"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma ve birleşen bağımsız tedbir nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne ve bağımsız tedbir nafakası davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı-davacı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesi gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne ve bağımsız tedbir nafakası davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın tarafından her iki davaya ve fer'îlere yönelik istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne, kusur belirlemesi ile reddedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle; davalı-davacı kadın vekili tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve tazminatların ve nafakaların miktarı ile bağımsız tedbir nafakası davasının reddedilen kısmı yönünden temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre reddedilen ve temyize konu edilen yıllık bağımsız tedbir nafakasının miktarı toplam 3.600,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalmaktadır. Bu hale göre davalı-davacı kadının bağımsız tedbir nafakasının reddedilen kısmına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen 24.09.2019 tarihli karara karşı davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. İlk Derece Mahkemesince verilen nafakalara dair karara karşı davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmadığından, davacı-davalı erkeğin nafakalara yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davacı-karşı davalı kadın vekili ile davalı-karşı davacı erkek vekilinin reddedilen yönler dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; davalı- davacı kadının uçuk rakamları bulan isteklerde bulunduğunu, "işine gelirse, evlenmeseydin, ne yaparsan yap" şeklinde cümleler sarf ettiğini, sürekli evlendiğine pişman olduğunu, severek evlenmediğini ve evliliğin bitmesini dile getirdiğini, müvekkiline ve ailesine ailesine küfür ve beddua içerikli sözler söylediğini, müşterek konutu terk ederek birlikte yaşamaktan kaçındığını iddia ederek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın; süresinde verdiği asıl davaya cevap dilekçesinde; davacı erkeğin, annesinin evlilik birliğine haksız müdahalesine engel olmadığını, müvekkiline hakaret ettiğini, kendi öz çocuğuna ısınamadığını dile getirdiğini, çocuğa ilgi ve alaka göstermediğini, evlililiğin ve baba olmanın sorumluluklarını üstlenmediğini, ortak konutun kilidini değiştirerek kendisini konuta almadığını, parasının çalındığını beyan ederek polise şikayetçi olduğunu, bu durumun erkek ve ailesinin kurgusu olduğunu iddia ederek ve savunarak davanın reddine karar verilmesini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ortak çocuğun velâyetinin tarafına tevdiine, ortak çocuk için aylık 300,00 TL tedbir-iştirak ve kendisi için aylık 500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; taraflar arasında erkeğin annesinden kaynaklı sebeplerden ötürü geçimsizlik bulunduğunu, erkeğin işe giderken hanenin kapısını müvekkilinin üzerine kilitleyip gittiğini, hakaret ettiğini, ortak konutun kilidini değiştirdiğini, müvekkiline ve ortak çocuğa karşı ilgisiz davrandığını, annesinin evlilik birliğine müdahalesine mani olmadığını, ortak çocuk ve müvekkiline maddî destek sağlamadığını ileri sürerek müvekkili lehine aylık 500,00 TL, ortak çocuk lehine aylık 300,00 TL bağımsız tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A.İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 17.07.2017 tarih ve 2014/849 Esas, 2017/527 Karar sayılı kararı ile erkeğin boşanma davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına belirlenen aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşene kadar devamına, ortak çocuk yararına aylık 200,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına belirlenen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşene kadar devamına, kadın yararına aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
B.Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın tarafından; boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, nafaka miktarları ile birleşen bağımsız tedbir nafakası davası hakkında olumlu veya olumsuz hüküm kurulmaması yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 15.10.2018 tarih ve 2018/2922 E.-2018/1205 K. sayılı kararı ile kadının birleşen davası hakkında olumlu veya olumsuz hüküm kurulmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve her iki dava hakkında olumlu veya olumsuz hüküm kurulmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı davalı-davacı kadının eşine "Sen ne biçim adamsın, sen adam değilsin, öküz, geri zekalı, kazık, eşek, sen okumuşsun adam olamamışsın, seninle istemeyerek evlendim, seni sevmiyorum, babam beni seninle zorla evlendirdi" şeklinde hakaret içerikli cümleler sarf ettiği, sosyal paylaşım sitesindeki hesabından eşi ile evlenmeden önceki sevgilisinin hesabına girerek onun fotoğraflarına baktığı, onu kastederek çok sevdiğini dile getirdiği; davacı-davalı erkeğin ise müşterek konutun kilidini değiştirerek eşiyle birlikte yaşamaktan kaçındığı, kendi çocuğu bulunduğu halde "Ben çocuk sevgisini yeğenim de tattım" şeklinde cümleler sarf ettiği, müşterek konutun ihtiyaçları konusunda kendi ailesinin haksız müdahalesine karşı koymadığı, güneş gözlüğü takan ve ayağındaki mantar sebebiyle terlik giyen eşine karşı "Sen bunu niye takıyorsun, sen orospu musun, takmayacaksın, bu terlikleri bir daha giymeyeceksin, sen kötü kadın mısın?" şeklinde sözler söylediği belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle erkeğin boşanma davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına belirlenen aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşene kadar devamına, ortak çocuk yararına aylık 200,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına belirlenen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşene kadar devamına, kadın yararına aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine; kadının birleşen bağımsız tedbir nafakası davasının kısmen kabulü ile tahsilde tekerrüre mahal vermemek kaydıyla boşanma hükmü kesinleşene kadar ortak çocuk yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakası ve kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili; boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, boşanma davasında hükmolunan nafaka miktarları ile bağımsız tedbir nafakası davasının reddedilen kısmı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-davacı kadının davacı-davalı erkek ile evlenmeden önceki sevgilisinin hesabına girerek onun fotoğraflarına baktığı ve onu kastederek çok sevdiğini dile getirdiğine ilişkin maddî bir vakıaya dilekçeler teatisinde erkek tarafından dayanılmadığı, bu sebeple kadına kusur olarak yüklenmesinin doğru olmadığı, kadının eşine "sen adam değilsin, hayvan" şeklinde mesaj yazdığı ve yolda giderken "sen kazıksın, öküzsün" dediği; davacı-davalı erkeğin ise İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlu davranışları yanında eşinin çilingir vasıtasıyla müşterek haneye girmesi neticesinde eşi hakkında hırsızlık suçlamasında bulunduğu belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının kusur belirlemesine, reddedilen tazminat taleplerine yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili; dinlenen tanık beyanlarına göre kadının kusurlarının ispatlandığını, müvekkilinin ağır kusurlu kabul edilmesinin doğru olmadığını, kadının müvekkiline sürekli hakaret ettiğini, eski sevgilisinin fotoğrafını saklayıp özlemle baktığını, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kusur oranının değişikliğine dair gerekçenin kararda gösterilmediğini, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını, kadının başka erkekle yaşadığını belirterek; kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili; müvekkilinin kusursuz olduğunu, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkeğin boşanma davasının reddi gerektiğini, tazminatların ve boşanma davasında hükmolunan nafaka miktarlarının az olduğunu belirterek; erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat miktarları ve boşanma davasında hükmolunan nafaka miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, maddî ve manevî tazminat şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tazminatların ve nafakaların miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesi, 371 nci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı-davalı erkek vekilinin nafakalara yönelik temyiz dilekçesi ile davalı-davacı kadın vekilinin bağımsız tedbir nafakası davasının reddedilen kısmına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Her iki taraf vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.