"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/608 E., 2022/1571 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2014/530 E., 2020/653 K.
Taraflar arasındaki katkı payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne kısmen reddine ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı kadın vekili ve davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-davalı kadın vekilinin başvurusunun esastan reddine, davalı-davacı erkek vekilinin başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 13.03.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacı-davalı ... ile vekili Av. ... Rivanoğlu ve karşı taraf davalı-davacı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 13.03.2024 tarihinde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde 8827 ada 8 parsel 3 nolu bağımsız bölüm, 8249 ada 2 parsel 10 nolu bağımsız bölüm, 6487 ad 10 parsel 10 nolu bağımsız bölüm, 682 ve 683 parsel sayılı taşınmazların davalı-davacı adına 2002 yılından sonra alındığını, ayrıca müvekkiline doğum günü hediyesi olarak alınan davalı-davacı adına kayıtlı 01 UM 208 plakalı araç ile 01 UM 823 plakalı araçların da davalı-davacı adına kayıtlı olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, taraflar arasında 01.01.2002 tarihinden itibaren geçerli olan yasal mal rejimi gereğince edinilen malların tasfiyesi ve katılma alacağı olarak şimdilik 10.000,00 TL alacağın yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı-davalı kadın vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; davalı-davacının apartman yöneticiliği yapmaya başladıktan sonra müvekkilinin eşine fiziksel, zihinsel ve organizasyonel emeği ile katkıda bulunduğunu, müvekkilinin ev içi emeğinin de katkı olduğunu belirterek; birleşen davanın reddini savunmuştur.
3. Davacı-davalı kadın vekili 15.06.2020 tarihli dilekçesinde; talep miktarını bilirkişi raporu doğrultusunda toplam 917.117,00 TL'ye yükseltmiştir.
4. Davacı-davalı kadın vekili 17.11.2020 tarihli dilekçesinde; talep miktarını bilirkişi raporu doğrultusunda toplam 1.215,461,00 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde; taşınmazların edinme bedellerinin büyük kısmının müvekkiline babasından kalan iki adet taşınmaz ve iki adet şirket hissesinin satışından elde edilen para ile karşılandığını, 6487 ada 10 parsel 24 nolu bağımsız bölümün müvekkiline babasından miras kaldığını, 682 ve 683 parsel sayılı taşınmazlarının müvekkiline babasından kalan 6487 ada 10 parsel 11 nolu bağımsız bölümün satışından elde edilen para ile alındığını, 8249 ada 2 parsel 10 nolu bağımsız bölümün ödemelerinin 2000-2002 yılları arasında yapıldığını, taraflar yurtdışında oldukları için tapunun geç devralındığını, müteahhite ödemelerin şirket hissesinin satışından elde edilen para ile daha sonra diğer şirket hissesini yeğenine satması nedeniyle abisi tarafından verilen 40.000,00 USD ile yapıldığını, 8827 ada 8 parsel 3 nolu bağımsız bölüm edinilirken müvekkilinin miras kalan taşınmazı satamayınca abisi ve ablasından borç aldığını, borcun da müvekkiline miras kalan 6487 ada 10 parsel 2 nolu bağımsız bölümün satışından elde edilen para ile karşılandığını, araçların müvekkiline ait başka bir aracın takas edilerek ve kredi kullanılarak satın alındığını, kredi ödemelerinin devam ettiğini belirterek; davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; davacı-davalı kadının evlilik birliği süresince çalışmadığını, müvekkilinin çalışarak elde ettiği birikimleri ile davacı-davalı adına 5742 ada 12 parsel 24 nolu bağımsız bölümün satın alındığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL alacağın faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
