"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava dilekçesinde; davalının emekli olduktan sonra ... ilçesinde işyeri açtığını, orada bir bayan ile birlikte yaşamaya başladığını, ondan ayrıldıktan sonra başka bir bayan ile gayriresmi birliktelik yaşadığını, bu birlikteliğinden 15 yaşında bir çocuğunun olduğunu, davalının o günden beri ayrı yaşadığını, davacının ve çocukların hiçbir ihtiyacı ile ilgilenmediğini, davalının kusurlu davranışlarından dolayı evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, bu nedenlerle tarafların boşanmalarına, 3.000,00 TL nafaka ile 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde; davacı kadının iddialarının asılsız olduğunu, davacı kadının müşterek evi terk ederek gittiğini, 17 yıldır ayrı yaşadıklarını, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmadığını ancak böyle bir durum olsa bile boşanma davasını daha önceden açması gerektiğini beyan ederek, boşanmaya karar verilmesini davacının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının davacıyla evliliği devam ederken, gerek davacı eşine karşı sadakat gerekse eş ve çocuklarına karşı bakım ve gözetim yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihmal ederek taraflar arasındaki aile birliğini zedelediği, mevcut durum itibariyle davacı kadın nezdinde evlilik birliğini sürdürme inanç ve motivasyonunun haklı bir şekilde kalmadığı, evliliğin devamında korunabilir bir yarar bulunmaması gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadının ev hanımı olup herhangi bir gelirinin ve mal varlığının bulunmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği belirtilerek kadın lehine aylık 1.500,00 TL tedbir 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedelendiği, kişilik haklarına saldırı oluştuğu şartları oluştuğundan kadın lehine 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekilinin katılmalı temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin kararının, tazminatlar ve nafakaların miktarının az olması nedeniyle kaldırılması istemiyle istinaf yoluna başvurulmuştur.
2.Davalı erkek vekili dilekçesinde özetle; İlk Derece mahkemesince kusur tespitinin yanlış yapıldığını, nafakaların miktarının fahis olduğunu beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması talebi ile istinaf yoluna başvurulmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu, davacının ise ispatlanmış bir kusurunun bulunmadığı, davanın kabulüne ilişkin kararın doğru olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, İlk Derece Mahkemesince davacı lehine takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarının hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz yoluna başvurmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; asıl kusurlu olan kişinin davacı kadın olduğunu çünkü müşterek evi terk ederek giden, dönmeyen ve davacıdan habersiz evini satan kişinin davacı kadın olduğunu , davacı kadının 20 yıl bekledikten sonra bu davayı açmasının davalının iddialarını doğruladığını, davacı kadının rahat yaşaması için davacıya ev aldığını ancak bu evi davacının kardeşine satıp devrettiğini ama o evde oturmaya devam ettiğini, davalının davacıyla ilgilenmediği iddiasının asılsız olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin hükmettiği nafakaların ve tazminatların miktarının fahis olduğunu, kendisinin 2.000 tl emekli maaşı ile geçimini sağladığını, ödeme gücünün olmadığını beyan ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık davacı kadın tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında kadının boşanma davasının kabulü ve kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatların şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu ve 175 inci maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.