Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11556 E. 2023/2622 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadının açtığı boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı ve boşanmaya sebep olan olayların affedilmiş olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların boşanma davası açıldıktan sonra bir süre birlikte yaşamaları ve davacı kadının bu durumu duruşmada beyan etmesi, önceki olayların affedildiği veya en azından hoş görüldüğü şeklinde değerlendirilerek, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına dair yeterli delil bulunmadığından mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1397 E., 2022/1527 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Rize Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/12 E., 2022/354 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının reddine, ziynet alacağı davasının tefrikine karar verilmiştir.

Kararın, davacı kadın vekili tarafından boşanma davası yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından boşanma davası yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların 2018 yılında evlendiklerini, ortak bir çocuklarının olduğunu, davalı erkeğin sürekli olarak müvekkiline yönelik ... düşürücü ve hakaret içeren sözler söylediğini, müvekkilinin evlilikleri boyunca sürekli fiziki şiddete maruz kaldığını, davalı erkeğin psikolojik sorunları olduğunu, öfkesine hakim olamadığını, müvekkilin ailesine yönelik de hakaret ettiğini, evin ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini ve "ben sana bakmak zorunda değilim" şeklinde söylediğini, maddî ve manevî destek vermediğini, psikolojik şiddet uyguladığını ve tehdit ettiğini, başka kadınlarla aldattığını, davalı erkeğin ailesinin de müvekkilini ve ortak çocuğu istemediğini, davalı erkeğin iddialarının gerçeği yansıtmadığını, evlilik birliğinin davalı erkeğin tutum ve davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuk lehine 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 80.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, 150 gram altın bileziklerden oluşan ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; açılan davanın haksız ve hukuksuz olduğunu, müvekkilinin davacı kadının ancası ve abisi tarafından evlilik süresinde tarafların her tartışmasında tehdit edildiğini, Rize ilinde kimi kimsesi olmayan müvekkilinin tehditler nedeniyle ciddi şekilde korku oluştuğunu, müvekkilinin eşi hakkında herhangi bir ... düşürücü söz ve hakarette bulunmadığını, bunun tam aksine davacı kadının müvekkiline karşı hakaret ve söylemlerinin mevcut olduğunu, müvekkilinin fiziki şiddet uyguladığı iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin eşini asla aldatmadığını, bu durumun iftira niteliğinde olduğunu, tarafların 2020 yılı Haziran ayında barıştıklarını ve önceki olayların af kapsamında olduğunu, davacı kadının evden ayrıldığını, müvekkilinin düğünde takılan altınları Ağrı ilindeyken bir bankada kendi ve eşi adına her ikisinin beraber geldiklerinde açılmak üzere ayarlanmış kiralık kasada muhafaza ettiğini, altınları bankadan aldıklarını ve kadında kaldığını beyanla, ziynet alacağı ve boşanma davası ile davacı kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı kadının 2021 yılının Ocak ayında dava açtığı, 2021 yılı Haziran ayında ise davalı erkek ile barışarak onbeş, yirmi gün kadar ortak konutta yaşamaya devam ettiği davacı kadının beyanları ile sabit olduğu, davalı erkek tanığı ...'un, tarafların barışarak yeniden biraraya geldiklerini ifade ettiği, davacı kadının tanık listesi ibraz etmiş ise de, tanığa çıkarılan tebligatın iade edildiği, davacı kadının tanığın yeni adresini bildirmesi için verilen kesin süreye rağmen tanığın adresini bildirmediği, tanığı duruşmada da hazır etmediği, tanık deliline dayanma hakkından sarfınaz etmiş sayıldığı, bu durumda davacı kadının 2021 yılı Ocak ayında dava açıldıktan sonra 2021 yılının Haziran ayında eşini affederek veya en azından hoşgörü ile karşılayarak ortak konutta eşi ile tekrar biraraya geldikleri, yaklaşık olarak bir ... birlikte yaşadıkları, dava tarihinden önce gerçekleşen kusurların affedildiği, bu nedenle affedilen hususların davalı erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, gerçekleşen bu durum karşısında davalı erkeğin boşanmayı gerektiren kusurlu bir davranışının kanıtlanamadığı, ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin varlığının kabulüne elverişli sebep ve deliller tespit edilemediğinden, davacı kadının ispatlanmayan boşanma davasının reddine, davacının ziynet alacağı talebinin tefrik edilerek ayrı bir dosya üzerinden yargılamanın yapılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili, istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili, boşanma davasının açıldığı tarihten kararın verildiği tarihe kadar taraflar arasında herhangi bir anlaşma yahut yakınlaşma, barışma anlamında herhangi bir bir gelişme olmadığını, tarafların boşanma davası açılmadan önce evlerini ayırdığını ve ayrı yaşamaya başladıklarını, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasında duygusal bağ ve saygının kalmadığını beyanla; davanın reddi, kusur belirlemesi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki belgelere, tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın ... olarak tanımlandığı, davacı kadının 24.05.2022 tarihli duruşmada, boşanma davasından sonra barışmak amacıyla davalı erkek ile aynı evde on, onbeş gün veya bir ... kaldıklarını, evliliği devam ettirmeyi tekrar denediklerini, sonra tekrar ayrıldıklarını beyan ettiği, erkek tanığı Raziye'nin de aynı doğrultuda beyanı olduğu ve bu haliyle tarafların önceki olayları affettikleri veya en azından hoşgörü ile karşıladıkları, Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ... alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili, boşanma davasının açıldığı tarihten kararın verildiği tarihe kadar taraflar arasında herhangi bir anlaşma yahut yakınlaşma, barışma anlamında herhangi bir bir gelişme olmadığını, tarafların boşanma davası açılmadan önce evlerini ayırdığını ve ayrı yaşamaya başladıklarını, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasında duygusal bağ ve saygının kalmadığını beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; davanın reddi, kusur belirlemesi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın ispatlanıp ispatlanmadığı, af olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... maddesinin birinci fıkrası ve 371 ... maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.