Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11596 E. 2024/1534 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Katkı payı ve katılma alacağı davasında, alacağın belirsiz alacak davası niteliğinde olup olmadığı ve faizin başlangıç tarihinin ne olacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin bozma kararına uygun hüküm kurduğu, bozmaya uyulmasıyla karşı taraf lehine kazanılmış hak doğduğu ve bozma kapsamı dışında kalan hususların yeniden incelenemeyeceği gözetilerek davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/1 E., 2022/21 K.

DAVA TARİHİ : 08.07.2014

KARAR : Karar verilmesine yer olmadığına, kısmen kabul-kısmen ret

Taraflar arasındaki katkı payı ve katılma alacağı ile ziynet eşyalarının aynen, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine ve karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalı adına kayıtlı taşınmazların davacı ve ailesinin katkılarıyla alındığını, kendi çalışmaları karşılığı elde ettiği birikimler ve kardeşlerinden almış paralarla taşınmazlarının alındığını, 8 nolu taşınmaz ve aracın 01.01.2022 tarihinden sonra edinildiğini, ziynet eşyalarının da elinde alındığını iade edilmediğini belirterek; mal rejiminin tasfiyesiyle belirlenecek alacağın ve ziynet eşyalarının aynen mümkün olmaması halinde bedelinin tahsilini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı kadın vekili ön inceleme duruşmasında; talep miktarını 62217 ada 13 parsel sayılı taşınmaz yönünden 600,00 TL, 62213 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden 600,00 TL, 62225 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden 600,00 TL, 15174 ada 3 parsel 8 nolu bağımsız bölüm yönünden 600,00 TL, 06 GPL 60 plakalı araç yönünden 500,00 TL, ziynet eşyaları yönünden 100,00 TL olduğunu açıklayarak; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik toplam 3.000,00 TL alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir.

