Logo

2. Hukuk Dairesi2022/6257 E. 2023/2246 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurun kimde olduğu, nafaka, maddi tazminat miktarlarının ve velayet düzenlemesinin isabetli olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu olduğunun tanık beyanlarıyla sabit olduğu, nafaka, maddi tazminat miktarlarının ve velayet düzenlemesinin yerinde olduğu, davalı erkeğin temyiz itirazlarının kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1063 E., 2022/692 K.

DAVA TARİHİ : 15.10.2019

KARAR : Başvurunun kısmen kubulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırşehir 2. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ile kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 09.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde tebligata rağmen taraflar adına gelen olmadı. Davacı ... vekili Av. ...'ın mazeretine ilişkin dilekçe verdiği görüldü. Mazereti yerinde görülmedi. İşin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2018 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, bağımsız konut temin etmediğini, alkol kullandığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, özgürlüğünü kısıtladığını, iftira attığını, aşağıladığını iddia ederek davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafakası, iştirak nafakasına yasal faiz işletilmesine, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL yoksulluk nafakası, 20.000,00 TL maddî tazminat, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, ortak konutu terk ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini, erkeğe ve erkeğin ailesine hakaret ettiğini, psikolojik sorunları olduğunu, kadının kendi annesine dahi fiziksel şiddet uyguladığını ve eşyalara zarar verdiğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, sürekli alkol alarak birlik görevini ihmal ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, bağımsız konut temin etmediği bu durumun dinlenen tanık beyanları ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi gereği boşanmalarına, yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alınarak ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası ve 300,00 TL iştirak nafakası, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası, 300,00 TL yoksulluk nafakasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, mevcut ve beklenen menfaatler, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 5.000,00 TL maddî tazminat, 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, tanığının dinlenmediği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve davanın reddi gerektiği, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu bir arada değerlendirildiğinde tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilerek hükmün tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar davalı erkek tarafından tanığı olan Seyit İ.'in dinlenmediği iddia edilmişse de davalı erkeğin cevap dilekçesinde tanıklarını bildirdiği, ayrı bir delil listesi vermediği, davalı tanıklarının yargılama sırasında usulüne uygun beyanda bulunduğu, davalı erkeğin başka bir delilinin olmadığını beyan ettiği, 18.09.2020 tarihli karar duruşmada ise Seyit İçer isimli kişiyi tanık olarak dinletmek istediğini beyan ettiği, davacı kadın vekilinin, davalı erkeğin tanık dinletme yönündeki talebine açık rıza gösterilmediği, İlk Derece Mahkemesi tarafından tanık listesinde yer almayan ve süresinden sonra sunulan tanığın dinlenmemesin de herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen fiziksel şiddet vakıasının ispatlanamadığından erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, yine de boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadın ve ortak çocuk yararına nafakaya, kadın yararına maddî tazminata hükmedilmesinin ve miktarlarının isabetli olduğu, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı ve kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle erkeğin kusur belirlemesi ve manevî tazminata yönelik istinaf itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerin kaldırılmasına, kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, kadının manevî tazminat isteminin reddine, erkeğin sair yönlere ilişkin istinaf itirazının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle, davacı kadının boşanmaya dair hüküm kesinleşmeden sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği ve bu ilişkisinden bir çocuğu olduğu, soy bağının reddi ile ilgili dava açacağını belirterek kusur belirlemesi, maddî tazminat ve nafakalar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, savunmanın genişletilmesi niteliğinde bulunan ve dava tarihinden sonra gerçekleşen olayların iş bu davada ileri sürülüp sürülemeyeceği, maddî tazminat, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve devam maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi ve 371 ... maddesi. 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 175 ... maddesi, 182 ... maddesi, 327 ... maddesi, 328 ... maddesi, 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ... maddesi, 51 ... maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.