Logo

2. Hukuk Dairesi2022/8489 E. 2023/6297 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur dağılımı, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranları gözetilerek, ilk derece mahkemesince kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile çocuklara hükmedilen iştirak nafakasının az olduğu gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu yönlerden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1718 E., 2022/738 K.

...

...

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 10. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/766 E., 2019/490 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı davalı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 19.12.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde ... ... vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf temyiz eden davalı-davacı ... vekili Avukat ... gelmedi. Karşı taraf davalı-davacı ... vekilinin yokluğunda karar verilmesini içeren mazeret dilekçesi verdiği görüldü. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü

I. DAVA

1.... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin son zamanlarda sık sık alkol almaya, sürekli tartışma çıkarmaya, müvekkilinin hobilerini, arkadaşlarını, memleketini ve ailesini beğenmemeye, sürekli eleştirmeye, dalga geçmeye, aşağılamaya, hor görmeye, bağırıp çağırmaya başladığını, müvekkilini hırpaladığını, üstüne yürüdüğünü, ilgisiz ve sorumsuz olduğunu, müvekkilinin maaş kartı ve kredi kartını erkekte olduğunu, erkeğin müvekkilini tehdit ettiğini, kapıları yumruklayarak ortalığı birbirine kattığını, birlikte tatile gittiklerinde erkeğin ortak çocukları ve müvekkilini bırakıp gittiğini, eve geç geldiğini, bazen hiç gelmediğini, hiç bir masrafa katılmadığını, para sakladığını, maaşından hiç bir harcama yapmadığını iddia ererek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesini, çocuklar için aylık 750,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına, iştirak nafakalarının Tüfe oranında arttırılmasına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL manevî 50.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2.... kadın vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; birleşen dava dilekçesindeki hususların gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin telefonunun yaklaşık bir yıl kadar önce bozulduğunu, müvekkilinin bu telefonunu erkeğe verip kendisine yeni bir telefon aldığını, erkek tarafından sunulan yazışma kayıtlarının hukuka aykırı olarak elde edildiğini, zira müvekkilinin telefonunu erkeğe verirken tüm sosyal medya hesaplarını kapattığını, zira müvekkilinin facebook'da yaklaşık 50.000,00 kişilik hobi sayfasının yöneticisi olup hesabını her gün aktif kullandığın, bildirimlerine baktığını, sık sık şifresini değiştirdiğini, başka bir telefonda hesabının açık kalamayacağını, kalsa bile açılmak istendiğinde tekrar şifre isteneceğini, bu hali ile müvekkilinin profiline ve mesajlarına başkası tarafından izni olmaksızın erişilemeyeceğini, erkeğin kuvvetle muhtemel müvekkilinin facebook hesabının şifresini kırdığını, hesabına ve özel mesajlarına eriştiğini, devamında müvekkilinin kız kardeşinin kamuya açık olmayan özel mesajlarına eriştiğini, hukuka aykırı biçimde elde edilen sosyal medya yazışmalarının ya da fotoğrafların delil olarak değerlendirilemeyeceğini savunmuştur.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, kadın tarafından daha önce telefonu bozulduğu için kendisine verilen telefonu kullanırken kadının sosyal medya hesabı üzerinden kız kardeşine atığı mesajları gördüğünü, bu mesajlarda başka bir erkek ile whatsapp uygulaması üzerinde yazıştığını ve bu şahsa kendi mayolu resimlerini dahi gönderdiğini, yazışmalarının da oldukça samimi olduğunu gördüğünü, kadının başka bir erkekle sürekli olarak yazışıp daha sonra Bursa'ya gittiğinde muhtemelen de bu şahıs ile de görüştüğünü iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin geç saatlere kadar eve gelmediği, kadına hakaret edip olay çıkardığı, tanık ...'ün yanında kadın için "sen bunun kırıştırdıklarını biliyor musun" diyerek konuştuğu, kadını ve ailesini memleketleri nedeniyle aşağıladığı, alkol aldığı, evin giderlerine katılmadığı, kadından para istediği, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ilgilendiği hobileri beğenmeyerek başkalarının yanında kadını küçük düşürdüğü, kazancını kendi için harcadığı, evin ihtiyaçlarını gidermediği, eşine "sen krosun" deyip aşağıladığı, kadının ise başka bir erkekle sosyal görüşme ve gereklilikleri aşacak düzeyde sürekli olarak mesajlaşıp yazıştığı, fotoğraf gönderdiği, tüm bu sebeplerle evlilik birliğinin her iki taraf için de devamı artık kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının kabulü ile gerek asıl davada gerek karşı davada boşanmaya karar verilmesinin, boşanmayı gerektiren olaylarda erkeğin kadına oranla daha ziyade kusurlu olduğunun kabulünün zorunlu olduğu, ortak çocukların süreçte ve halen anne ile birlikte yaşamaları, anne yanında alıştıkları ortam ve düzenlerinin bulunması, düzenlenen raporda, ortak çocukların mevcut düzenlerinin devamlılığı açısından velâyetlerinin anneye bırakılması, baba ile çocuklar arasında özel günler, sömestr ve yaz tatilleri gibi dönemler göz önünde bulundurularak yatılı şekilde kişisel ilişki tesis edilmesinin ortak çocukların üstün yararına uygun olacağı, ortak çocuklar için tarafların sosyo ekonomik durumları, ortak çocukların yaşları, muhtemel tüm masrafları gözetilerek uygun biçimde iştirak nafakasına hükmolunmasının uygun olacağı, kadın tarafından dilekçeler teatisi kapsamında sunulan dilekçe ile iştirak nafakalarının yıllık artış oranına tabi tutulması talep edildiğinden iştirak nafakalarının her yıl takdiren TÜFE oranında artırılmasının uygun olacağı, boşanmayı gerektiren olaylarda erkeğin daha ziyade kusurlu olduğu, erkeğin manevî tazminat talebinin reddinin gerektiği, kadının mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedeleneceğinden, en azından eşinin desteğinden mahrum kalacağı, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kadının kişilik hakları saldırıya uğradığından maddî ve manevî tazminat talebinin kabulünün gerektiği ancak, maddî-manevî tazminat miktarları belirlenirken her iki tarafın sosyo-ekonomik durumu, boşanmayı gerektiren olayların niteliğinin de dikkate alındığı, kadın tarafından yoksulluk nafakası talep edilmiş ise de, kadının öğretmen olup asgari ücretin çok üzerinde gelirinin bulunduğu, yoksulluk nafakası talebinin reddinin gerektiği gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuklar arasında her ayın 1. ve 3. haftası cumartesi günü sabah saat 10.00'dan pazar günü akşam saat 18.00'a kadar, Ramazan ve Kurban Bayramlarının 2. günü sabah saat 10.00'dan 3. günü akşam saat 18.00'a kadar ve her yıl 01 Temmuz günü saat 10.00'dan 10 Temmuz günü akşam saat 18.00'a kadar kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına aylık 250,00'şer TL tedbir, 350,00'şer TL iştirak nafakasına, iştirak nafakasının her yıl TÜFE oranında arttırılmasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası talebi, iştirak nafakası ve tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, reddedilen manevî tazminat talebi, velâyet düzenlemesi ve kişisel ilişkinin süresi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sair yönlerin usul ve kanuna uygun olduğunu ancak, ortak çocuklar ile baba arasında yaz tatillerinde sadece 10 gün olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasının yetersiz olduğu gerekçesi ile davalı davacı erkeğin istinaf başvurusunun kişisel ilişkinin süresi yönünden kabulü ile baba ile ortak çocuklar arasında her ayın 1. ve 3. cumartesi günü saat 10:00'dan pazar günü saat 18:00'e kadar, dini bayramların 2. günü saat 10:00'dan 3. günü saat 18:00'e kadar, okulların yarı yıl tatilinin başladığı hafta sonu cumartesi günü saat 10:00'dan takip eden hafta sonu cumartesi günü saat: 18:00'e kadar, her yıl 1 Temmuz saat 10:00'dan 31 Temmuz saat 18:00'e kadar kişisel ilişki tesisine, davalı davacı erkeğin sair, davacı davalı kadının tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

... kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası talebi, iştirak nafakası ile tazminatların miktarı yönünden bozulmasını talep etmiştir.

Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, reddedilen manevî tazminat talebi, velâyet düzenlemesi yönünden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların boşanma davalarının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat, çocuklar için iştirak nafakasına hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarı ile kadın yararına yoksulluk nafakası, erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, velâyet düzenlemesinin çocukların üstün yararına olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi. 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 182 ncı, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 335 inci, 336 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 inci maddesi, 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin tüm, ... kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.

3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, ortak çocuklar ... ve ...'nın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakaları azdır. Mahkemece, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminatların ve iştirak nafakalarının miktarı yönünden ... kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, ... kadın vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin ...'den alınarak ...'ya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'ya geri verilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.12.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(Muhalif)

...

KARŞI OY YAZISI

Davalı-davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında; ... kadının başka bir erkek ile sosyal medya üzerinden oldukça samimi yazışmalar yapmak ve fotoğraflar göndermek sureti ile güven sarsıcı davranışta bulunduğu iddia edilmiş, bu iddiasına dayanak olarak, ... kadının bozulan telefonunu kendisine vermesi üzerine elde ettiğini öne sürdüğü bir kısım sosyal medya çıktılarını dosyaya ibraz etmiştir.

... kadın sosyal medya hesabını aktif olarak kullandığını, hesabının şifresinin sürekli değiştirildiğini, sunulan resim ve yazışmaların erkek tarafından hukuka aykırı olarak ele geçirildiğini savunmuştur.

Sosyal medya programları ile kullanıcıların kendi aralarında yaptığı yazışmalar, yazışmanın tarafı olmayan 3. kişiler tarafından ulaşılma imkanı bulunmayan, kişilerin özel hayatı kapsamında kalan hususlardır. Buna göre; yazışmanın tarafı olmayan bir kişi tarafından hukuk mahkemelerine sunulan sosyal medya yazışmalarının delil vasfı kazanabilmesi için bu yazışmanın hukuka uygun şekilde ele geçirildiğinin, delili sunan tarafından ispatlanması gerekmektedir.

Somut uyuşmazlıkta, erkek tarafından, kadına atfen sunulan sosyal medya yazışmalarının, hukuka uygun olarak ele geçirildiği ispatlanamadığına göre, bu yazışmalar esas alınarak ... kadına kusur yüklenilmesi olanağı da bulunmamaktadır. Davalı-davacı erkek tarafından dosyaya sunulan diğer delillerle ile kadının kusuru ispatlanamamıştır.

O halde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tamamıyla kusurlu olan davalı-davacı erkeğin boşanma davasının reddi gerektiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.

...