3. Davalı-davacı erkek vekili 23.01.2020 tarihli dilekçesinde; talep miktarını bilirkişi raporu doğrultusunda toplam 185.000,00 TL'ye yükseltmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, asıl dava yönünden; 6847 ada 10 parsel 24 nolu bağımsız bölümün 30.12.2002 tarihinde davalı-davacı erkek adına satın alındığı, davalı-davacı işbu taşınmazı babasının kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile edindiği taşınmazlardan miras yolu ile kendisine intikal eden taşınmazlardan biri olduğunu savunmuş ise de, taşınmazın satış yolu ile edinildiği, davalı-davacının babasının vefatı ile aynı ada-parselde kayıtlı 4 ve 21 nolu bağımsız bölümlerin davalı-davacıya kaldığı, tasfiye konusu taşınmazın edinilmiş mal olduğu, davacı-davalının işbu taşınmaz yönünden 175.000,00 TL katılma alacağı olduğu; 8249 ada 2 parsel 10 nolu bağımsız bölümün davalı-davacı erkek adına 30.09.2003 tarihinde satın alındığı, taşınmazın 140.500,00 USD bedelle satın alındığı, 01.01.2002 tarihinden önce 80.500,00 USD, 01.01.2002 tarihinden sonra 60.000,00 USD'nin ödendiği, davalı-davacı erkeğin mirasen intikal eden Türkistan Pazarı Gıda, İnşaat, Otomotiv, Hayvancılık, Sanayi Ltd. Şti. hissesini 22.07.2004 tarihli hisse devir senedine göre yeğenine devrettiği, 40.000,00 USD'nin davalı-davacının kişisel malı olan şirket hisse devrinden karşılandığı, işbu kabule göre yapılan hesaplaya göre davacı-davalının işbu taşınmaz yönünden 295.875,00 TL katılma alacağı olduğu; 8827 ada 8 parsel 3 nolu bağımsız bölümün 16.04.2013 tarihinde davalı-davacı erkek adına satın alındığı, davalı-davacının kişisel malı olan 6487 ada 10 parsel 4 nolu bağımsız bölümü 14.08.2013 tarihinde sattığı, tasfiye konusu taşınmazın edinilmesinde davalı-davacının kişisel malı olan taşınmazın satışından elde edilen 70.000,00 TL'nin kullanıldığı, işbu kabule göre yapılan hesaplaya göre davacı-davalının işbu taşınmaz yönünden 149.597,00 TL katılma alacağı olduğu; 682 ve 683 parsel sayılı taşınmazların 06.09.2011 tarihinde davalı-davacı erkek adına satın alındığı, davalı-davacının kişisel malı olan 6487 ada 10 parsel 21 nolu bağımsız bölümü 26.01.2011 tarihinde sattığı, tasfiye konusu taşınmazların edinilmesinde davalı-davacının kişisel malı olan taşınmazın satışından elde edilen paranın kullanıldığı, işbu kabule göre yapılan hesaplamaya göre davacı-davalının işbu taşınmazlar yönünden 25.327,50 TL katılma alacağı olduğu; 01 UM 208 plakalı aracın edinilmiş mal olduğu, kredi kullanılarak alındığı, kullanılan kredi göz önüne alınarak yapılan hesaplamaya göre davacı-davalının işbu araç yönünden 45.699,56 TL katılma alacağı olduğu; 01 UM 823 plakalı aracın da edinilmiş mal olduğu, davacı-davalının işbu araç yönünden de 51.250,00 TL katılma alacağı olduğu; davacı-davalının ıslah talebi dikkate alınarak toplam 742.749,56 TL katılma alacağı olduğu gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulü ile 742.749,56 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.
2. Birleşen dava yönünden; 5742 ada 12 parsel 24 nolu bağımsız bölümün davalı-davacı kadın adına 05.09.1991 tarihinde satın alındığı, davalı-davacı erkeğin evlenmeden önce ve sonra bir süre ABD Konsolosluğunda çalıştığı, sonrasında 90-100 dairelik bir sitede yönetici olarak çalıştığı, davacı-davalının kayıt dışı çalışması olduğu iddiasına yönelik belge sunmadığı, taşınmazın bedelinin tamamının davacı-davalı erkek tarafından karşılandığı, bağış iradesinin de olmadığı gerekçesiyle; birleşen davanın kabulü ile, 195.000,00 TL katkı payı alacağının dava tarihi olan 23.02.2017 tarihinden itibaren işleyeck yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili ve davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; 6847 ada 10 parsel 24 nolu bağımsız bölüm yönünden katılma alcağına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, işbu taşınmazın kişisel mal olduğunu, müvekkilinin babasının adına olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin babasının vefatı sebebiyle aile arasında rıza ile miras paylaşımında ilgili işyerinin de müvekkilinin adına satış gösterilerek herhangi bir karşılık ödenmeksizin edinildiğini; 8249 ada 2 parsel 10 nolu bağımsız bölüme ilişkin 40.000,00 USD'nin müvekkilinin kişisel malından karşılandığı kabulü doğru ise de hatalı hesaplamanın hükme esas alındığını, tedbirlerin kaldırılmasının gerektiğini, davacı-davalının kısmi dava açmış olması sebebiyle sunduğu ikinci ıslah talebine itiraz etmelerine rağmen gerekçeli kararda dikkate alınmadığını, vekâlet ücretinin reddedilen ve harcı yatırılan ikinci ıslah dilekçesindeki 1.215.461,00 TL olan dava değeri üzerinden hesaplanması gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; birleşen dava yönünden müvekkilinin