Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9337 E. 2023/127 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davası ile birlikte açılan ziynet alacağı davasında, ziynet eşyalarının varlığı, miktarı ve iade yükümlülüğünün olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve usul hükümleri dikkate alındığında hukuka uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferîlerine, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından 29.07.2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; tarafların 13 yıllık evli olduklarını, davalının evlilik birliğinde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, çocukları ile ilgilenmediğini, müvekkili ve müşterek çocukları terk ederek gittiğini, kayın babasının hakaretlerine ve iftiralarına maruz kaldığını, kadının şiddete maruz kaldığını, müvekkili ve davalının evliliklerini gerçekleştirdikleri sırada müvekkilin babası ve davalının babası arasında çeyiz senedi imzalandığını, senede göre müvekkiline 8 adet altın bilezik, 2 adet yüzük, 1 çift küpenin ziynet eşyası olarak takıldığının açık olduğunu, ayrıca yapılan düğünde; 64 adet küçük altın takıldığını ve iş bu altınlar kadından rızası dışında alınarak bir daha verilmediğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, müşterek çocuklar için ayrı ayrı 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yine kadın lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini, ziynet eşyalarının (64 adet küçük altın,8 adet 22 ayar burma altın bilezik, 2 adet altın yüzük,1 çift altın küpe) öncelikle aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda bedelinin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili 23.08.2021 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesi ile ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacının anlatımlarının gerçek dışı olduğunu, davacının habersiz şekilde çocuklarını alıp müşterek konutu terk ettiğini, boşanmak istediğini söylediğini, takılarını ise giderken yanında götürdüğünü, davacı kadının züccaciyeye manava borçlandığını, müvekkilini ekonomik olarak zor duruma soktuğunu, hep gizli borçlanmaya girdiğini, davacı kadının ilgisiz olduğunu hep telefon ile ilgilendiğini, müvekkilini aşağıladığını, evin temizliği ve çocukların bakımı ile ilgilenmediğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrasına göre boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesini, müvekkili lehine 300.000 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, eşine ve çocuklarına karşı ilgisiz davrandığını, eşine yeteri kadar para vermediğini, en son taşınılan müşterek eve gelmediğini, davacı karşı davalı kadının ise eşinden habersiz mahalle esnafına sürekli borçlandığını, ev işlerini yapmadığını, eşinden aldığı parayı nereye kullandığı konusunda eşine doğru bilgi vermeyip bu şekilde eşine karşı güven sarsıcı hareketlerde bulunduğunu, tarafların gerçekleşen bu kusurlu davranışları nedeniyle eşit kusurlu olduklarını belirterek karşılık boşanma davalarının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müşterek çocukların velâyet haklarının anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesisine, kadın için aylık 400,00 TL tedbir, 250,00 TL yoksulluk nafakası, her bir çocuk için aylık 300,00 TL tedbir nafakası ile her biri için 200,00 TL iştirak nafakasına, kadının ziynet eşyalarına ilişkin davasının kadının varlığı ispat edilen ziynet eşyalarının erkek tarafından alındığı ve geri iade edilmediği gerekçesi ile kısmen kabulüne, 60 adet çeyrek altının, her biri 22 ayar 17,50'şer gram olan 8 adet bileziğin, her biri 14 ayar 4 gram olan 2 adet yüzüğün ve 14 ayar 4 gram olan bir çift küpenin davalı karşı davacı erkekten alınarak, davacı karşı davalı kadına aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde 122.000,00 TL 'nin 10.000,00 TL sinin faizsiz olarak, 112.000,00 TL sinin ıslah tarihi olan 29.03.2022 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; boşanma davalarının kabulü yönünden itirazlarının bulunmadığını, kadının ziynet alacağı davasının kabulünün hatalı olduğu, kadının üzerinde götürdüğünü, kayınbabaya borç olarak zorla verildiği iddiasında ise husumetin kendisine yöneltilmesinin hatalı olduğunu, elinde düğün cd’si olmasına rağmen mahkemeye sunmayarak çelişkili tanık beyanları ile hak kazanmaya çalıştığını, bu nedenle ziynet alacağı davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, yine reddedilen ziynet alacağı yönünden vekâlet ücretinin yanlış hesaplandığını belirterek verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından dilekçeler aşamasında çeyrek altınların sayısı konusunda açıklama yapılmadan istinaf aşamasında 20 adet çeyrek altın takıldığını söyleyerek flaş bellek içinde görüntü sunmuş ise de ileri sürülmeyen sebep ve dayanılmayan delillere ilk kez istinaf incelemesi sırasında dayanamayacağı, kadın tarafından talep edilen 8 adet bilezik, 2 adet yüzük ve 1 çift küpe ile ilgili çeyiz senedi sunulduğundan bu ziynet eşyalarının varlığı sabit olduğunu, kadının 64 adet çeyrek altın talebinde bulunduğunu ancak yerel mahkemece tanık beyanlarına göre 60 adet çeyrek altın hüküm altına alındığını, ancak tanık beyanları ile kadına düğün törenine gitmeden 5 adet çeyrek altın takıldığı, düğün töreninde de 50 adet çeyrek altının takıldığının anlaşıldığı, bu duruma göre ispat edilen çeyrek altın sayısı 55 adet olduğu, infazda tereddüte neden olmamak üzere çeyrek altınlar yönünden hükmün kaldırılması gerektiği gerekçesi ile hükmün bu yönde kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle 55 adet çeyrek altın (45.100,00 TL), her biri 22 ayar 17,50'şer gram olan 8 adet bilezik (68.180,00 TL), her biri 14 ayar 4 gram olan 2 adet yüzük (3.080,00 TL), 14 ayar 4 gram olan bir çift küpe (1.540,00 TL)'nin aynen iadesine; aynen iadesinin mümkün olmaması halinde bedellerinin toplamı olan 117.900,00 TL 'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline davacı- karşı davalı kadın lehine ziynet alacağı davacısının kısmen kabulü nedeniyle nispi; davalı- karşı davacı erkek lehine ziynet alacağı davasının reddinin kısmı maktu vekâlet ücretine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanma davalarının kabulü yönünden itirazlarının bulunmadığını, kadının ziynet alacağı davasının kabulünün hatalı olduğu, kadının üzerinde götürdüğünü, kayınbabaya borç olarak zorla verildiği iddiasında ise husumetin kendisine yöneltilmesinin hatalı olduğunu, elinde düğün cd’si olmasına rağmen mahkemeye sunmayarak çelişkili tanık beyanları ile hak kazanmaya çalıştığını, bu nedenle ziynet alacağı davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, yine reddedilen ziynet alacağı yönünden vekâlet ücretinin yanlış hesaplandığını ileri sürerek; ziynet alacağı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasında, ziynet eşyalarının varlığı, miktarı ile erkek tarafından kadından alınıp bir daha geri verilip verilmediği, giderken kadının yanında götürüp götürmediği, husumetin yanlış yönetilip yönetilmediği ile erkeğin iade yükümlülüğünün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 222 nci maddesi, 226 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.