"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/749 E., 2022/1228 K.
DAVA TARİHİ : 17.05.2016
KARAR : Kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Anadolu 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2016/389 E., 2018/1070 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kusur gerekçesinin düzeltilmesine ve davacı erkek lehine vekâlet ücreti verilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evliliklerinin ilk zamanlarından itibaren tartışmaların başladığını, davalının kendisine düşen vazifeleri yerine getirmediğini, müvekkilinin alesine ziyarete gitmediğini, hiçbir bayramda müvekkilinin ailesini ziyarette bulunmadıklarını, onları evlerine davet etmediklerini, müvekkilinin arkadaşlarını da evine çağıramadığını, davalının müvekkili üzerinden psikolojik baskı kurmak istediğini, bu nedenlerle evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, tedbiren ortak çocuğun velâyetinin davalı anneye verilmesine, müvekkili ile her hafta sonu Cumartesi sabah 10.00' dan Pazar günü saat 18.00' a kadar ortak çocukla kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için aylık 300,00 TL nafakaya karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; evlendiklerinde davacının maddî durumunun iyi olmadığını, eşinin borcu nedene ile bankalardan defalarca kredi çektiğini, maaşının bir kısmını bu borçlar yüzünden göremediğini, maddî konular nedeni ile hiç problem çıkarmadığını, eşinin ailesi, akrabaları ve arkadaşları hiçbir problem yaşamadığını, eşinin maddî durumunun düzelmesiyle sevgi ve saygısının azaldığını, her fırsatta evliliği bitireceğini söylemeye başladığını, ortak çocuğa "oğlum sana ... adında çiftliği olan, büyük evi olan bir cici anne buldum. O çok güzel, zayıf, bundan sonra onunla yaşayacağız" dediğini, her şeye rağmen boşanmayı istemediğini, davanın reddine karar verilmesini, Bölge Adliye Mahkemesinin bozma sonrası yapılan duruşmasında hükmedilen iştirak nafakasının 5.000,00 TL'ye çıkarılmasını talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 22.11.2018 tarihli ve 2016/389 Esas, 2018/1070 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasında kadının, erkeğin ailesi ve arkadaşları ile görüşmesini istememesi, taraflar arasında sevgi ve saygının kalmaması, küçük meselelerden tartışmaları, davacı erkeğin boşanma konusunda kararlı olduğu, tarafların çocuk doğduktan sonra yataklarını ayırmaları nedeniyle aralarında evlilik birliğinin temel unsurlarından olan cinsel birlikteliğin uzun yıllardır yaşanmadığı, tarafların 2016 yılından itibaren ayrı yaşamaya başladıkları, erkeğin çocukla ilgilenmesinin evliliği sürdürmeye yönelik bir iradenin varlığı olarak değerlendirilmeyeceği, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu ve tarafların eşit derecede kusurlu oldukları gerekçesiyle davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi de gözönüne alınarak kararın kesinleşmesinden itibaren velâyeti anneye verilen ortak çocuk için aylık 600,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili vekâlet ücreti yönünden, davalı kadın vekili hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 04.11.2021 tarihli ve 2019/314 Esas, 2021/1752 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince tarafların çocuk doğduktan sonra yataklarını ayırdıkları, aralarındaki evlilik birliğinin temel unsurlarından olan cinsel birlikteliğin uzun yıllardır yaşanmadığı belirtilmiş ise de bu hususun ispatlanmadığı ancak dayanılan ve ispat edilen vakıalar sonucunda evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda eşine hakaret eden, eşinin ailesini istemeyen, eve kabul etmeyen, arkadaşları ile görüşmesini istemeyen davalı kadının tam kusurlu olduğu, erkeğin bir kusurunun ispatlanmadığı, tarafların boşanmalarına karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, davalı kadının yargılamanın hiçbir aşamasında iştirak nafakası talebinde bulunmadığı ancak velâyet kendisine verilmeyen tarafın müşterek çocukların giderlerine katılma zorunluluğu ve Mahkemenin çocukla ilgili tasarrufları kamu düzenini ilgilendirdiğinden iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru olmakla birlikte bu nafakanın miktarına yönelik kadının istinaf talebinin yeni bir dava açarak arttırılmasını talep etme hakkı bulunduğu ancak davanın kabulüne karar verilmiş olmakla, kendisini yargılama sırasında vekil ile temsil ettiren davacı erkek yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığı belirtilerek; davalı kadının kusur tespitine yönelik istinaf talebinin dayanılan ve ispat edilen vakıalar yönünden gerekçesinin düzeltilerek, kabul edilen boşanma davası ve iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf talebinin ise esastan reddine, erkeğin vekâlet ücretine yönelik istinaf talebinin kabulü ile erkek davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden lehine vekâlet ücretine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili davanın kabulü, kusur belirlemesi ve iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 28.03.2022 tarihli ve 2022/1658 Esas, 2022/2923 Karar sayılı kararıyla; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kusur tespitinin gerekçesi düzeltilerek denilmesine rağmen neticede esastan reddine karar verilmek suretiyle gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratıldığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince tarafların çocuk doğduktan sonra yataklarını ayırdıkları, aralarında ki evlilik birliğinin temel unsurlarından olan cinsel birlikteliğin uzun yıllardır yaşanmadığı belirtilmiş ise de bu hususun ispatlanmadığı ancak dayanılan ve ispat edilen vakıalar sonucunda evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda eşine hakaret eden, eşinin ailesini istemeyen, eve kabul etmeyen, arkadaşları ile görüşmesini istemeyen davalı kadının tam kusurlu olduğu, erkeğin bir kusurunun ispatlanmadığı, tarafların boşanmalarına karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, davalı kadının yargılamanın hiçbir aşamasında iştirak nafakası talebinde bulunmadığı ancak velâyet kendisine verilmeyen tarafın müşterek çocukların giderlerine katılma zorunluluğu ve Mahkemenin çocuklarla ilgili tasarrufları kamu düzenini ilgilendirdiğinden iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru olmakla birlikte bu nafakanın miktarına yönelik kadının istinaf talebinin yeni bir dava açarak arttırılmasını talep etme hakkı bulunduğundan reddi gerektiği ancak davanın kabulüne karar verilmiş olmakla, kendisini yargılama sırasında vekil ile temsil ettiren davacı erkek yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığı belirtilerek; davalı kadının kusur tespitine ilişkin istinaf talebinin dayanılan ve ispat edilen maddî vakıalar nedeniyle tam kusurlu olduğu sabit olmakla hükmün gerekçesinin düzeltilerek davanın kabulü ve iştirak nafakasının miktarına ilişkin istinaf taleplerinin ise reddine, erkeğin vekâlet ücretine yönelik istinaf talebinin kabulü ile davacı erkek davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden lehine vekâlet ücretine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkiline yüklenen kusurların ispatlanmadığını, davanın reddinin gerektiğini aksi takdirde iştirak nafakası miktarının artırılması gerektiğini ileri sürerek davanın kabulü, kusur belirlemesi ve iştirak nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında davalı kadının kusurlu olup olmadığı, davacı erkeğin boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, iştirak nafakasının miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 182 nci ve 330 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.İlk Derece Mahkemesince erkeğe kusur olarak yüklenen vakıaların, Bölge Adliye Mahkemesince ispatlanamadığı gerekçesiyle erkeğin kusurlarından çıkarılmasına, kadına ise bir takım başka kusurlar eklenmek suretiyle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının eşit kusur şeklindeki gerekçesinin düzeltilmesine karar verilmiş ise de İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı erkek tarafından kusur belirlemesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmadığı, böylece erkeğe yüklenen kusurların kesinleştiği, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğe yüklenen kusurların çıkarılmasının doğru olmadığı anlaşılmaktadır. Diğer yandan davacı erkek tarafından kusur belirlemesi istinafa getirilmediği halde istinaf kanun yoluna başvuran davalı kadının aleyhine olacak şekilde hakaret vakıasının kadına yüklenmesi de doğru olmamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında ve yapılan incelemede tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekirken yazılı olduğu şekilde davalı kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğunun kabulü doğru görülmemiştir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibarıyla doğru bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek onanması, 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmü gereğidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta açıklandığı üzere; davalı kadın vekilinin Bölge Adliye Mahkemesince yapılan değerlendirmeye yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile sonucu itibarıyla doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA,
İstek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.