Logo

2. Hukuk Dairesi2022/6176 E. 2022/9274 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, erkeğin açtığı ilk boşanma davasının reddine rağmen tarafların bir araya gelmemesi sebebiyle kadına hükmedilen manevi tazminatın yerinde olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Erkeğin ret ile sonuçlanan ilk boşanma davasını açması ve sonrasında eşine kişilik hakları saldırısı niteliğinde bir eylemde bulunmaması gözetilerek, kadına hükmedilen manevi tazminatın bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminatlar, nafakalar yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise manevi tazminatın miktarı, nafakaların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Davalı-davacı kadının tüm, davacı-davalı erkeğin aşağıdaki bent dışındaki temyiz itirazlarının reddine,

2-Taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarının yapılan yargılaması sonrasında, erkeğin davası Türk Medeni Kanunu'nun 166/son ve kadının davası Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesine dayalı olarak kabul edilmekle kadın lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, ilk derece mahkemesince, davacı-davalı erkeğe eşini ailesi ile aynı binada birlikte oturmaya mecbur etmesi, ayrı yerde ev tesis etmemesi, ailesinin evliliklerine olumsuz müdahalesine engel olmaması, kadının ailesine gitmesine izin vermemesi, çocuk konusunda kadına baskı yapması, ailesince yeme, içme, oturma, ev işleri hususunda kadınla birlikte yaşamak istemesi vakıalarının ispatlandığı, davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de davalı erkeğe kusur olarak yüklenen bu vakıaların dayanak davanın açılmasından önce gerçekleştiği anlaşılmıştır. Dayanak davadan önceki olaylara dayalı olarak, taraflara kusur yüklenemez. Ayrıca fiili ayrılık döneminde taraflara kusur olarak yüklenebilecek ... bir olayın varlığı da ispatlanamadığına göre, Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan ilk davayı açan, böylelikle fiili ayrılığa sebep olan ve bu dava sonrasında da birlikte yaşamaktan kaçınarak boşanma sebebi yaratan davacı-davalı erkeğin, boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir.

3-Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi, boşanmaya sebebiyet ... olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı-davalı erkeğin Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesine dayalı olarak açtığı önceki boşanma davasının ispat edilemediğinden reddine karar verildiği, tarafların ret ile sonuçlanan davadan sonra biraraya gelmedikleri ve ... bir olayın da gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Ret ile sonuçlanan ve Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayanak teşkil eden boşanma davasını açarak, birlikte yaşamaktan kaçınan davacı-davalı erkek tam kusurlu ise de bu husus davalı-davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmayıp manevi tazminat gerektirmez. Bu durumda davalı-davacı kadının manevi tazminat (TMK m.174/2) isteğinin reddi gerekirken, kabulü doğru bulunmamıştır.

SONUÇ: Yukarıda 2. ve 3. bentlerde açıklanan sebeplerle temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'ye yükletilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran ...'e geri verilmesine, dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 15.11.2022 (Salı)