Logo

2. Hukuk Dairesi2022/6788 E. 2023/3368 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur durumu, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tarafların iddia ve savunmaları ile uygulanması gereken maddi ve usuli hukuk kuralları değerlendirilerek, davalı-karşı davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/527 E., 2022/361 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm

kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/964 E., 2020/46 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 20.06.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen 20.06.2023 gününde temyiz eden davalı-karşı davacı ... ve vekilleri gelmedi. Karşı taraf davacı-karşı davalı ... vekili Av. ... geldi. Davalı-karşı davacı vekilinin mazeret dilekçesi göndermiş olduğu görüldü. Mazeretinin reddine karar verildi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2008 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olmadığını, kadının, birlik görevini ihmal ettiğini, ailesini istemediğini, ekonomik şiddet uyguladığını, ilgisiz olduğunu, hastalığı ile ilgilenmediğini, ortak konutu terk ettiğini, erkek aleyhine tedbir nafakası davası açtığını ve davanın reddedildiğini, karşı davada dayanılan vakalarına gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın ise reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve ikinci cevap (karşı davaya cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; asıl davada dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, hakaret ve beddua ettiğini, asabi olduğunu, erkeğin önceki evliliğinden olan kızının hakaretlerine ve kötü davranışlarına sessiz kaldığını, tehdit ettiğini, odaya kilitlediğini, cimri olduğunu, birlik görevini ihmal ettiğini, iftira attığını, cinsel, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, kadın yararına aylık 900,00 TL tedbir nafakası, 900,00 TL yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların yıllardır odalarının ve yeme, içmelerinin ayrı olduğu, kadının, erkeğin yakınlarını pek istemediği, telefonla aradıklarında erkeğe söylemediği, erkeğin torunu ziyarete geldiğinde kapıyı geç açtığı, kendi odasının temizliği ile ilgilenip, erkeğin odasını temizlemediği, çamaşırlarını yıkamadığı, kadının ve yakınlarının evlenmeden önce ve sonrasında ısrarla kadının üzerine ev alınmasını istedikleri, erkeğin ise kadına yeterli harçlık vermediği, bu şekilde ekonomik şiddet uyguladığı bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, her ne kadar kadın tarafından erkeğin kendisine fiziksel şiddet uyguladığı iddia edilmişse de bu vakanın ispatlanamadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu belirtilerek her iki davanın da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle kadının tazminat taleplerinin reddine, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi, kusur durumu dikkate alınarak kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası ve 500,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

V. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, nafaka taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ve nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olması sebebiyle kadın yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığından hükmedilen nafakaların miktarlarının çok düşük olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın tarafından 26.03.2018 tarihinde 4721 sayılı Kanunu'nun 197 inci maddesi hükmü gereği tedbir nafakası davası açtığı, davanın, kadının ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispatlayamaması gerekçesiyle reddedildiği ve kararın 09.10.2018 tarihinde kesinleştiği, tarafların, kadın bağımsız tedbir nafakası davası açılmadan önce ayrı yaşamaya başladığı, tedbir nafakası davası açılmasından sonra da yeni bir olayın meydana gelmediği gibi aksini kanıtlar nitelikte bir delilin de bulunmadığı, bu bağlamda kadının, tedbir nafakası davasında erkeğin kusurlu davranışlarını ve ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispatlayamadığı, ret kararının kesinleştiği ve sonrasında da taraflar arasında yeni bir olay meydana gelmediği anlaşıldığından erkeğe kusur yüklenmesinin isabetli olmadığı, kadına yüklenen kusurlu davranışların ise ispatlandığı, hâl böyleyken, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunun kabulü ile kadının davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin isabetli olmadığı, ne var ki; erkek tarafından açılan boşanma davasında verilen boşanma kararı istinaf edilmemekle kesinleşmiş ve kadının boşanma davasının konusuz kaldığı, bu sebeple konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve kadının davayı açmakta haklılığı ispatlanamadığından karşı davada yargılama gideri ve vekâlet ücretinin kadın aleyhine hükmedilmesine karar vermek gerektiği, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu dikkate alınarak kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerektiği belirtilerek; davacı-karşı davalı erkek vekilinin kadının davasının kabulüne, kusur belirlemesine, yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen kısımlar yönünden kaldırılmasına ve kadının konusuz kalan davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, erkek lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı-karşı davalı erkek vekilinin sair, davalı-karşı davacı kadın vekilinin ise tüm istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, dinlenen tanık beyanları uyarınca kadına yüklenen kusurlu davranışların ispatlanamadığı, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi ve tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci maddesi, 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekalet ücretinin Şengül'den alınıp, İbrahim'e verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.