3. Davacı kadın vekili 12.02.2021 tarihli dilekçesinde; talep miktarını 06 GPL 60 plakalı araç yönünden 22.000,00 TL, 62217 ada 13 parsel sayılı taşınmaz yönünden 160.000,00 TL, 62213 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden 7.100,00 TL, 62225 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden 7.600,00, 15174 ada 3 parsel 8 nolu bağımsız bölüm yönünden 64.000,00 TL olmak üzere toplam 260.700,00 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının soyut olduğunu, 15174 ada 3 parsel 8 nolu bağımsız bölümün edinme tarihinin 2005 değil, 02.03.1999 olduğunu, bu tarihte kooperatif hisse devir sözleşmesi ile söz konusu hisseyi devraldığını, evin bedelinin tamamı ödendikten sonra 2000 yılı Ağustos ayında tarafların eve yerleştiğini, fakat tapunun 03.06.2005 tarihinde verildiğini, müvekkili adına kayıtlı taşınmazların tamamınının kendi emek ve çalışması sonucu aldığını, davacının ev hanımı olduğunu, maddî ve somut katkısını ispatlaması gerektiğini, ziynetlerle ilgili olarak tarafların evlilikleri üzerinden uzun zaman geçtiğini, bu sürede ziynetlerin harcanmamış olmasının hayatın olağan akışına aykırı kabul edildiğini, davaya konu aracı müvekkilinin çektiği kredi borcunu kapatmak için sattığını belirterek davanın reddi savunulmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 19.07.2016 tarih ve 2014/934 Esas ve 2016/709 Karar sayılı kararı ile, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 26.11.2018 tarih ve 2016/17903 Esas, 2018/19246 Karar sayılı kararı ile, araca yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde, aracın edinilmiş mal olduğu, boşanma dava tarihinden 3 ay önce 17.08.2012 tarihinde üçüncü bir kişiye devredildiği, araç boşanma dava tarihinde mevcut değil ise de, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 229 uncu maddesinin birinci fıkrası dikkate alınarak elde edilen bedelin evlilik birliğinin ihtiyaçları için harcandığı konusunda ispat yükünün de davalıda olduğu gözetilerek, taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, Mahkemece aracın mal rejiminin sona erdiği tarihte mevcut olmadığı ve 4721 sayılı Kanun'un 229 uncu maddesinin birinci fıkrasının re'sen dikkate alınamayacağı gerekçesi ile karar verilmesinin hatalı olduğu; taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde, taşınmazlara yönelik talebin katkı payı alacağı istemine ilişkin olduğu, dosya kapsamında toplanan deliller ve özellikle ortak çocukların da aralarında bulunduğu tanık beyanları dikkate alınarak davacı kadının, evlilik birliği içinde elişi ve tülbent oyası yaptığı, eşofman takımı getirterek bunları sattığı, evlere temizliğe gittiği, yaşlı bir kadının bakımını sağladığı belirlendiğine göre, davacının çalışarak gelir elde ettiğinin kabulu ile, taraf gelirleri, erkeğin bakım ve iaşe yükümlülüğü ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci maddesi de gözetilmek sureti ile davacının katkı oranının ve dava tarihindeki değerler üzerinden katkı payı alacağının belirlenmesi gerekirken davacının ev hanımı olduğu, gelir elde etmediği kabul edilerek alacak talebinin reddine karar verilmesinin de hatalı olduğu belirtilerek davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulüyle hükmün bozulmasına; davacı vekilinin bozma kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemenin 11.03.2021 tarih ve 2019/246 Esas, 2021/39 Karar sayılı kararı ile, kesinleşen konularda karar verilmesine yer olmadığına, taşınmazlar yönünden toplam 119.350,00 TL katkı payı alacağının 12.02.2021 tarihinden yasal faizi ile tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, araç yönünden 5.850,00 TL katılma alacağının karar tarihinden yasal faizi ile tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine yönelik verilen karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 17.06.2021 tarih ve 2021/1976 Esas, 2021/5201 Karar sayılı kararı ile, davacı kadın vekilinin araca yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde, Mahkemece, aracın devir tarihindeki durumu (nitelik ve özellikleri) dikkate alınarak tasfiye tarihi itibariyle (bozma ile günceliğini yitereceğinden verilecek karar tarihine en yakın tarih itibariyle) sürüm (rayiç) değerinin belirlenerek, buna göre artık değere katılma alacağının hesaplanması gerekirken, aracın devir tarihindeki değeri esas alınarak artık değere katılma alacağının hesaplanması doğru olmadığı; davacı kadın vekilinin katkı payı alacağına uygulanacak faize ilişkin temyiz itirazlarının incelemesinde, eldeki davada katkı payı alacağı istemine ilişkin talebin belirsiz alacak davası niteliğinde olduğundan davacı tarafça sunulan 12.02.2021 tarihli dilekçenin ıslah dilekçesi değil, talep açıklama dilekçesi olduğu, Mahkemece, kabul edilen alacak miktarının tamamına dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile hükmün bozulmasına; davalı erkek vekilinin tüm, davacı vekilinin de bozma kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, bozma kararı sonrasında aracın güncel sürüm değeri tespit ettirildiği ve bozma ilamı doğrultusunda karar verildiği gerekçesiyle; kesinleşen konularda karar verilmesine yer olmadığına,11.03.2021 tarihinde hüküm altına alınan ve kesinleşen 119.350,00 TL'ye dava tarihi olan 08.07.2014 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, araç yönünden karar tarihinden yasal faiziyle ve taleple bağlı kalınarak 22.000,00 TL katılma alacağının tahsiline, fazlaya dair hakkın saklı tutulmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; katkı payı ve katılma alacağının tamamına davanın belirsiz alacak davası olması nedeniyle dava tarihinden itibaren faiz hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, faizin başlangıcı, bozmaya uygun işlem yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı ve katılma alacağı ile ziynet eşyalarının aynen, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili istemine istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Kanun'un 239 uncu maddesinin üçüncü fıkrası; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.