davalı-davacının restoranında ücretsiz bulaşıkçılık yaptığı, davalı-davacının kapıcılık yaptığı dönemde onunla birlikte çalıştığı ve bir dönemde çocuk bakıcılığı yaptığı yönündeki savunmalarının ispatlanmasına rağmen dikkate alınmadığını, taşınmazın tüm değerinin katkı payı olarak hükmedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin çalışmalarının evlilik içi emek katkısını aşar nitelikte olduğunu, davalı-davacının katkısının olmadığını, ayrıca birleşen davada ıslah edilen miktara ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini; asıl davada tasfiye konusu taşınmazların değer tespitinin son derece düşük olduğu ve yeniden rapor alınması yönündeki taleplerinin reddedildiğini, iddialarının somut araştırma ve delillendirilmelerine dayandığını, buna rağmen yeniden taşınmazların değerinin tespit ettirilmediğini, bu nedenle de müvekkili bakımından katılma alacağı hesabında büyük hak kaybına sebep olunduğunu, 8249 ada 2 parsel 10 nolu bağımsız bölümün ve 682 parsel sayılı taşınmazın davalı-davacının kişisel malından karşılandığı kabul edilerek hesaplama yapılmasının hukuken doğru olmadığını, davalı-davacının kendisine miras kalan taşınmazların satışı ve tasfiye konusu taşınmazların arasında 8-9 aylık bir fark bulunduğunu, bu yönde davalı-davacının beyanı dışında somut bir delil bulunmamasına rağmen hesaplamada dikkate alınmasının hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı-davalı kadın vekilinin istinafı yönünden; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, Mahkemenin dosyadaki delillerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, İlk Derece Mahkemesinin kararında oluşun kabulü yönünden hukuka aykırılığın bulunmadığı ancak birleşen davada davalı-davacı erkeğin davanın açılma tarihinde dava değeri olarak 10.000,00 TL gösterdiği, açılan davanın belirsiz alacak davası olduğu, davalı-davacı vekilinin 24.01.2020 tarihli dilekçesinin ıslah değil talep açıklama dilekçesi olarak kabul edilmesinin gerekeceği, birleşen davada hükmedilen katkı payı alacağına dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle davacı-davalı kadın vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
2. Davalı-davacı erkek vekilinin istinafı yönünden; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, Mahkemenin dosyadaki delillerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, İlk Derece Mahkemesinin kararında oluşun kabulü yönünden hukuka aykırılığın bulunmadığı, ancak 8249 ada 2 parsel 10 nolu bağımsız bölüm yönünden taşınmazın alımında kullanılan 40.000,00 USD'nin davalı-davacı erkeğin kişisel malından karşılandığı iddiası kabul edilmesine rağmen davacı-davalı kadının katılma alacağının 295.875,00TL olarak kabul edilmesinin hatalı olduğu, Mahkemece sehven bu konuda hata yapıldığı, bu nedenlerle işbu taşınmaz yönünden davacı-davalı kadının katılma alacağının 169.020,00 TL olarak kabul edilmesi gerekeceği, açılan davanın belirsiz alacak davası olduğu, davacı-davalı vekili tarafından ilk olarak yapılan ıslahın talep artırım olarak kabul edilmesinin, dava değerine ilişkin olarak ikinci kez verilen dilekçenin de ıslah olarak kabul edilmesinin gerektiği, dolayısıyla 1.215.461,00 TL dava değeri üzerinden davalı-davacı vekili lehine vekâlet ücretinin takdir edilmesi gerektiği gerekçesiyle; davalı-davacı erkek vekilinin başvurusunun kısmen kabulü ile, ile İlk Derece Mahkemesinin asıl davaya yönelik hükmünün kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kısmen kabulü ile, tasfiye konusu taşınmazlar ve araçlar yönünden toplam 615.894,56 TL katılma alacağının İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi olan 01.12.