Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11501 E. 2023/2734 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tarafların boşanma davalarının kabulü, kusur belirleme, maddi ve manevi tazminat taleplerinin olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alınarak usul ve yasaya uygun bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/757 E., 2022/1477 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/641 E., 2021/194 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine, kadının davasının reddine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine, kadının davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı davalı kadın dava dilekçesinde özetle; eşi ile fikir ve düşünce farklılıklarının bulunduğunu, geçinemediklerini, sevgi ve saygının ortadan kalktığını, birliğin temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kendisi ve ortak çocuk için ayrı ayrı aylık 4.000,00 TL nafaka ile 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı davalı kadın vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, aşırı kıskanç olduğunu, cinsel şiddet uyguladığını, eşine ve evine ilgisiz olduğunu, aşırı cimri olduğunu, terör örgütü üyeliğinden hakkında soruşturma başlatıldığını iddia ederek, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini, çocuklar için aylık toplam 4.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini, müvekkili yararına 150.000,00 TL maddi ve 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı davacı erkek vekili asıl davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının müvekkilinin telefonlarına cevap vermediğini, yatakları ayırdığını, nereye gittiğini söylemediğini, eşinin güvenini sarstığını, tehdit ettiğini, eşine bağırdığını belirterek, tarafların boşanmalarına karar verilmesini, müvekkili yararına 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

2.Davalı davacı erkek vekili birleşen davada, dava dilekçesinde özetle; kadının polis memuru olan Rasim E isimli erkek ile ilişkisi olduğunu, bu erkek ile zina yaptığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 ... maddesi olmadığı takdirde 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili yararına 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 19.12.2019 tarih ve 2018/1048 Esas, 2019/983 Karar sayılı kararı ile toplanan deliller, dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı davalı kadının herhangi bir vakıa bildirmediği, dinlenen tanıklarının da görgüye dayalı bilgisinin bulunmadığı, kadından duyumlara dayalı anlatımlarda bulundukları, dinlenen erkek tanıklarının beyanlarına göre, kadının sadakatsiz davranışlarda bulunduğu, erkeğe hakaret ettiği hususlarının sabit olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının kusurlu olduğu, bu kapsamda asıl dava yönünden davanın reddine, birleşen dava yönünden erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, çocuklar için nafakaya hükmedildiği, kadının ahlaksız davranışları, eşine hakareti karşısında kişilik hakları zedelendiğinden erkek yararına manevî tazminata karar verildiği gerekçesi ile asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetini anneye verilmesine, ortak çocuklar için aylık 750'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek yararın 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili tarafından hükmün tamamı yönünden, davalı-davacı erkek vekili tarafından katılma yolu kısa kararda davanın 4721 sayılı Kanun'un 161 ... maddesi uyarınca kabulüne karar verildiği yazılmasına rağmen hüküm fıkrasında davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulüne karar verilmek sureti ile hüküm ile kısa karar arasında çelişki yaratılması yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 20.10.2020 tarih ve 2020/866 Esas, 2020/1194 Karar sayılı kararı ile tefhim edilen kısa kararda "Birleşen dava yönünden davanın kabulü ile tarafların zina sebebiyle boşanmalarına" karar verildiği halde gerekçeli kararda "Birleşen dava yönünden davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince boşanmalarına" karar verilmek sureti ile kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığı gerekçesiyle, davalı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi Kararının kaldırılmasına, usule uygun şekilde yargılama yapılıp sonucu uyarınca karar verilmek üzere dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; kadının asıl davada herhangi bir vakıa bildirmediği, dinlenen tanıkların da görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, kadından duyumlara dayalı anlatımlarda bulundukları, bu nedenle asıl davanın reddine karar verildiği, birleşen dava yönünden ise kadının sadakatsiz davranışlarda bulunduğu, erkeğe hakaret ettiği, getirtilen otel kayıtlarında kadının başka bir erkekle aynı otelde birlikte kaldığı, telefon kayıtlarının incelenmesinde de başkasıyla normal olmayan görüşmeler yaptığı hususlarının sabit olduğu, birleşen dava yönünden zina sebebiyle boşanmaya karar verilmesi koşullarının oluştuğu, uzman raporu doğrultusunda çocukların ... zamandır anne yanında yaşadığının anlaşıldığı, bu nedenle velâyetlerinin