"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/970 E., 2022/1274 K.
DAVA TARİHİ : 06.02.2018-15.10.2018
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/109 E., 2020/85 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı-davacı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 17.01.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davalı-davacı ... ve vekili Avukat ... ile karşı taraf temyiz eden ... ... vekili Avukat ... Türkyılmaz geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek dava ve cevap dilekçelerinde özetle; kadının haber vermeksizin yakınlarının yardımı ile ziynetleri de alarak ortak haneyi terk ettiğini, önceki evliliğinden olan çocuğunu evlenmeden önce kabul ettiğini belirtmesine rağmen evlendikten sonra çocuğun yurda verilmesini istediğini, aile birliği içerisinde üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, özgür bir hayat sürmek istediğini, onur kırıcı, küçük düşürücü tutum ve davranışlarda bulunduğunu, boşanmayı önceden tasarladığını ve iş imkanını dahi önceden hazırladığını, kadının kendisine ailesinin baskı yaptığını ve evden uzaklaşmak için eşi ile evlendiğini söylediğini, erkeğe ütü ile vurduğunu, erkeğin önceki eşine saygı sınırlarını aşan mesajlar gönderdiğini, önceki evliliğinden olan çocuğuna şiddet ve kötü muamelede bulunduğunu belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, erkek lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının doğru olmadığını, kadının, erkeğin önceki evliliğinden olma çocuğuna kendi çocuğu gibi baktığını, erkeğin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, şiddete başvurduğunu, izinsiz kadının cüzdanından parasını aldığını, kadını eve kapattığını, psikolojik, ekonomik ve fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin psikolojik sorunları olduğunu düşündüklerini, erkeğin isteği üzerine kadının çalıştığı işten ayrıldığını, kadın sığınma evinde kaldığını belirterek asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının, evlenmeden önce erkeğin önceki evliliğinden olma 8 yaşındaki oğlunun bakımını üstleneceğini beyan ettiği halde evlendikten sonra çocuğu istemediği, çocuğu annesine ya da yurda vermesini söylediği, çocuk ile ilgilenmediği, evin temizliği ve yemeği ile de ilgilenmediği, evi terk etmeden önce tarafların tartıştığı ve tartışma sırasında kadının, erkeğe ütü ile vurduğu, erkeğin ise; son tartışmada kadının kolunu sıkmak sureti ile yaraladığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının, erkeğe oranla daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadının tedbir nafakası ile tazminat taleplerinin reddine, kadının yoksulluk nafakası talebi bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına, yasal koşulları oluştuğundan erkek yararına 6.000,00 TL maddî ve 4.000.00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü ve kusur belirlemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, erkek lehine hükmolunan tazminatlar, kadının tazminat taleplerinin reddi, kadının tedbir nafakası talebinin reddi ve yoksulluk nafakası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi uyarınca takdir edilen tedbir nafakasının, hâkim tarafından yargılama sırasında kaldırılmadığı takdirde boşanma davasında verilen kararın kesinleşmesi ile kendiliğinden sona ereceği, düzenli ve sürekli bir geliri bulunmayan, zaman zaman ücretli öğretmenlik yapan ve elde ettiği gelirin asgari ücret düzeyinin bile altında olduğu anlaşılan kadın yararına, daha önceden hükmedilen nafakalar ile tahsilde tekerrüre neden olmamak, ilk dava tarihinden başlamak ve hükmün boşanmaya ilişkin bölümünün kesinleştiği tarihe kadar geçerli olmak üzere uygun miktarda tedbir nafakası takdir edilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kadının tedbir nafakası isteminin reddi isabetsiz olduğundan, kadının bu hususa yönelik istinaf talebinin kabulüne, kadın yararına, daha önceden hükmedilen nafakalar ile tahsilde tekerrüre neden olmamak, ilk dava tarihinden başlamak ve hükmün boşanmaya ilişkin bölümünün kesinleştiği tarihe kadar geçerli olmak üzere aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, kadının 15.10.2018 tarihli birleşen dava dilekçesinde yoksulluk nafakası talebinde de bulunduğu, Mahkemece bu istem yönünden olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, kadının yoksulluk nafakası talebinin olmadığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesis edildiği, bu şekilde hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu, kadının bu hususa ilişkin istinaf talebinin kabulüne, ilgili hükmün kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğe göre daha ağır kusurlu olduğu anlaşılan kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tedbir nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, erkek lehine hükmolunan tazminatlar, kadının tazminat taleplerinin ve yoksulluk nafakasının reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine tedbir nafakası, erkek lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, kadının reddedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin duruşmalı temyiz eden Sevim'den alınarak İdris'e verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden İdris'e yükletilmesine,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Sevim'e yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.