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; birleşen dava yönünden müvekkilinin davalı-davacının restoranında ücretsiz bulaşıkçılık yaptığı, davalı-davacının kapıcılık yaptığı dönemde onunla birlikte çalıştığı ve bir dönemde çocuk bakıcılığı yaptığı yönündeki savunmalarının ispatlanmasına rağmen dikkate alınmadığını, taşınmazın tüm değerinin katkı payı olarak hükmedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin çalışmalarının evlilik içi emek katkısını aşar nitelikte olduğunu, davalı-davacının katkısının olmadığını, ayrıca birleşen davada ıslah edilen miktara ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini; asıl davada tasfiye konusu taşınmazların değer tespitinin son derece düşük olduğu ve yeniden rapor alınması yönündeki taleplerinin reddedildiğini, iddialarının somut araştırma ve delillendirilmelerine dayandığını, buna rağmen yeniden taşınmazların değerinin tespit ettirilmediğini, taşınmazların güncel değerlerine yönelik bilirkişi incelemesi yapılmadığını, bu nedenle de müvekkili bakımından katılma alacağı hesabında büyük hak kaybına sebep olunduğunu, 8249 ada 2 parsel 10 nolu bağımsız bölümün ve 682 parsel sayılı taşınmazın davalı-davacının kişisel malından karşılandığı kabul edilerek hesaplama yapılmasının hukuken doğru olmadığını, davalı-davacının kendisine miras kalan taşınmazların satışı ve tasfiye konusu taşınmazların arasında 8-9 aylık bir fark bulunduğunu, bu yönde davalı-davacının beyanı dışında somut bir delil bulunmamasına rağmen hesaplamada dikkate alınmasının hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davanın türü, faizin başlangıç tarihi, kişisel mal savunması ve ispatı, katkı ispatı ve katkı payı oranı, tasfiyeye konu malların değeri noktasında toplanmaktadır. Asıl dava, katılma alacağı; birleşen dava katkı payı alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 107 nci maddesi, 109 uncu maddesi, 176 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 5 inci maddesi, 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 4722 Sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un (4722 sayılı Kanun) 10 uncu maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (743 sayılı Kanun) 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci maddesi, 646 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı-davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı-davalı kadın vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; Mahkemece, birleşen davada tasfiye konusu taşınmazı bedelinin tamamının davalı-davacı erkek tarafından karşılandığı kabul edilerek karar verilmesi hatalı olmuştur. Şöyle ki, dosya kapsamına dinlenen davacı-davalı tanıklarının görgüye dayalı beyanlarına göre, tarafların yurtdışında yaşadıkları dönemde davacı-davalı kadın ile davalı-davacı erkeğin bir dönem apartman işlerinde birlikte çalıştıkları, davacı-davalı kadının da çalışarak taşınmazın edinilmesine az da olsa katkısının olduğu anlaşılmakla, davacı-davalı kadının taşınmazın edinilmesine bir miktar katkısının olduğunun kabulü gerekir. O halde, Mahkemece, yasal düzenleme ve Dairemizin ilkeleri uyarınca, davacı-davalının taşınmazın edinilmesine katkı oranı mevcut delil itibariyle belirlenmesi mümkün olmadığından 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6098 sayılı Kanun'un 50 nci maddeleri uyarınca, davacı-davalı kadının az da olsa çalışarak yaptığı katkı göz önünde bulundurularak hukuk ve hakkaniyete uygun bir katkı oranı takdir edilerek hesaplanacak katkı payı alacağına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
3. Ayrıca, davanın açıldığı tarih ve dava dilekçesi içeriğinden birleşen davanın kısmi dava olarak açıldığı, davacı-davalının dava tarihinden evvel temerrüde düşürüldüğü de iddia ve ispat edilmediğinden dava dilekçesinde belirtilen alacağa dava, ıslah ile artırılan kısmına ise ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken kabul edilen alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi de hatalı olmuş, bozmayı grektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Asıl Dava Yönünden
Davacı-davalı kadın vekilinin asıl dava yönünden temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının asıl dava yönünden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
2. Birleşen Dava Yönünden
a. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı birleşen dava yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
b. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının birleşen dava yönünden BOZULMASINA,
c.Davacı-davalı kadın vekilinin birleşen davada bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
Duruşma için takdir olunan 17.100.00 TL. vekâlet ücretinin Mustafa'dan alınıp İmran'a verilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.