"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
Taraflar arasındaki katkı payı alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde, tarafından yurtdışında çalışarak biriktirdikleri para ile tasfiye konusu 159 ada 33 parsel sayılı taşınmazın alındığını, davalının taşınmazı muvazaalı olarak kardeşine devrettiğini, ortak hesapta bulunan 5.000,00 Frangı da çektiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik taşınmaz yönünden 10.000,00 TL, ortak hesaptan çekilen para yönünden 1.000,00 TL olmak üzere toplam 11.000,00 TL alacağın faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş; davacı kadın vekili 12.05.2022 tarihli dilekçesiyle talep miktarını toplam 102.340,00 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesi sunmamış, sadece delil listesi sunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 16.02.2016 tarih ve 2007/42 Esas ve 2016/109 Karar sayılı kararı ile, Şekerbank hesabından 19.08.1997 tarihinde 5.000,00 Frang çekildiği, çekildiği tarihteki kura göre 132.635.000,00 ETL olduğu; taşınmazın 24.06.1999 tarihinde satın alındığı, kısa süre önce davalının kardeşine taşınmazı devrettiği, devrin katılma alacağını azaltma kastı ile yapıldığı, taşınmazın 13.500,00 YTL'ye alındığı, 9.000,00 YTL'sini davacının ödediği, davacının taşınmazın edinilmesine 9.000,00 TL ve banka hesabında çekilen paranın yarısı olan 66.317.500 ETL oranında katkısı olduğu, taşınmazın devredildiği tarihteki değerine göre yapılan oranlamaya göre davacının (9.066.317.500x103.530,20/13.500.000.000) 69.528,71 TL katkı payı alacağının olduğu, davacının talep miktarının da 11.000,00 TL olduğu gerekçesiyle 11.000,00 TL alacağın dava tarihi olan 12.02.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 08.04.2019 tarihli ve 2019/128 Esas, 2019/3788 Karar sayılı ilamı ile, Mahkemece verilen kararın Dairenin ilke ve uygulamalarına uygun olmadığı, her iki tarafında da taşınmazın edinilmesine çalışarak katkısının olduğu, gelirler üzerinden katkı payı alacağının hesaplanması gerektiği, kaynağı belli olmayan 9.000,00 TL'nin davacının kişisel katkısı kabul edilerek hesaplama yapılmasının hatalı olduğu, ayrıca alacağın belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılmadan ve ıslah yönünden davacıya süre ve imkan verilmeden karar verilmesinin de hatalı olduğu belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, banka hesabındaki paranın 1997 yılında hesaptan evlilik birliği içinde çekildiği; tanık ... E. vefat ettiği için ikinci kez dinlenemediği, taşınmazın 13.500,00 TL'ye alındığı, 9.000,00 TL'sinin davacının bekarken yaptığı birikimleri olduğu, bu haliyle taşınmazın 2/3'ünün davacı tarafından ödendiği; konsolosluğa tarafların harcamalarının tespiti için yazılan yazıya somut bir araştırma yapılamadığının bildirildiği ve kazanabilecekleri miktarlara ilişkin bilgi verildiği; 11.04.2022 tarihli raporda kadının gelirinin 2/3'ünü, erkeğin 1/3'ünü tasarruf edebileceğini, davacının geliri ile de % 63,32 katkısı olduğu, taşınmazın 2007 yılındaki değerinine göre katkının hesaplanması gerektiği, buna göre davacının 2/3 oranında kişisel malı ile yaptığı katkının (161.625,00x2/3) 107.750,00 TL olduğu, kalan 58.875,00 TL'ye de geliri ile katkısının (58.875,00x%63,32) 34.113,15 TL olduğu, toplam 141.863,64 TL alacağının olduğu, davacının talep miktarını toplam 102.340,95 TL'ye yükselttiği, banka hesabı yönünden 1.000,00 TL alacağının reddine karar verildiği, taleple bağlı kalınarak taşınmaz yönünden 101.340,95 TL'ye hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüyle 101.340,95 TL'nin dava tarihi olan 12.02.2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın eksik inceleme sonucu karar verildiğini, katkı payı alacağına katkıda bulunduğu tarihe göre hesaplama yapılması gerektiğini, 2007 yılına göre hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmalık, alacağın hesaplama kriterleri ve usuli kazanılmış hak noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (743 sayılı Kanun) 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Kanun'un (6098 sayılı Kanun) 50 inci maddesi, 646 ncı maddesi, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 26 ıncı maddesi, 176 ıncı maddesi ve devamı, 190 ıncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragraflar kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay’ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan hukuk mahkemesi, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Mahkeme, bozma kararından dönerek direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bu müesseseye “usuli müktesep hak” veya “usule ilişkin kazanılmış hak” denir. “Usuli Müktesep Hak”, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir. Açıkça bozmaya uyulmasına karar verilmesiyle, taraflardan birisi yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğar. Bundan sonra mahkemenin yapacağı iş, bozma kararı uyarınca ve o doğrultuda işlem yapmak ve gerekli kararı vermekten ibarettir. Kural olarak, hakim ara kararından dönebilirse de, bozmaya uyulmasına ilişkin karar bunun istisnalarındandır. Farklı anlatımla; bozma kararına uyan mahkeme, bununla bağlıdır.
3. Ne var ki; Mahkemece, bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, bozma ilamında kaynağı belli olmayan 9.000,00 TL'nin davacının kişisel katkısı kabul edilerek hesaplama yapılmasının hatalı olduğu, sadece taraf gelirlerinin dikkate alınarak katkı oranının belirlenmesi gerektiği belirtilmiş; Mahkemece, davacının taşınmaza hem gelirleri ile hem de ayrıca 9.000,00 TL ile toplu katkı yaptığının kabul edilmesi hatalı olmuştur. O halde, Mahkemece, tarafların usuli kazanılmış hakları da gözetilerek sadece tarafların gelirleriyle belirlenen katkı payı oranına göre belirlenecek katkı payı alacağına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı erkek vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan Mahkeme kararının katkı payı oranı yönünden BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.