"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma
.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, eviyle, eşiyle ve müşterek çocukla ilgilenmediğini, sürekli internette, futbol ve iddia sitelerinde vakit geçirdiğini ve buralarda kumar oynayarak aşırı borçlandığını, davacının maaş kartının da davalıda olduğunu ve sormasına rağmen nereye ne şekilde harcama yaptığını söylemediğini, evdeki altınları bozdurduğunu, habersiz krediler çektiğini ve bir çok yere de borçlandığını, evin geçimini tek başına sağlamaya çalışan davacıya ailesinin ve arkadaşlarının maddî destekte bulunduğunu, davalının arabayı satıp, bireysel emeklilikleri dahi harcadığını, çıkan tartışmalarda davacının davalı eşinin tehditlerine maruz kaldığını, davalının gerek davacı gerekse davacının ailesine karşı saygısız davranışlar sergilediğini, psikolojik ve ekonomik şiddet uygulayıp hakaret ettiğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, müşterek çocuk için aylık 1.250,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata yasal faizi ile hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, davacının annesinin sürekli evliliklerine müdahale ettiğini, davacıyı yönlendirdiğini, davacının davalı ile aynı yatağı paylaşmadığını, onunla vakit geçirmediğini, davalının kısa bir süre iddia oynadığını, ancak kimseden borç almadığını, daha sonra maaş kartını, kredi kartını ve para idaresini davacıya verdiğini, evde bulunan altınların bir kısmının bozdurularak kredi kartına yatırıldığını, bu kredi kartı harcamalarını da tarafların ortak yaptığını, davacının davalıyı sürekli aşağıladığını, ihmal ettiğini, davalının kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının eşiyle ve çocuğuyla ilgilenmediği, bahis oynayarak ev ekonomisini zora soktuğu, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, velayetin anneye bırakılmasına, müşterek çocuk için aylık 600,00 TL tedbir ve aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, davacı lehine 12.000,00 TL maddî tazminata ve davacının yasal şartları oluşmayan manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararını davacı kadın vekili istinaf etmiştir.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalının sosyal ekonomik durumuna göre çocuk için takdir edilen iştirak nafakasının miktarının ve yine müvekkilin mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedelenmesi karşısında takdir edilen maddî tazminat miktarının düşük olduğu ve yine evlilik birliği içinde yaşanılan olaylar, davalının kusurlu davranışları, ekonomik zorluklar nedeni ile ciddi sorunlar yaşadığı ve üzüldüğü, manevî tazminatın koşullarının oluşmadığına karar verilerek reddedilmesi kararının hatalı olduğunu belirterek kararı kusur belirlemesi, manevî tazminat taleplerinin reddi, nafaka ve maddî tazminat miktarı yönünden istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece belirlenen kusur durumu ve derecelendirilmesinde yanlışlık bulunmadığı, kız kardeş tanık tarafından ayrılma aşamasında gerçekleştiği belirtilen davacı ve kız kardeşe hakaret eylemlerinin dava açıldıktan sonra mı ya da önce mi gerçekleştiği konusunda net bir bilgiye ulaşılamamış olması dikkate alındığında bu hususun kusur olarak verilmemesinde yanlışlık bulunmadığı, tarafların ispatlanmış kusurları ve ekonomik durumları dikkate alındığında mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen davacı kadın lehine verilen maddî tazminat miktarının yetersiz olduğu, tam kusurlu erkeğin bahis, kumar gibi eylemleri ile birlik görevlerini ihmal ettiği, eşi ve çocuğu ile yeterince ilgilenmediği ve eylemlerin kül olarak, kadının kişilik haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle davacı kadının maddî tazminatın miktarı ile reddedilen manevî tazminat talebi yönünden istinaf talebinin kabul edilerek mahkeme kararının bu yönden düzeltilmesi ile davacı kadın lehine tarafların ekonomik sosyal durumları ve kusur durumu dikkate alınarak 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı erkekten tahsiline, davacı kadının sair yönlere ilişkin istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararını davalı erkek vekili temyiz etmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davacının evlilik nedeniyle zedelenen bir menfaati bulunmadığı, davacının kazancının müvekkilden daha fazla olduğu, müşterek hayat sonlandıktan sonra da davacı evlilik nedeniyle herhangi bir ekonomik güçlüğe düşmediği, hükmedilen tazminat miktarları müvekkili ekonomik yıkıma uğratacak düzeyde olduğu, tek geçim kaynağı bir memur maaşı olan müvekkil için hükmedilen miktar son derece yüksek olduğu, davacının manevî tazminat talebinin şartlarının oluşmadığı, eşine karşı hiçbir zaman kaba, aşağılayıcı, rencide edici tutum içinde olmadığı gibi fiziksel ya da psikolojik şiddette uygulamadığı, kısa bir dönem internet üzerinden bahis oyunu oynamak dışında olumsuz bir eylemi de olmadığı, kusurlu tarafın kadın olduğunu belirterek kararı kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı erkeğin kesinleşen kusurlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmediği, davacı kadın yararına 4721 sayılı Kanunu’nun 174 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yazılı manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, buradan varılacak sonuca göre davalının manevî tazminatla sorumlu tutulup tutulmayacağı, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre davacı kadın yararına takdir edilen tazminat miktarlarının fazla olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.