"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2151 E., 2022/2664 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/538 E., 2021/787 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine, kadının ziynet alacağı davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının 26.04.2019 tarihinde ailesinin yanına ... iline gittiğini, ancak ...'a geri dönüş saatine iki saat kala kadının babasının erkeği arayarak kızının boşanmak istediğini ve ...'a dönmeyeceğini söylediğini, erkeğin kadına telefonla ulaşması üzerine kadının evlilikten sıkıldığını, erkeği artık sevmediğini, cinsel anlamda soğuduğunu, ayrılmak için iki yıldır plan yaptığını söylediğini, erkeğin evliliği kurtarmak amacıyla kadına uzman desteği almayı teklif ettiğini ancak bu girişimlerin karşılıksız kaldığını, erkeğe tehdit içerikli mesajlar gönderdiğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 5.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata hükmolunmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-karşı davalı erkek vekili cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; Kadının cevap ve karşı dava dilekçesi ile delillerini süresi içerisinde ileri sürmemesi nedeniyle iddia ve savunmalarının yargılamaya esas alınamayacağını, erkeği istemediğini, onu eş olarak arzulamadığını ve onu çocuğu olarak gördüğünü söylediğini, sürekli hakaret edip boşanma istediğini beyan ettiğini, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, ziynetlerin kadının uhdesinde kaldığını ileri sürerek karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesi tebliğinin usulsuz olduğunu, erkeğin evlilik birliği içerisinde kadına fiziksel şiddet uyguladığını, alkol ve madde bağımlısı olduğunu, her hafta sonu ailesinin yanına gittiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, evin iaşesine karışmadığını, sosyal medya üzerinden kadına ve ailesine karşı iftira niteliğinde söylemlerde bulunduğunu, erkeğin daha önce ... ve ... Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde 4 ay süre ile yatılı olarak tedavi gördüğünü, tarafların evlilik birliği içerisinde erkeğin ağır kusurlu olduğunu ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının, evin eşya eve kredi kartı borçlarında ödenmek üzere erkek tarafından alındığını iddia ederek cins ve nevi dava dilekçesinde belirtilen ziynet eşyalarının aynen iadesine, bunun mümkün olmaması durumunda bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı-karşı davalı kadın vekili ıslah dilekçesiyle; bilirkişi raporu ile toplam 54.476,00 TL olarak hesaplanan ziynet eşyası bedelinin dava tarihinden itibaren hesaplanacak faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, eşi hakkında onu çocuğu gibi gördüğü, sevmediği, cinsel olarak istemediği, aşık olmadığı, evliliğin böyle olduğunu tahmin etmediği, sorunun kendisinde olduğuna dair tanık Mehmet Selim'e mesaj gönderdiği, eşine boşanma istediğini söylediği, başka erkekle olan çizimini sosyal medyadan paylaşarak güven sarsıcı davranışta bulunduğu ve psikiyatrik tedavi görmesine neden olacak şekilde eşinin psikolojisini bozduğu, erkeğin ise evinde durmadığı, eşine karşı ilgisiz olduğu, sürekli alkol kullandığı, alkol aldıktan sonra çevreye zarar verici davranışlarda bulunduğu, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, kadının boşanma isteğini dile getirdikten sonra sosyal medya üzerinden eşinin şeref ve haysiyetine yönelik iftira içeren paylaşımda bulunduğu, böylelikle boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, öte yandan; kadının ses kayıtlarının hukuka aykırı yolla elde edildiği, erkeğin dayandığı intihar girişimine ait vakıanın evlilik öncesinde gerçekleştiği, ... 22. Asliye Ceza Mahkemesi dosyasına konu hakaret davasının dava tarihi sonrasına ilişkin olduğu, kadın tarafından erkeğin telefonuna ait son 2 yıl içerisindeki mesajlaşma ve internet kullanımına dair kayıtlara delil olarak dayanılmış ise de bu delille ilgili olmak üzere dilekçeler aşamasında gerekli açıklamanın yapılmadığı, kadının sosyal medyada paylaştığı çizimin ardından erkek tarafından aynı çizim için paylaşılan sözlerin kadının kusurlu hareketine tepki olarak gerçekleştirildiği, böylece anılan hareketlerin kusur olarak dikkate alınamayacağı gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkeğin maddî ve manevî tazminat talepleri ile kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın lehine 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, ziynet alacağı davası yönünden yapılan değerlendirmede ise; ziynet eşyalarının bir kısmının erkeğin kredi kartı borçları nedeniyle bir kısmının ise ev alınırken bozdurulduğu, kadının evden ayrılırken üçlü bileziğinin ve alyansının kolunda olduğu, düğünde takılan paranın harcandığı hususunun ispat edilemediği gerekçesi ile kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulüyle İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararının 5 numaralı bendinde cins ve miktarı belirtilen ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iade mümkün değilse ziynet eşyalarının bedeli olan 40.136,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte erketen alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ile kendi tazminat taleplerinin reddi ve ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ve hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ve eklerinin kadına usulüne uygun tebliğ edilmesine ve yasal cevap verme süresi geçmesine rağmen mahkemece kadına cevap dilekçesi sunması için verilen sürenin hatalı olduğunu, cevap ve karşı dava dilekçesinin süresinde olmadığını, davanın açıldığı ve dava dilekçesinin kadının yerleşim yeri adresine gönderildiği tarihte kadının mernis adresi ile yerleşim yeri adresinin aynı olduğu ancak ilk tebligatın bila ikmal dönmesinden sonra kadının adres kayıt sistemindeki adresini değiştirdiğini, mahkemenin hatalı değerlendirme sonucu kadının her iki adresinin farklı olması nedeniyle mernis şerhli olarak yapılan tebligatın usule uygun olmadığı gerekçesiyle kadına cevap dilekçesi sunması için imkan tanınmış olmasının usule aykırı olduğunu, fiziksel şiddet uyguladığına ilişkin tanık beyanlarının soyut olduğunu, mahkemece yüklenen diğer kusurların dosya kapsamına uygun olmadığını, kadının erkeği tehdit ettiğini, kadının ailesinin evliliğe müdahalesine ve hakaretlerine sessiz kaldığını, dosyaya sunulan ses kaydının erkek tarafından elde edilmeyip erkeğe yollandığını bu sebeple hükme esas alınması gerektiğini, kadının ziynet eşyalarının bozdurulduğunu ispatlayamadığını, mahkemeinin de gerekçeli kararında kadının ziynet eşyalarına ilişkin iddiasını ispat edemediğini belirttiği halde bu gerekçesiyle çelişkili şekilde hüküm kurduğunu ileri sürerek; kararın, kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ile kendi tazminat taleplerinin reddi ve kadının kabul edilen ziynet alacağı davası yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin aşamalarda belirttiği ses kayıt tarihinin dava tarihinden sonra olduğunu, bu delilin hukuka aykırı yollarla elde edildiğini, kadının ispat edilmiş bir kusurunun bulunmadığını, hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının günün ekonomik koşullarına göre az olduğunu ileri sürerek erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ve hükmedilen tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların kusur durumlarına göre asıl ve karşı davanın kabulü ile kadın yararına tazminata hükmedilmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı ile koşullar oluşmuş ise miktarların hakkaniyete uygun olup olmadığı ve kadının ziynet alacağı davasını ispat edip edemediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 220 inci maddesi, 222 nci maddesi, 226 ncı maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 nci ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı kadının tüm, davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine ilgisiz davranan, evinde durmayan, sürekli alkol kullanan, fiziksel şiddet uygulayan, kadının boşanma isteğini dile getirdikten sonra sosyal medya üzerinden eşinin şeref ve haysiyetine yönelik paylaşımlarda bulunan erkeğin ağır; eşi hakkında, onu çocuğu gibi gördüğü, sevmediği, cinsel olarak istemediği, aşık olmadığı, evliliğin böyle olduğunu tahmin etmediği, sorunun kendisinde olduğuna dair dava dışı 3. Kişiye mesaj gönderen, eşine boşanma isteğini söyleyen, başka erkekle olan çiziminin sosyal medyada paylaşılmasına sebep olarak güven sarsıcı davranışta bulunan ve psikiyatrik tedavi görmesine neden olacak şekilde eşinin psikolojisini bozan kadının ise az kusurlu olduğuna hükmedilmiştir. Her ne kadar erkeğe, eşine fiziksel şiddet uyguladığı yönünde kusur yüklenmiş ise de; dosyanın tetkikinden, erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığına yönelik tanık beyanlarının soyut olduğu, kadının, karşı dava dilekçesinde fiziksel şiddete ilişkin dayandığı vakıanın evliliğin başında gerçekleştiği yönündeki iddialar ile tanık beyanlarının birlikte değerlendirilmesinden, kadının kök ailesinin yanına ...'ya ilk gidişinden sonra ...'a ortak konuta döndüğü, sonrasında taraflar arasındaki evlilik birliğinin bir süre devam ettiği, bu süreçte kadına fiziksel şiddet uygulandığına dair bir iddia ve delilin dosya içeriğinde mevcut olmadığı, kadının 26.04.2019 tarihinde geçici görev ile tekrar ...'ya gittiği ve dönüş tarihi belli olmasına rağmen tarafların ikameti olan ...'a dönmediği, bu durumda; erkeğe kusur olarak yüklenen "eşine fiziksel şiddet uyguladığı" vakıasının dosya kapsamındaki delillerle ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen tarafların diğer kusurlu davranışlarına göre ise tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Hal böyle iken Mahkemece, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu şeklindeki kusur belirlemesi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3.Yukarıda ki bentte açıklandığı üzere, tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit derecede kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu maddî ve manevî tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerekir. Mahkemece, kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine göre kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönlerinden BOZULMASINA,
3.Davalı-karşı davacı kadının tüm, davacı-karşı davalı erkeğin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Fatih'e iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının Tuğçe'ye yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.