Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9368 E. 2023/104 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davalarında, boşanmaya sebep olan olaylarda kimin kusurlu olduğu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillerine, uygulanması gereken hukuk kurallarına, yargılama ve ispat kurallarına ve gerekçelerine göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde; tarafların 2001 yılında evlendiklerini ve henüz ergin olmayan iki çocuklarının bulunduğunu, taraflar arasındaki evliliğin davalı erkeğin davacı kadına uyguladığı fiziksel, sözlü, cinsel, psikolojik şiddet ve birlik görevlerini yerine getirmedeki ihmali nedenleri ile temelinden sarsıldığını, müvekkilinin eve misafir çağırmasının sorun yapıldığını,davalının davacı eşin ailesine ve yaşam tercihlerine dahi karışabildiğini, aşırı kıskanç ve güvensiz olduğunu, müvekkiline hakkı bulunmamasına karşın, kardeşinin vefatından dolayı tazminat alması konusunda davalı tarafından baskıya maruz kaldığını, çıkan tartışmalarda gece yarısı müvekkilini evden zorla çıkarıp mezarlık yanında bırakma konusunda tehditler ettiğini, yaşanan olayların davacı açısından evliliği çekilmez boyuta getirdiğini belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına,, müşterek çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuklar lehine aylık 1.500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine lehine 100.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata ve aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap (karşı dava) ve ikinci cevap (karşı davaya cevaba cevap) dilekçelerinde; aleyhe olan iddiaları kabul etmediklerini, davacı-karşı davalı kadının kahvaltı ve yemek hazırlamayarak birlik görevlerini ihmal ettiğini, erkeğin göz problemini aşağılama gerekçesi olarak kullandığını, ailesinin evlilik üzerindeki olumsuz müdahalelerine engel olmadığını, ailesinin etkisinde kaldığını, evine ve eşine karşı ilgisiz olduğunu belirterek kadın tarafından açılan davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı-karşı davacı erkeğin, davacı-karşı davalı kadına fiziksel şiddet, psikolojik şiddet ve baskı uygulaması neticesinde tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin ağır kusurlu olup kadının ise kusurunun bulunmadığı, belirterek davacı-karşı davalı kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuklardan ...'nın velâyetinin babaya, ...’in velâyetinin ise anneye bırakılmasına, velâyeti kendisine bırakılmayan ebeveyn ile ortak çocuklar arasında çapraz olmayan şekilde kişisel ilişki tesisine, davacı-karşı davalı kadın ve ortak çocuk ... yararına hükmedilen tedbir nafakalarının karar tarihi itibari ile davacı -karşı davalı kadın ve velâyeti anneye verilen ortak çocuk ... açısından aylık 300,00 ‘er TL olarak belirlenmesine ve nafakaların karar kesinleştiğinde yoksulluk ve iştirak nafakaları olarak devamına, davacı-karşı davalı kadın lehine 12.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, erkeğin karşı davasının ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur tespiti, hükmedilen tedbir-iştirak-yoksulluk nafakalarının ve tazminatların miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının davasının kabulü, karşı davasının reddi, kusur tespiti, velâyet düzenlemesi, yoksulluk nafakası ve kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesinin tarafların kusurlarının tespitine yönelik belirlemesinin doğru olduğu, mahkemenin erkek aleyhine ağır kusur şeklindeki belirlemesinin esasen gerekçe dikkate alındığında tam kusur olarak anlaşılması gerekmekle sehven ağır olarak ifade edildiğinin değerlendirildiği, bu hale göre kadının açtığı davanın kabulü ile erkeğin açtığı karşı davanın ispat edilemediğinden reddi kararlarında bir isabetsizlik bulunmadığı, velayet düzenlemesinde çocukların irade ve tercihleri, sosyal inceleme raporlarına göre yapılan düzenlemenin çocukların üstün yararına uygun olduğu, ne var ki kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının, tazminatların ve ortak çocuk ... yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarının tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında yetersiz kaldığı gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararınan yoksulluk ve iştirak nafakasına ilişkin kısımları ile tazminatların kısmının kaldırılmasına, bu kısımlar yönünden yeniden hüküm kurularak; davacı-karşı davalı kadın lehine boşanma kararının kesinleşmesinden başlamak üzere aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, velâyeti anneye bırakılan müşterek çocuk ... lehine boşanma kararının kesinleşmesinden başlamak üzere aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, davacı-karşı davalı kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, davacı-karşı davalı kadının sair, davalı-karşı davacı erkeğin ise tüm istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının davasının kabulü, karşı davasının reddi, kusur tespiti, ortak çocuk ...'in velâyet düzenlemesi, yoksulluk nafakası ve kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, erkeğin karşı davasının reddi, nafaka, tazminatların kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarı ile velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi hükümleri, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 inci madesi hükümleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2023tarihinde oy birliğiyle karar verildi.