlilik birliğinin devamına imkan kalmayacak derecede temelinden sarsıldığı, davacı kadına atfı kabil hiçbir kusurun ispatlanamadığı gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın için aylık 4.000,00 TL tedbir nafakasına , davacı kadın vekilinin 597 euro emekli aylığı aldığı ve yoksulluğa düşmeyeceğinden. yoksulluk nafakasına ilişkin talebinin reddine, boşanmaya sebep olan olaylara göre lehine 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları oluşmakla takdiren 100.000,00 TL manevî, 250.000,00 TL maddî tazminatın hükmün kesinleştiği tarihten başlayacak yasal faiziyle birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu olduğunu, müvekkilime yüklenen kusurların tanıkların beyanları ile doğrulanmadığını belirterek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve vekâlet ücreti yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin tam kusurlu olduğuna ilişkin kusur tespitinin ... olduğu, tarafların kusur dereceleri, ekonomik ve sosyal durumları, davacı kadının ihtiyaçları, mevcut veya beklenen menfaatlerinin boşanma yüzünden zedelenmesi, erkeğin belirtilen kusurlu davranışlarından ötürü kadının kişilik haklarının saldırıya uğraması nedeniyle kadın lehine tedbir nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde bir yanlışlık bulunmadığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilik süresi, yaşları ve tazminata esas fiillerin niteliği ile hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında nafaka ve tazminat miktarlarının uygun olduğu, davacı lehine davası kabul edildiğinden vekâlet ücretine hükmedilmesi ve boşanmanın fer'îleri yönünden ayrı vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğinden davalı lehine reddedilen fer'îler yönünden ayrıca vekâlet ücretine hükmedilmemesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyan ve itirazlarını tekrar ederek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ile lehine vekâlet ücreti hükmedilmemesi yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulü, kadın lehine tazminat ve nafakalara hükmedilmesi ve miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve 326 ncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu ve 174 üncü maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.