"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/837 E., 2022/1544 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulüyle yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 19. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/1282 E., 2021/311 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve kadın yararına boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının evi iki kez terk ettiğini, erkeğin iflas etmesi nedeniyle kadının evden ayrıldığını, evlilik birliği sürecinde erkeğe sözlü, psikolojik ve ekonomik olarak şiddet uyguladığını, müsrif olduğunu, annesinin sözünden çıkmadığını, sürekli olarak küstüğünü, suratının her daim asık olduğunu, gergin olduğunu, erkeğin ailesine ve eve gelen misafirlere suratı asık ve saygısızca davrandığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, erkeğin telefonunu habersizce karıştırdığını, lükse düşkün olduğunu ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına erkek lehine yasal faizi ile birlikte 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ödenmesine, nafakalara her yıl enflasyon oranında artış uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddialarının asılsız olduğunu, kadının evi terk etmediğini, erkeğin bağımsız konut temin etmediğini, erkeğin kadını evden kovulduğunu, kadının güvenini sarstığını, kadına vakit ayrımadığını, haftanın 3-4 günü alkol tükettiğini, buna bağlı olarak sinirlerini kontrol edemediğini, baskı uyguladığını, kadına küfür ettiğini, para harcama konusunda zaaflarının olduğunu, gece hayatına oldukça fazla para harcadığını, kadına hiç saygı göstermediğini ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ödenmesine, nafakalara ÜFE-TÜFE oranında artış uygulanmasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına bağımsız bir konut temin edemediği, kök ailesinin evliliğe müdahalesine imkan tanıdığı, kadının ekonomik ihtiyaçlarını gereği gibi kaşılamayarak ekonomik şiddet uyguladığı, sürekli olarak evliliği zora sokacak şekilde alkol aldığı, kadının arkadaş ve ailesinin misafir olarak eve gelmesine izin vermediği, erkeğin annesinin kadını baskı altına aldığı böylece erkek tarafından çekirdek aile oluşumunun engellendiği, kadının ise erkeğin annesine "eşşek gibi bana bakacaksınız" diye hitapta bulunduğu, ekonomik istekleriyle erkeğin imkanlarını zorladığı, evin kapılarını hızlı vurarak agresif davrandığı, kök ailesinin evliliğe müdahalesine imkan tanıdığı ve ev içerisinde günlük zorunlu işleri eksik yaptığı gerekçesiyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin ağır, davalı-karşı davacı kadının ise az kusurlu olduğundan bahisle asıl ve karşı davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadın lehine 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 400,00 TL tedbir ve kararın kesinleşmesinden itibaren aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının, dinlenilmeyen tanıklarından vazgeçmediğini, bu konuda muvafakatlarının olmadığını, İlk Derece Mahkemesince tanıkların dinlenilmesine gerek olmadığına yönelik karar verilmeden hüküm tesisinin doğru olmadığını, HTS ve SGK kayıtlarının dosyaya celbedilmediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, gerekçeli kararın kusur belirlemesi anlamında da açık olmadığını, erkeğin ağır kusurlu olduğu belirtildiği halde gerekçenin bir bölümünde erkeğin tam kusurlu olduğunun açıklandığını, erkeğin işsiz olduğunun SGK kayıtları ile sabit olduğunu, kadının çalıştığını belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, erkeğin tazminat taleplerinin reddi ile tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri hakkında hüküm kurulmaması yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 09.02.2021 tarihli duruşmada davalı-karşı davacı kadın vekilinin bir kısım tanıklarının dinlenilmesinden vazgeçtiği, davacı-karşı davalı vekilinin de aynı celse kadın vekilinin bu beyanına ilişkin diyeceklerinin olmadığını imzalı olarak ifade ettiği, davalı-karşı davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasına ilişkin gerekçede her ne kadar davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilmiş ise de gerekçeli kararın tamamı ve verilen karar da dikkate alındığında bu yazım yanlışlığının maddî hataya dayalı olduğu, mahallinde düzeltilmesinin her zaman mümkün olduğu, esasa etkili görülmediği, erkek tarafından, kadının her konuda annesine danıştığına, her gün annesi ile konuştuğuna ilişkin kadına ait telefon hattının HTS kayıtlarının getirtilmesi istenilmiş ise de; ilk derece mahkemesince davalı-karşı davacı kadına bu vakıaya yönelik olarak kusur yüklenildiği, ilk derece mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin, davalı-karşı davacı kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesince kusur belirlemesinin doğru yapıldığı, kadının davasının kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ağır kusurlu erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, kadın lehine şartları oluşan tazminat ve nafaka takdir edilmesinin isabetli olduğu ve miktarların uygun olduğu ancak erkeğin tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerine ilişkin karar verilmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı erkeğin tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri hakkında hüküm kurulmamasına yönelik istinaf itirazlarının kabulüyle yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davacı-karşı davalı erkeğin şartları oluşmayan tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, erkeğin sair istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarla kadının ikinci cevap dilekçesinin süresinde olmaması nedeniyle burada dayandığı vakıaların dikkate alınamayacağını, erkeğe yüklenilen kusurların kadın tarafından karşı dava dilekçesinde ileri sürülmediği, erkeğin işsiz olduğunu, bu sebeple aleyhine tazminat ve nafakaya hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kadının boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğunu ileri sürerek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, erkeğin tazminat taleplerinin reddi ile tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri hakkında hüküm kurulmaması yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafakalara ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarların hakkaniyete uygun olup olmadığı ve erkeğin feri taleplerinin reddine ilişkin verilen hükmün isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.