"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/579 E., 2022/709 K.
DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...
DAVALI-DAVACI : ... vekilİ Av. ...
DAVA TARİHİ : 08.11.2018
KARAR : Bozmaya uyularak kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen onanmasına, maddî-manevî tazminatlar yönünden ise kısmen bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadının maddî ve manevî tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; davalının evlilik boyunca kadına fiziksel, sözlü, cinsel, ekonomik, psikolojik şiddet uyguladığını, sadakatsiz davrandığını, ilgi ve sevgi göstermediğini, en ufak sebeplerden kavga çıkardığını, değer vermediğini, sosyal ortamlara kadını sokmadığını, kadınla vakit geçirmediğini, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklardan ... için 650,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile ... için 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine, kadın lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ile 750,00 TL tedbir ve devamında yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde; kadının iddia ettiği hususların gerçeği yansıtmadığını, tam kusurlu kadının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; kadının sadakatsiz davrandığını, sadakatsizliğini itiraf ettiğini, erkeğe asılsız ithamlarda bulunarak onu adli makamlara şikayet ettiğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, çocuklardan her biri için 1.000,00 TL tedbir ve devamında iştirak nafakası takdirine, erkek lehine 30.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 02.10.2019 tarihli ve 2018/595 Esas, 2019/457 Karar sayılı kararı ile; erkeğin eşine hakaret ettiği, aşağılayıcı sözler söylediği, eşi ile birlikte vakit geçirmediği, fiili ayrılık sürecinde ortak çocukların ve eşinin ihtiyaçlarını karşılamadığı, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, böylece boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu, kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurunun bulunmadığından bahisle, davacı-davalı kadının davasının kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklarla baba arasında şahsi ilişki tesisine, kadın yararına 300,00 TL tedbir, 400,00 TL yoksulluk, ortak çocuklardan ... yararına 200,00 TL tedbir, 300,00 TL iştirak, ... yararına 150,00 TL tedbir, 300,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 18.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin birleşen davasının ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 11.02.2021 tarihli ve 2019/2368 Esas, 2021/262 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve kanuna aykırılık bulunmadığından bahisle davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 24.05.2021 tarihli ve 2021/2985 Esas, 2021/3792 Karar sayılı kararı ile; davalı-davacı erkeğin birleşen dava dilekçesinde kadının sadakatsiz davranışlarda bulunduğu vakıasına dayandığı ve bu vakıanın ispatı için kadın tarafından kullanılan telefona ilişkin kayıtların dosya arasına alınmasını talep ettiği, telefon kayıtlarına ilişkin olarak ilgili operatör tarafından gönderilen CD'nin incelenip incelenmediğinin, incelendi ise hangi sebeplerle hükme esas alınmadığının tartışılmadığı, bu anlamda kararın gerekçesiz olduğu yönünde yapılan tespitler ile Bölge Adliye Mahkemesi'nin esastan ret kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma sebebine göre de davalı-davacı erkeğin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince, erkeğin eşine hakaret ettiği, aşağılayıcı sözler söylediği, eşi ile birlikte vakit geçirmediği, fiili ayrılık sürecinde evin ve ailesinin ihtiyaçlarını karşılamadığı ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamı doğrultusunda davacı-davalı kadının telefon kayıtları üzerine yapılan inceleme sonrasında da kadının boşanmaya sebebiyet verecek bir kusurunun dosya kapsamından ispatlanamadığı, böylelikle boşanmaya neden olan olaylarda davalı-davacı erkeğin tam kusurlu olduğundan bahisle davacı-davalı kadının davasının kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk ... ... olduğundan bu çocukla ilgili velâyet ve nafaka talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer ortak çocuk ...'nin velâyetinin anneye verilmesine, baba ile aralarında şahsi ilişki tesisine, ortak çocuk ... yararına 150,00 TL tedbir ve devamında 300,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, kadın lehine 300,00 TL tedbir ve devamında 400,00 TL yoksulluk nafakası ile yine kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, erkeğin birleşen boşanma davasının ise reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince verilen bu karara karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 14.06.2022 tarihli ve 2022/4022 Esas, 2022/5794 Karar sayılı ilamı ile İlk Derece Mahkemesince verilen ilk hükümde davacı-davalı kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 18.000,00 TL manevî tazminata hükmedildiği, hükmün yalnızca davalı-davacı erkek tarafından istinaf edildiği, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karara karşı yine yalnızca davalı-davacı erkek tarafından temyiz yoluna başvurulduğu, Dairenin bozma ilamı sonrasında İlk Derece Mahkemesince kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedildiği, İlk Derece Mahkemesinin ilk kararına karşı sadece erkeğin kanun yoluna başvurmuş olması nedeniyle bu miktarların erkek yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu, İlk Derece Mahkemesi'nin bozma ilamı sonrasında verdiği ikinci kararda kadın lehine hükmedilen tazminatların, usuli kazanılmış hakka aykırı olacak şekilde artırılmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğinden bahisle İlk Derece Mahkemesi kararının tazminatlar yönünden bozulmasına, erkeğin sair temyiz itirazlarının ise reddiyle hükmün sair yönlerden kısmen onanmasına karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanma ve diğer fer'îler yönünden karar kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davacı-davalı kadın lehine 20.000,00 TL maddî, 18.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; davalı-davacı erkeğin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurunun bulunmadığını, erkeğe yüklenilen sadakatsizlik kusurunun dosya kapsamından ispatlanamadığını, aksine kadının sadakatsiz davranışları nedeniyle evlilik birliğinin sarsıldığını iddia ederek; kadının kabul edilen boşanma davası, kusur tespiti, aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında kadının davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın lehine maddî ve manevî tazminatlara hükmedilirken, erkeğin usuli kazanılmış hakkına riayet edilip edilmediği, tazminatların miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 09.05.1960 tarihli, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu , kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı-davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.