anneye verilmesine karar verildiği, çocuklar için nafakaya hükmedildiği, erkek yararına kişilik hakları zarar gördüğünden manevî tazminata hükmedildiği gerekçesi ile asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 ... maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetini anneye verilmesine, ortak çocuklar için aylık 750'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek yararın 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin fiziksel şiddet gördüğü hususunun darp raporu ve tanık beyanları ile kanıtlandığını, müvekkili yararına maddi ve manevî tazminat koşullarının oluştuğunu, boşanma davası açılmak ile fiilen ayrı yaşamaya hak kazanan müvekkilinin otelde bulunmasının zinanın kabulü için yeterli olmadığını, zina fiilinin ispat edilemediğini, müvekkili aleyhine hükmedilen manevî tazminatın da fahiş olduğunu belirterek, hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı davalı kadının başka bir erkekle aynı otel ve odada kaldığı, bu kişiyle normalin dışında görüşmeler yaptığı, zinasının ispatlandığı, birleşen davada verilen boşanma kararının ... olduğu, yargılama sırasında dinlenen tanıklar Nebahat, Abdulkadir ve İmran'ın beyanlarında taraflar ayrıldıktan sonda davacı kadının yüzünde ve dudağında morluklar ve patlaklık gördüklerini belirttiklerinden, davalı davacı erkeğin kadına şiddet uyguladığının ispatlandığı, davacı davalı kadın tarafından süresinde verilen cevaba cevap dilekçesinde şiddet vakıasını ileri sürdüğü, bu sebeple davalı davacı kadının ağır, davalı davacı erkeğin de az kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesinin asıl davada davanın reddine karar vermesi ... olmadığından, davacı davalı kadının boşanmaya yönelik istinaf talebi kabul edilerek asıl davanın kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verildiği, davacı davalı kadının güvenlik şirketinde çalışıp asgari ücret aldığı, davalı davacı erkeğin emekli olup aylık 5.803,00 TL maaş aldığı, Gölbaşı'nda evinin olduğu, davacı davalı kadının mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarının, erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında erkek yararına takdir edilen manevî tazminat miktarının uygun olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda kadın ağır kusurlu olduğundan, maddi ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verildiği, boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş tarafın gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlü olduğu, bu hususu hakim görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerektiği, çocuklar için iştirak nafakası takdiri ... olduğu gibi tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, hakkaniyet ilkesi de dikkate alındığında takdir edilen nafaka miktarının da uygun olduğu, boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına, geçimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden almak zorunda olduğu, boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar müşterek çocuklar yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi ve hükmedilen nafakaların miktarları da uygun olduğu gerekçesi ile kadının kusur tespiti ve asıl davanın reddi kararına yönelen istinaf talebinin kabulüne, davacı davalı kadının davasının da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı davalı kadının tazminat taleplerinin reddine, davacı davalı kadın vekilinin diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı davalı kadın vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü kararının hatalı olduğunu, müvekkilinin fiziksel şiddete uğradığının ve kişilik haklarına saldırıya uğradığının sabit olduğunu, müvekkili yararına maddi ve manevî tazminat koşullarının oluştuğunu, erkeğin ağır kusurlu olduğunu, boşanma davasından sonraki otel kaydının hükme esas alınmasını kabul etmediklerini, otel kaydının zina eyleminin kanıtı niteliğinde olmadığını, müvekkili aleyhine manevî tazminat koşullarını oluşmadığı gibi miktarının da fahiş olduğunu belirterek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen manevî tazminat ile reddedilen tazminat talepleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

2.Davalı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü kararının hatalı olduğunu, müvekkiline yüklenen fiziksel şiddet kusurunun ispatlanmadığını, müvekkilinin bu olay nedeni ile yargılandığını ve beraat ettiğini, ayrı yaşamaya başladıktan sonra tarafların bir araya gelmediğini, bu nedenle fiziksel şiddetin müvekkili tarafından gerçekleştirilmediğinin sabit olduğunu belirtilerek, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tarafların boşanma davalarının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusur belirlemesi, davalı davacı erkek yararına hüküm altına alınan manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarı, davacı davalı kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... ve 371 ... maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 ... maddesi, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 161 ... maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.05.2023tarihinde oy birliğiyle karar verildi.