Logo

2. Hukuk Dairesi2022/8274 E. 2024/541 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, babasının nüfus kaydında yer alan ve üvey ablası olduğunu iddia ettiği kişinin kaydının düzeltilmesi talebiyle açtığı davanın reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Nüfus kayıtları, boşanma ilamı ve diğer deliller birlikte değerlendirildiğinde, nüfus kaydında hata olmadığı ve davacının babası ile kaydı düzeltilmek istenen kişinin evlilik birliği içinde doğduğunun anlaşıldığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/587 E., 2022/1024 K.

DAVA TARİHİ : 29.12.2015

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/203 E., 2020/602 K.

Taraflar arasındaki nüfus kaydının düzeltilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile sair yönler incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 06.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde tebligata rağmen taraflar adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Davacı vekili Avukat ... Batır Bağcılar'ın mazeret bildirdiği görüldü. Ancak belgelendirilmeyen usul ve yasaya uygun bulunmayan mazeretin reddiyle işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen gününde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin babası ...'a ait vukuatlı nüfus kayıt örneğinde kızı davacının da kardeşi olarak görünen Aliye Bende Bağcılar adında kişinin, baba adı Mustafa Sezai ana adı Muhtediye Seza (İstanbul 20.12.1917 Doğumlu) 31.12.1917 yılında tescil edildiğini, Osmanlı Devleti zamanında arapça kaydında çeviri esnasında, baba bir ana ayrı müvekkilinin üvey ablasına ait kaydın sonradan yapılan nüfus tescil işleminden dolayı gerçeğe aykırı olduğunu, müvekilinin böyle bir ablası olmadığını iddia ederek nüfus kaydının düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; A....'ın ...ın ablası olduğunu; zira, sonradan adı ..olarak düzeltilen kişinin davacının babası ... ile ....ortak çocuğu olup ....nın din değiştirme ile isminin .. olduğunu, ....in, ....'nin kız kardeşi ... tarafından evlat edinildiğini, ... boşandıktan sonra ....simli şahısla evlenip ondan da boşandığını, anılanı...'dan boşandıktan sonra eski eşini ve ortak çocuklarını arayıp sormadığını, Aliye Bülent ile ilgilenenen hala ....olduğunu, nüfus vevukuat kayıtları ile savunmalarının sabit olduğunu, işbu davanın mirasçılardan mal kaçırma amacıyla açıldığını, davacının talebinin soybağı ile ilgili olup mahkemenin görevsiz olduğunu savunmuş, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; ....'in davacının ablası olup bu hususun kayıtlarla sabit olduğunu bildirmiştir.

