"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/711 E., 2022/1460 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 11. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/1418 E., 2021/67 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı-davalı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 12.06.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davacı-davalı ... vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf temyiz eden davalı-davacı ... ve vekilleri gelmediler. Davalı-davacı ... vekili Avukat ...'ın mazeret dilekçesi verdiği görüldü okundu dosyaya koyuldu. Belgelendirilmeyen mazaretin reddine, evrak üzerinde inceleme yapılmasına, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 12.06.2024 günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek vekili dava, cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 1999 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, kadının, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, güven sarsıcı davranışlar sergilediğini, cevap dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının birleşen davayı açtıktan sonra erkekten özür dilediğini, af dilediğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı-davalı erkek vekili 04.10.2020 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; yargılama sırasında gelen yazı cevabına göre kadının 20.06.2018 tarihinde zina eyleminde bulunduğunu iddia ederek davanın öncelikle zina hukuki sebebine dayalı olarak kabul edilmemesi halinde ise evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı-davalı erkeğe, birleşen dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davacı-davalı erkek tarafından birleşen davada cevap dilekçesi sunulmamıştır.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, fiziksel şiddet uyguladığını, kıskanç olduğunu, hakaret ve tehdet ettiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, bağımsız konut temin etmediğini, ortak konuta ve kadının telefonuna dinleme cihazı yerleştirdiğini, iftira attığını, güven sarsıcı davranışta bulunduğunu iddia ederek öncelikle davanın reddine karar verilmesini aksi kanaatte olunması durumunda ise ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakası, 750,00 TL yoksulluk nafakası, 150.000,00 TL maddî tazminat, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 1999 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, erkeğin, fiziksel şiddet uyguladığını, kıskanç olduğunu, hakaret ve tehdet ettiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, bağımsız konut temin etmediğini, ortak konuta ve kadının telefonuna dinleme cihazı yerleştirdiğini, iftira attığını, güven sarsıcı davranışta bulunduğunu iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakası, 750,00 TL yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminat, davacı-davalı erkeğin tasarruf yetkisinin sınırlanmasını talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının, başka bir erkekle aynı odada günü birlik bir tesiste kaldığı, zina eyleminin ispatlandığı ve zina hukuki sebebine dayalı davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı ve birlik görevini ihmal ettiği; erkeğin ise kadına devam eder şekilde fiziksel şiddet uyguladığı, her iki tarafın da sosyal, kültürel durumlarına uygun davranmadığı, evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile asıl davanın zina hukuki sebebine dayalı olarak, birleşen davanın ise evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyete ilişkin alınan beyanları dikkate alınarak velâyetin anneye verilmesine, ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına karar tarihinden itibaren ayrı ayrı aylık 350,00 TL tedbir nafakası, 400,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına yasal şartları oluşmadığından nafaka talebinin reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışının bulunmadığı, kadının davasının reddine karar verilmesi gerektiği, kadının boşanma davası açıldıktan sonra erkeğe mesajlar attığı, barışma girişiminde bulunduğu, affettiği, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin hatalı olduğu, ortak çocuklar yararına nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu, erkek yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talebi, ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakalar, velâyet ve kişisel ilişki yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu bir davranışının bulunmadığı, erkek tarafından dayanılan ses kayıtlarının hukuka aykırı delil olduğu, erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerektiği, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl dava yönünden yapılan incelemede, erkeğin kadına ait konaklama kayıtlarına dayandığı, gelen kayıtlardan kadının zina eyleminin ispatlandığı ve zina hukuki sebebine dayalı davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, asıl davanın zina hukuki sebebine dayalı olarak kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu, birleşen dava yönünden yapılan değerlendirmede ise tüm dosya kapsamından erkeğin, zaman zaman fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, aşağıladığı, birden fazla kez güven sarsıcı davranışta bulunduğu, kadının ise birden fazla kez güven sarsıcı davranışta bulunduğu, birlik görevini ihmal ettiği ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların yine de eşit kusurlu olduğu ve her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin doğru olduğu, dosya kapsamından alınan uzman raporları, ortak çocukların velâyete ilişkin beyanları dikkate alındığında, velâyetin anneye verilmesine engel bir delil bulunmadığı, ortak çocukların üstün yararı gereğinde velâyetin anneye verilmesinin isabetli olduğu, baba ile kurulan kişisel ilişkide de herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakaların tarafların ekonomik ve sosyal durumuna uygun olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, erkeğin maddî tazminat talebi bulunmadığı halde İlk Derece Mahkemesi tarafından maddî tazminat isteminin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, belirtilerek; taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, erkeğin maddî tazminat talebinin reddine ilişkin kısmın hükümden çıkartılmasına taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talebi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının zina eyleminin ispat edilip edilmediği, kadının evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı davasının ve erkeğin zina nedenine dayalı davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, af olgusunun ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 189 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 255 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.