Logo

2. Hukuk Dairesi2022/6174 E. 2023/6037 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı adına kayıtlı taşınmazın, davacıların murisi tarafından bağışlanıp bağışlanmadığı ve davacıların değer artış payı ve katılma alacağı taleplerinin olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların murisi tarafından davalıya bağışlandığı iddia edilen taşınmazın, daha önceki bir davada bağış yoluyla edinildiği kabul edildiğinden ve bu karar kesinleştiğinden davacıların değer artış payı ve katılma alacağı taleplerinin yerinde olmadığı gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/1546 E., 2022/277 K.

...

...

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/17 E., 2019/564 K.

Taraflar arasındaki değer artış payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, 17.01.2014 tarihinde vefat eden ...'nün eşi olduğunu, müvekkillerin ise murisi önceki eşinden çocukları olduğunu, Muris ... adına; ... ve 112 ada, 10 parselde tapuda kayıtlı olan iki adet taşınmaz, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca kamulaştırıldığını ve kamulaştırma bedellerinin murise ödendiğini, 4 parsel sayılı taşınmaz için 137.813,72 TL ve 10 parsel sayılı taşınmaz için 1.962,72 TL kamulaştırma bedeli ödendiğini, ayrıca murisin uzun yıllar Almanyada çalıştığını ve yüklü miktarda para ile yurda döndüğünü, muris'in kamulaştırmadan elde ettiği para ve kendi birikimleri ile ... de tapuya kayıtlı tarlayı satın aldığını ancak bu taşınmazı kendi adına değil, davalının adına tapuya tescil ettirdiğini, yıllar içerisinde de bu taşınmaz üzerinde 2 katlı betonarme bina yapıldığını, ana binada iyileştirmeler yapıldığını, eklentiler yapıldığını, ağaç dikip yetiştirdiğini, davalının bu taşınmazı satın alabilecek gücünün olmadığını, davalının hayatın hiçbir döneminde çalışmadığını, arsanın murisin parası ile alındığını, murisin 2014 yılında vefatıyla eşler arasındaki mal rejiminin ölümle sona erdiğini, murisin davalıdan katılma alacağı ve taşınmazın ve eklentilerinin bedeli muris tarafından ödendiğindiğinden değer artış payı alacağının bulunduğunu, murisin bu alacaklarınında mirasçılara intikal ettiğini, bu nedenle davanın kabülü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000 TL katılma alacağı ve 5.000 TL değer artış payı alacağının davalıdan tahsili ile müvekkilere verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın ilk önce müvekkilin kişisel malı olan taşınmazı muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davasına konu ettiğini, Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/142 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, açılan davanın reddeilmesi üzerine istinaf yoluna başvurulduğunu, Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin 2017/1728 Esas sayılı kararı ile istinaf talebinin de reddedildiğini, söz konusu red kararının temyiz edilmeksizin kesinleştiğini, davacı tarafın sadece hukuki sebebini farklılaştırmak suretiyle aynı dava sebebine dayalı mükerrer alacak talebinde bulunduğunu, ilk açtığı dava dilekçesindeki bağış ibarelerini çıkarmak suretiyle ilk dilekçesinin aynısını düzenleyip hukuki sebebini değiştirerek yeni bir dava açtığını, dava konusu taşınmazın müvekkilin kişisel malı olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir. .

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Yargıtay uygulamasına göre, duraksamaya yer vermeyecek şekilde bağış iradesinin ortaya koyacak beyan ve davranış yoksa, salt davacı tarafından bedeli ödenerek taşınmazın davalı adına tescil edilmesi işlemi tek başına bağış olarak kabul edilmesi için yeterli değil ise de; Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/142 Esas, 2017/384 Karar sayılı dava dosyası tarafları ile eldeki dosyanın taraflarının aynı olduğu ve dava konusunun muris muvazaasına dayalı tapu iptal tescil istemine ilişkin olduğu ve dava dilekçesinin 3 nolu başlığında "... Dava konusu evi eşine bağışlamak isteyen muris, taşınmazı kendi adına tescil ettirp daha sonra davalıya devretmek yerine, kısa yolu tercih etmiş ve 04.01.2006 tarihinde dava konusu taşınmazı, bedeli kamulaştırılan taşınmazlardan elde ettiği parayla ödeyerek satın almış ve davalı eşi adına tescil ettirmiş" şeklindeki beyanı neticesinde davaya konu taşınmazın davalı eşe muris tarafından bağış suretiyle devredildiği, bu suretle taşınmaz niteliğinin 4721 sayılı Kanun'un 220 inci maddesinin 2 inci fıkrası uyarınca kişisel mal niteliğinde olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; bir kazandırmanın bağış olarak nitelendirilebilmesi için bağış amacını taşıyan davranışın ve iradenin duraksamaya yer vermeyecek şekilde olması gerektiğini, eşlerin evlilik birliğindeki güvene dayalı olarak birlikte yaptıkları yatırımın bağış olarak kabul edilemeyeceğini, murisin bağış iradesi bulunmadığını, gerçek bir satış olmadığının kabul edilmesi, tek başına bağış yapıldığının kabulüne yeterli olmadığını, dinlenen tanık beyanlarına göre murisin Almanya'da emekli olabilmek için üzerinde mal varlığı bulunmaması amacıyla eşi adına tescil işlemini yaptığını, davalı tarafın da tapu iptal tescil davasında bağış olgusunu kabul etmediğini, böylelikle de bağış iradesinin ortaya konulmadığını belirterek, hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehlerine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde öne sürdüğü sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğunu belirterek hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı adına kayıtlı taşınmazın, davacıların murisi tarafından bağışlanmak sureti ile davalının kişisel malı niteliğinde olup olmadığı, davacıların değer artış payı ve katılma alacağı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

1-AC-KFP-DŞ-AB