Logo

2. Hukuk Dairesi2022/5971 E. 2023/2242 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur oranları, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun yararına takdir edilen iştirak nafakası miktarının az olduğu ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek daha uygun bir miktar belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının nafakaya ilişkin bölümü bozulmuş, diğer bölümleri ise onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1513 E., 2022/331 K.

DAVACI- DAVALI : ... vekili Av. ... vd.

DAVALI- DAVACI : ... vekili Av. ...

DAVA TARİHİ : 29.12.2016- 09.01.2017-24.04.2017

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2016/978 E., 2018/901 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ortak konutun tahsisi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ortak konutun tahsisi davasının ise reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına ve taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 09.05.2022 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davalı-karşı davacı ... ile vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşmaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 1996 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, birlik görevini ihmal ettiği, duygusal, ekonomik, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, başka kadınlarla kıyasladığını, hastalığı ile ilgilenmediğini, ... düşürücü davranışlarda bulunduğunu, hakaret ettiğini, baskıcı olduğunu, tehdit ettiğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 10.000,00 TL tedbir nafakası, 10.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 5.000,00 TL tedbir nafakası, 5.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 250.000,00 TL maddî tazminat, 500.000,00 TL manevî tazminat, ortak konutun dava süresince kadına tahsis edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı kadın birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin fiziksel şiddet uyguladığını, şikayetçi olduğunu belirterek 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu'nun 3 üncü, 4 üncü ve 5 ... maddelerindeki önleyici ve koruyucu tedbirlere karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava ve ikinci cevap (karşı davaya cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, birlik görevini ihmal ettiğini, ortak konutu terk ettiğini, misafir kabul etmediğini, ekonomik ve fiziksel şiddet uyguladığını, aşağıladığını, cinsel birliktelikten kaçındığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına yasal faizi ile birlikte kadından alınmak üzere 150.000,00 TL maddî tazminat, 250.000,00 TL manevî tazminata, kadının ortak konuttan ayrılırken kasadan aldığı 10.000,00 Dolar ile 9.000,00 TL paranın Mahkemece belirlenecek ortak hesapta muhafaza edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadına hakaret ettiği, eşini küçümsediği, kadının ise birlik görevini ihmal ettiği, eşine tokat attığı, ortak konutu terk ettiği bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle, her iki davanın da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alınarak velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 3.000,00 TL tedbir nafakası, 4.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, kadının düzenli ve sürekli gelir getiren işi olduğundan yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların eşit kusurlu olmaları nedeniyle tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, ortak konut üzerine aile konutu şerhi konulması ile ilgili usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, kadının, ortak konutun yargılama süresinde tahsisi yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu bir davranışının bulunmadığı, erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, tedbir nafakası ve iştirak nafakası miktarlarının az olduğu, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğu belirtilerek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve asıl davanın reddi gerektiği, ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka ile kadın yararına hükmedilen nafaka miktarlarının çok olduğu, kusur durumu dikkate alındığında erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinde kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, kadının, erkeğin yakınlarını ortak konutta ağırlamak istemediği, erkeğe tokat attığı, ortak konutu terk ettiği, erkeğin ise kadının yaptığı hiçbir işi beğenmediği, küçümsediği, ağır hakaretlerde bulunduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda yine de tarafların eşit kusurlu olduğu, her iki davanın da kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, ortak çocuğun ihtiyaçları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarlarının isabetli olduğu, kadının çalıştığı, gelirinin bulunduğu, yargılama sırasında taşınmaz üzerine şirket kurduğu, ayrıca yüzde beş şirket hissesinin de bulunduğu, boşanma ile yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin kusur tespitine yönelik istinaf itirazlarının kabulüne, tarafların kusur oranları değişmemekle birlikte gerçekleşen kusurlu davranışlar yönünden karar gerekçesinin düzeltilmesine, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davacı kadın vekili Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, her iki davanın kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası verilmesi koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyet düzenlemesinin ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların dosya kapsamına, hakkaniyete ve çocuğun ... yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi ve 371 ... maddesi; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ... maddesi, 182 ... maddesi, 327 ... maddesi, 328 ... maddesi, 328 ... maddesi, 335 ... ve devam maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ... maddesi, 51 ... maddesi

3.Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin sair temyiz tirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde Feride'ye iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz gider harcının Celalettin'e yükletilmesine,

Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin Celalettin'den alınarak Feride'ye verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.05.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(Karşı oy)

K A R Ş I O Y

Taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının yapılan yargılaması neticesinde; her ne kadar İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince kadın eşe, fiziksel şiddet vakıası kusur olarak yüklenilmişse de kadın tarafından erkeğe tokat atma olayının, tanık beyanlarında, kadından aktarıma dayalı olduğu gibi tokat atma olayının yeri ve zamanının da belli olmayıp soyut kalmış bir beyan olduğu, boşanma davasında kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen tarafların diğer kusurlu davranışlarına göre erkek eşin kadın eşe nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü ile kadın yararına 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında düzenlenen maddî ve manevî tazminat koşulları oluşmuş olup kararın bu hususlardan da bozulması gerektiği düşüncesi ile çoğunluğun kusur belirlemesi ve kadının tazminat taleplerinin reddi gerektiği yönündeki görüşüne katılmıyorum. 09.05.2023

(Karşı Oy)