"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/919 E., 2022/1619 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/482 E., 2021/348 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının da kabulü ile tarafların boşanmaların ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 12.06.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre, kabul edilen ziynet alacağı miktarı 20.835,50 TL, reddedilen ziynet alacağı miktarının ise 14.164,50 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin bu yöne ilişkin temyiz dilekçelerinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekili Avukat ... ile karşı taraf temyiz eden davalı-karşı davacı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve taraf vekillerinin reddedilen yön dışındaki gerekli şartları taşıyan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava, cevaba cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2014 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olmadığını, kadının, birlik görevini ihmal ettiğini, ortak konutu terk ettiğini, aşağıladığını, erkeğin ailesi ve arkadaşları ile görüşmesine izin vermediğini, kıskanç olduğunu, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, erkek yararına 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, hastalığı ile ilgilenmediğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, ilgisiz olduğunu iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, kadın yararına 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, 40.000,00 TL maddî tazminat, 40.000,00 TL manevî tazminat, kadına ait ziynet eşyalarının bedeli olan 35.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından sunulan 16.05.2019 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; kadın yararına aylık 5.000,00 TL tedbir nafakası, 5.000,00 TL yoksulluk nafakası, 300.000,00 TL maddî tazminat, 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının, ortak konutu terk ettiği ve ortak konut ile ilgili sorumluluklarını yerine getirmediği, erkeğin ise kadının sağlık sorunları ile ilgilenmediği, kadının arkadaşları ile görüşmesini istemediği ve kadına "...o yemez, o sevmez..." şeklinde konuşarak söz hakkı vermediği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu dikkate alınarak tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, boşanma davası açmakla ayrı yaşama hakkı kazanan kadın yararına aylık 1.200,00 TL tedbir nafakası, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 1.200,00 TL yoksulluk nafakası, nafakanın sonraki yıllarda TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırılmasına, ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile 23.014,25 TL ziynet alacağı bedelinin yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, erkeğe yüklenen vakıaların kadın tarafından affedildiği, kadının davasının reddine karar verilmesi gerektiği, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, kadın yararına nafakaya hükmedilmesi şartlarının oluşmadığı, ziynet eşyalarının kadın tarafından yanında götürüldüğü belirtilerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, nafakalar, ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu ve erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerektiği, kadının tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmemesinin hatalı olduğu, nafakaların miktarlarının ise çok az olduğu, ziynet alacağı davasının talep gibi kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, nafakaların miktarları ve ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesi tarafından kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, her ne kadar kadına, ortak konut ile ilgili sorumluluklarını yerine getirmediği vakıası kusur olarak yüklenmişse de bu vakıanın ispatlanmadığı ve kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, yine her ne kadar kadına ortak konutu terk ettiği vakıası kusur olarak yüklenmişse de birlik görevlerini yerine getirmemek amacıyla ortak konutu terk ettiğinin ispatlanmadığı, erkeğin kusurlu davranışları karşısında bu vakıanın da kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğe yüklenen kusurlu davranışların ise tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu ve erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, kadının davasının kabulüne karar verilmesinin ise isabetli olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında kadın yararına tedbir nafakası takdirinin isabetli olduğu ancak miktarının az olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurlu davranışı bulunmayan kadının, boşanmakla yoksulluğa düşeceği dikkate alındığında kadın yararına yoksulluk nafakası takdir edilmesinin isabetli olduğu, ancak tarafların ekonomik ve sosyal durumları, dikkate alındığında miktarının az olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olan erkeğin kusurlu davranışlarının aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının oluştuğu, her ne kadar kadın vekili tarafından ıslah ile manevî tazminat miktarı arttırılmışsa da manevî tazminat isteminin niteliği itibariyle tek ve bölünmez olduğu, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle bölümler halinde istenemeyeceği, sonradan gelişen bir olgunun varlığı iddia edilip kanıtlanmadığı sürece başlangıçta talep edilen manevî tazminat miktarının ıslah ile arttırılmasının mümkün olmadığı ve kadın vekili tarafından sunulan ıslah dilekçesinin manevî tazminat yönünden dikkate alınmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olan erkek yararına tazminata hükmedilmesi şartlarının oluşmadığı, İlk Derece Mahkemesi tarafından ziynet alacağına dair hükmün infazda tereddüt oluştarcağı belirtilerek; taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına dava tarihinden Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihine kadar aylık 1.200,00 TL tedbir nafakası, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinden sonra aylık 3.500,00 TL tedbir nafakası, boşanma hükmü kesinleştikten sonra aylık 3.500,00 TL yoksulluk nafakası, kararın kesinleşmesinden itibaren her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 300.000,00 TL maddî tazminat, 40.000,00 TL manevî tazminat, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile 4 adet 22 ayar 17'şer gram bilezik 12.036,00 TL, 3 adet 14 ayar 10'ar gram bilezik 3.289,50 TL, 1000 Euro, 5.460,00 TL ve 50,00 TL nakit para olmak üzere toplam 20.835,50 TL ziynet alacağı bedelinin yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile her iki dava ve fer'îleri ile ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kusur belirlemesi, nafakaların miktarları ve başlangıç tarihleri, ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, erkeğin davasının kabulü için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, af olgusunun ispatlanıp ispatlanmadığı, kadın yararına tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, nafakaların başlangıç tarihinin isabetli olup olmadığı, erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu'nun 189 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Taraf vekillerinin ziynet alacağı davasına yönelik temyizi, temyiz kesinlik sınırının altında kaldığından temyiz dilekçelerinin REDDİNE,
2.Taraf vekillerinin diğer hususlara yönelik temyizlerinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin ...'tan alınıp ...'a verilmesine,
Aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.