Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9244 E. 2023/85 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurun belirlenmesi ve kadın lehine maddi ve manevi tazminat verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; evlilik öncesi hamile kaldığını, akabinde evlendiklerini, eşinin çocuğu doğurmasını istemediğini, kendisine bu nedenle şiddet uyguladığını, hamile iken konutu terk edip ailesinin yanına gittiğini, kısa aralıklarla konuta dönüp tekrar 2-3 ay gibi sürelerle konutu terk ettiğini, doğumda ve doğum sonrasında maddi ve manevi desteği olmadığını, çocuğa karşı ilgisiz olduğunu, aşağıladığını, hakaret ettiğini, ihtiyaçları karşılamadığını, konutu terk ettiğini iddia ederek; evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin tarafına verilmesine, çocuk lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kendisi lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuğun soyadının “...” olarak değiştirilmesine hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek cevap ve karşı dava dilekçesi ile karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde; taraflar fiilen birlikte iken davacı-davalı kadının hamile kalması üzerine evlendiklerini, evlilik konusunda psikolojik baskı yaptığını, evliliği çocuğun yararını düşünerek yaptıklarını, çocuk doğduktan sonra boşanmayı kararlaştırdıklarını, evlilik birliğinin getirdiği sorumlulukları yerine getirmemek konusunda uzlaştıklarını, ortak bir konutlarının olmadığını, eşinin ortak konutta kalmayı teklif ettiğini ancak kendisinin anlaşmalarını hatırlatıp aynı evde kalmayı kabul etmediğini, doğumda ailesi ile birlikte yanına gittiğinde eşinin annesinin "Neden geldiniz?" şeklinde tepkisi ile karşılaştıklarını, kendisinden izin almadan ...’e taşınıp çocuğu kendisine ve ailesine göstermediğini, birlikte yaşamak için baskı kurduğunu ve çocuğu kullandığını, mesajlarında küfür ve hakaretler ettiğini, ağabeyinin işyerinde çalışmadığını, sadece ziyaret amaçlı gittiğini, fotoğraf çekimini de hobi amaçlı yaptığını belirterek; kadının davasının reddine, kendi davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, çocukla arasında kişisel ilişki kurulmasına, lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; birlikte yaşamdan kaçınan, maddi ve manevi destekte bulunmayarak birlik görevlerini yerine getirmeyen, çocuğun doğumuyla yeterince ilgilenmeyen, eşine hakaret edip onu tersleyen erkeğin ağır ve eşine hakaret eden kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle; her iki davanın davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, babanın çocuk için aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadının erkeğe aylık 200,00 TL tedbir nafakası ödemesine, 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına ödenmesine, annenin çocuğun soyadının değiştirilmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı tarafların vekilleri süresi içinde istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda, kadına kusur yüklenerek karşı davanın kabulünün doğru olmadığını, erkek lehine tedbir nafakası koşullarının oluşmadığını, çocuk için hükmedilen nafakaların az olduğunu, erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin yanlış olduğunu belirterek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tedbir nafakası, çocuk lehine hükmedilen nafakaların miktarı ve aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2. Davalı-davacı erkek vekili, istinaf başvurusunda dava dilekçesindeki iddiaları tekrar ederek kadın tanıkların beyanının duyuma dayalı olduğunu ve aleyhe tazminata hükmedilmesi için gerekli koşulların oluşmadığını belirterek, kusur belirlemesi ve aleyhe hükmedilen tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; kadının davasının kabulü yönünden istinafa başvurulmadığından kadının davasındaki boşanma hükmünün kesinleştiği, erkeğin evlilik birliğinin kurulması sonrası evliliğin formalite olması konusunda anlaştıklarını söyleyerek birlik sorumluluklarından kaçınamayacağı, ilk derece mahkemesince taraflara kusur olarak yüklenen kusurlu davranışların gerçekleştiği ve boşanmanın feri'leri vekâlet ücreti hükümlerinde kanuna aykırılık bulunmadığından bahisle; tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı erkek vekili süresi içinde temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvurusunda, dava dilekçesindeki iddiaları tekrar ederek kadın tanıkların beyanının duyuma dayalı olduğunu ve aleyhe tazminata hükmedilmesi için gerekli koşulların oluşmadığını belirterek, kusur belirlemesi ve aleyhe hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık tarafların açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı ve kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci ile 370 ve 371 inci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.