"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/863 E., 2022/1520 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara ... 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/355 E., 2021/212 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın dava dilekçesinde; onaltı yaşında iken davalının kendisi kaçırıp zorla tecavüz ettiğini, evlenmeye mecbur bıraktığını, iki oğlu ile birlikte geçimsizlik ve huzursuzluk içinde yaşamak istemediğini beyanla boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı kadın vekili cevaba cevap dilekçesinde; müvekkilinin hastanede çalıştığını, davalının maddî destek vermediğini, pavyonda çalıştığını, orada çalışan kadınlar ile yakın ilişki kurduğunu, müvekkilini sürekli aldattığını, ters ilişkiye zorladığını, müvekkiline uykusunda zorla tecavüz etmeye çalıştığını, psikolojik şiddet uyguladığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, tarafların boşanmalarına,
müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TEFE-TÜFE ortalaması oranında artırılmasına, müvekkili yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı erkek cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kabul etmediğini, eşi ile severek evlendiklerini, bir çocuklarının vefat ettiğini, vefatından bu yana eşinin psikolojisinin bozulduğunu, açtığı üçüncü dava olduğunu, ikisini geri çektiğini, eşini ve çocuklarını sevdiğini, şu an eşi ile aynı evde yaşadıklarını, aralarında sorun, tartışma ve kavga olmadığını, bu hususta tanığı olduğunu, psikolojisi bozuk olduğu için dava açtığını düşündüğünü, aralarında geçimsizlik olmadığını beyanla, nafaka ve tazminat talepleri ile davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafa 26.11.2020 tarihli ön inceleme duruşmasında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 140 ıncı maddesinin beşinci fıkrası gereğince, dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilmesine, bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi halinde, o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarının ihtarına, taraflara varsa tanıklarının isim ve açık ikametgah adreslerini Mahkemeye bildirmeleri için iki haftalık kesin süre verilmesine, kesin süre içinde tanıkların isim ve adresleri bildirilmediği takdirde tanık dinletmekten vazgeçmiş sayılacaklarının ihtarına karar verildiği, duruşmada hazır olan davacı vekiline ihtaratın yapıldığı, ancak davacı vekilinin delil ve tanık listesi sunmadığı, boşanma davalarında tarafların ikrarının hâkimi bağlamadığı, iddia edilen vakıalar tanık ve deliller ile ispat edilemediğinden kusur belirlemesi yapılamayacağı gibi boşanma hükmü de verilemeyeceği, davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili; tanıklarının davalının tutum ve davranışlarından çekinerek tanıklığı önce kabul ettiklerini, sonra reddettiklerini, daha sonra davalının yurt dışına gitmesi ile tanıklık yapmayı kabul ettiklerini, tanıklarının son duruşmada geldiklerini ancak mahkemece dinlenilmediğini, yargılama sürecini uzatma amacı taşımadığını, davalının evi terk ettiğini, dava sürecini yurt dışında geçirdiğini, ortak çocukların dahi babaları ile görüşmek istemediğini, tanıkları dinlemeden davanın reddedilmesinin hatalı olduğunu, evlilik birliğinin çekilmez bir hal aldığını beyanla; davanın reddi ve kusur belirlemesi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamından, davacı tarafından verilen dava dilekçesinde herhangi bir delil bildirilmediği, davacı vekili tarafından verilen cevaba cevap dilekçesinde de sadece tanık deliline dayanıldığı, başkaca delil bildirilmediği, ilk derece mahkemesince 26.11.2020 tarihli ön inceleme duruşmasında davacı tarafa tanıklarını bildirmesi için usulüne uygun verilen kesin süreye rağmen davacı tarafça süresinde tanık listesi sunulmadığı gibi kesin süreyi takip eden 25.02.2021 tarihli duruşmada tanıkların hazır edilmediği, süresinden sonra 14.03.2021 tarihinde tanıklarını bildirdiği ve son duruşmada tanıklarının hazır olduğunu beyanla dinlenilmelerini talep ettiği, davalı vekilinin ise tanıkların dinlenilmesine muvafakat etmediği, İlk Derece Mahkemesince de davacı tanıklarının dinlenmediği, bu haliyle İlk Derece Mahkemesinin, davacının tanıklarının dinlenmemesi ve davacının davasını ispatlayacak nitelikte hiçbir delil sunmadığına dair tespitinin ve gerekçesinin ... olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, davacının hastanede destek personeli olarak çalıştığı, asgari ücret geliri ve 1999 model Hyundai marka aracının olduğu, davalının inşaat işçisi olduğu, asgari ücret aldığı, kendisine ait evde yaşadığı, buna göre sürekli ve düzenli bir gelir getiren işte çalışan davacı yararına tedbir nafakasına hükmedilmemesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) ... fıkrasının (b) bendinin (1) ... alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili; tanıklarının davalının tutum ve davranışlarından çekinerek tanıklığı önce kabul ettiklerini, sonra reddettiklerini, daha sonra davalının yurt dışına gitmesi ile tanıklık yapmayı kabul ettiklerini, tanıklarının son duruşmada geldiklerini ancak mahkemece dinlenilmediğini, yargılama sürecini uzatma amacı taşımadığını, davalının evi terk ettiğini, dava sürecini yurt dışında geçirdiğini, ortak çocukların dahi babaları ile görüşmek istemediğini, tanıkları dinlemeden davanın reddedilmesinin hatalı olduğunu, evlilik birliğinin çekilmez bir hal aldığını beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; davanın reddi ve kusur belirlemesi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında davacı kadının süresinde delil bildirip bilidirmediği, tanıklarının dinlenip dinlenemeyeceği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 140 ıncı ve 141 ... maddesi, 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... maddesinin birinci fıkrası ve 371 ... maddesi,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.