3.Davalılar ... ve Nüfus Müdürlüğü davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 01.02.2019 tarih ve 2015/466 Esas, 2019/65 Karar sayılı kararı ile davaya bakmaya görevli mahkemenin "Aile Mahkemesi" olduğu gerekçesiyle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 06.03.2020 tarih ve 2019/1019 Esas, 2020/345 karar sayılı ilamı ile görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu halde, aile mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile baba ... ile 05.07.1914 tarihinde evlendiği, daha sonrasında Bağcılar soyadını aldığı,...'in 20.12.1917 tarihinde doğduğu, nüfusa tescilinin yapıldığı, nüfus kaydı düzeltilmek istenilen Aliye Bülent'in, kayıtlı olduğu defterde babasının adının..., annesinin isminin .... olarak yer aldığı, ....isminin üstü çizilerek .... yazıldığı, daha sonrasında .... isminin de çizilerek sadece Seza isminin kaldığı, ...'in baba adı olarak ....i, anne adı...olarak yer almasının, önceki kayıtlarla uyum sağladığı, bu yönüyle ...in... ve ...'nın evlilik birliği içinde doğan ortak çocuğu olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, ... Bağcılar'ın, davacının babası ...'ın çocuğu olduğu, nüfus kayıtlarında bir hatanın bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili, 1939 tashih (düzeltme) kayıtlarının 1927 boşanma ilamından 12 sene sonra nüfusta yapılan sahte kayıtlar olduğunu, siyah mürekkeple tutulan arapça-farsça olan osmanlı kayıtlarının üzerine mavi mürekkeple latin harflerle sonradan yapılan kayıtlar olduğunu, bu sahte kayıtlara göre “Aliye Bülent’in anne adının, .... olup, doğum tarihinin 20 Aralık 1917 olduğu baba adının Mustafa Sezai olduğu, doğumundan 11 gün sonra nüfusa kayıt edildiği”ni, ... ile 05 Temmuz 1914 tarihinde Esterya ile evlenme olayıın nüfusa işlendiğini, anılanların 23.05.1927 tarihli Üsküdar Hukuk Mahkemesinin 1927/50 nolu vukuatında çocuksuz boşandıklarının anlaşıldığını, boşanma ilamına dayanan vukuatta Aliye Bülent (Bende) diye çocuk kaydı bulunmadığını, bu belgenin de nüfus müdürlüğü tarafından dosyaya gönderildiğini,...'nın 05.06.1928 yılında dosyaya gelen nüfus kayıtlarına göre yani boşanmadan 1 yıl sonra ... Beyle çocuksuz evlendiğini, davalı tarafça mahkemeye delil olarak getirilen ... ’nın Evlenme Cüzdanda çocuk kaydı bulunmadığını, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'na (5490 sayılı Kanun) göre dayanak belgesi olmadan tesis edilen kayıtların iptal edilmesi gerektiğini, idarece kayıt düzeltme (tashih) ve tamamlama işlemlerinin tescilinin dayanak belgesine göre yapılacağını, aile kütüklerine kişisel durumla ilgili yapılan her kayıt ve açıklamanın kanuna göre yetkili kılınmış mahkeme ilamlarına göre düzenlenerek dayanak belgeye dayandırılmasının zorunlu olduğunu, fakat 1939/12 nolu tashih vukuatıyla ... nüfusuna çocuk kaydı geçirildiğini, bu kaydın müvekkilinin halası ... beyanına göre İdari Düzeltme tutanağıyla yapıldığını, mahkeme ilamına dayanmayan gerçeğe aykırı sahte yapılan nüfus kaydının terkin edilerek düzeltilmesi gerektiğini, Üsküdar Hukuk Mahkemesinin çocuksuz boşanma ilamı kesin delil ve kesin hüküm niteliğinde olup uyuşmazlığın bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya içeriği, nüfus kayıtları, osmanlıca bilirkişilerinden alınan rapora göre; Kadıköy, Zühtüpaşa Mahallesi, cilt no:22, hane no:1090, BSN:2'de nüfusa kayıtlı ...'ın 22.06.1330(1914) tarihinde Osmanağa Mahallesi, Ayrılık Çeşmesi Sokak, 5 hanede kayıtlı Esterya ile evlendiği, evliliğin mahkeme kararı ile 23.05.1927 tarihinde boşanmayla sonlandığı, 1927/50 sayılı boşanma vukuatının aile kütüğüne tescil edildiği; 1917(1333)'de doğan davaya konu Aliye Bülent'in idari birimde baba hanesinde BSN:6'da kaydının olup 31.12.1917'de tescil edildiği, annesinin "Muhtediye Seza" olarak belirtildiği, annesi 1311(1895) doğumlu Esterya'nın 1939/12sayılı vukuat ile adının Muhtediye(din değiştiren) Seza olarak tescil edildiği, dolayısıyla Aliye Bülent'in, Esterya (Muhtediye Seza) ile Mustafa Sezai'nin evlilik birliği devam ederken doğduğu, dosya kapsamında kaydın sahteliğine ilişkin delil bulunmadığı, Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde yer alan itirazlarını tekrar etmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın nüfus kaydının düzeltilmesi davası mı soybağının reddi davası mı olduğu, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, nüfus kayıtlarının ve muris Mustafa Sezai ile Esterya'nın boşanma ilamının birbiri ile uyumlu olup olmadığı, Esterya ile Muhtediye Seza'nın aynı kişiler olup olmadığı, DNA testi yapılmadan karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

5490 sayılı Kanun'un 35 inci, 36 ncı ve 40 ıncı maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.