Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9171 E. 2023/179 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların dava dilekçelerinde usulüne uygun vakıa ve delillere dayanıp dayanmadıkları hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçeler gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek dava dilekçesinde; evliliklerinin çekilmez bir hal aldığını, evlilik birliğinin devamının mümkün olmadığını iddia ederek evlilik birliğinin temelden sarsılması sebebiyle boşanmalarını talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; 10 yıla yakın süredir ayrı yaşadıklarını, eşine ve çocuğuna sıkça zarar verdiğini, düzensiz bir iş hayatı olduğunu, her gece içki içtiğini, birlik görevlerini yerine getirmediği, sürekli şiddet uyguladığını ve hakeretlerde bulunduğunu, evi terk ettiğini, asıl davanın reddine, evlilik birliliğinin temelden sarsılması sebebiyle karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkile verilmesine, müşterek çocuk için aylık 4000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkil için aylık 3000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müvekkil lehine 250.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı kadının annesinin sürekli tarafların evinde olduğu, annesinin evinin tarafların müşterek evine yakın yerde evi olmasına rağmen kendi evine neredeyse hiç gitmediği, kadının yaz aylarında annesinin yazlığında kalarak evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, davalı-karşı davacı kadının boşanmaya neden olan olayda tam kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile, tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre boşanmalarına, karşı davanın reddine, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, kadının yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, kadın için aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi olan 07.03.2019 tarihine kadar devamına, 07.03.2019 tarihinden karar kesinleşmesine kadar takdiren aylık 350,00 TL tedbir nafakasının ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; reddedilen manevî tazminat, karşı davanın reddi nedeniyle vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; tanıklarının dinlenmediğini, kusur belirlemesinin yerinde olmadığını, erkeğin anne ve babasının beyanları ile hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi ile reddolunan boşanmanın fer'îleri açısından istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı erkeğin dava dilekçesinde herhangi bir vakıaya, davalı-karşı davacı kadının da karşı dava dilekçesin de herhangi bir delile dayanmadığı, mahkemece erkek tanıklarının beyanları hükme esas alınarak asıl davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığı, usulüne uygun ispata yarar delil göstermeyen ve iddialarını ispat edemeyen kadının davasının reddine ilişkin kararın ise usul ve esasa uygun olduğu gerekçesi ile davalı-karşı davacı kadının asıl davanın kabulüne ilişkin istinaf talebinin kabulüne, asıl davanın kabulüne ilişkin kararın tümden kaldırılmasına, davacı-karşı davalı erkeğin davasının reddine ve yargılama giderlerine, kadının davasının reddi nedeniyle erkek yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesi isabetsiz olup davacı-karşı davalı erkeğin bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne, erkek yararına kadının davasının reddi nedeniyle vekâlet ücretine hükmedilmesine, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; kendi davasının reddinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, her ne kadar cevaba cevap dilekçesi verme süresi kaçırılmış ise de, ek beyan dilekçesi ile vakıaları bildirdiklerini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; kendi davasının reddinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, ön inceleme duruşmasından önce delillerini bildirdiklerini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava dilekçelerinde, usule uygun şekilde vakıalara ve delillere dayanılıp dayanılmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun ) 141 inci maddesi, 140 ıncı maddesinin beşinci fıkrası, 145 inci maddesi, 119 uncu maddesinin birinci fıkrasının (e) ve (f) alt bentleri, 190 ıncı, 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 nci ve 371 nci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.