"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-karşı davalı erkek dava dilekçesinde; davalı kadının defalarca sözlü ve fiili şiddetine maruz kaldığını, 2016 yılı Haziran ayı içerisinde felç geçirdiğini, bu rahatsızlığından dolayı davalı kadının sürekli hakaret ettiğini, davanın açılmasından 15 gün kadar önce bir alacağından dolayı ... Mahallesine gittiğini, dönüşünde davalı kadının kendisini eve almadığını, 4 gün dışarıda kaldığını, felçli olması ve bazı ihtiyaçlarını karşılayamadığından ablasının evine yerleştiğini, davalının kendisini aşağıladığını, rencide edici tutum ve davranışlar içerisinde olduğunu iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-karşı davalı erkek süresinde verdiği karşı davaya cevap dilekçesinde ve karşı davada ikinci cevap dilekçesinde; davalı kadının 21 yıldır karı-koca ilişkilerinin bulunmadığını söylemesine rağmen küçük oğullarının 1997 yılında doğduğunu bu durumda davalı kadının kendisini aldattığını, davalı kadına sigaraya aşırı düşkün olması sebebiyle bırakana kadar kendisiyle ilişkiye girmeyeceğini söylediğini ve girmediğini, davalı kadının kül tablası gibi koktuğunu, son olayda patronunundan para almak için evden çıkmak istediğinde davalı kadının "evden çıkarsan dönemezsin" dediğini iddia etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve süresinde verdiği karşı dava dilekçesinde; davacı erkeğin evli bir erkeğin yerine getirmesi gereken sorumlulukları yerine getirmediği gibi bir aile babası gibi de davranmadığını, erkek eşi eskiden beri genç erkeklere karşı ilgi duyduğunu ve bunun müvekkil tarafından bilindiğini, müvekkilinin ve davacı erkeğin en son müvekkilinin küçük çocuklarına hamile kaldığında ilişkiye girdiklerini, bu sürenin 21 yıla yakın bir süreye tekabül ettiğini, erkeğin başkalarının eşyalarını çaldığını, erkeğin evi terk ettiğini iddia ederek ve savunarak müvekkili lehine 30.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata hükmolunmasını, tazminatlara dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini; müvekkili lehine aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; karşı davada cevaba cevap dilekçesinde; eşinin ablası ve amcasının müvekkiline ve ortak çocuklara hakaret ettiğini iddia ederek cevap ve karşı dava dilekçesindeki taleplerini tekrarlamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı kadının eşine sürekli geçmişle ilgili suçlayıcı ithamlarda bulunduğu, hakaret ettiği, eşini azarladığı, eşini felç geçirmesinden sonra daha fazla aşağılamaya başladığı, ortak konuta almadığı, eşi eve dönmek istemesine rağmen eve gelmesini ve tekrar birlikte olmak istemediğini söylediği; davacı -karşı davalı erkeğin ise cinsel içerikli sitelere girerek paylaşımlarda bulunduğu, sohbet ettiği bu şekilde eşine karşı sadakat mükellefiyetini ihlal ettiği, müşterek evin ve çocukların ihtiyaçları ile ilgilenmediği gerekçesi ile taraflar eşit kusurlu bulunmak suretiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına ve aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, kadının tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili; erkeğin davasının kabulünün ve kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, davacı-karşı davalı erkeğin tanıklarının beyanlarının soyut olduğunu, tanıkların müvekkiline ilişkin hakaret ve aşağılamaya dair beyanlarda bulunmalarına rağmen hangi kelimeleri kullandığını veya neyin aşağılama ve hakaret olduğunu açıklamadıklarını, davacı-karşı davalı erkeğin kendi isteği ile evden ayrıldığını ve dönmediğini, tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, nafaka miktarlarının az olduğunu belirterek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve nafaka miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadına kusur olarak yüklenen kadının davacı-karşı davalı kocaya hakaret ettiği ve aşağıladığı vakıalarının ispatlanmadığı, davacı-karşı davalı tanıklarının bu husustaki beyanları soyut olup kadının erkeği hangi sözlerle aşağıladığı ve hakaret ettiğine ilişkin somut , görgüye dayalı bilgileri bulunmadığından bu vakıaların kadına kusur olarak yüklenemeyeceği; davacı-karşı davalı erkeğin dava dilekçesinde ve dilekçeler teatisi aşamasında kadının erkeğe karşı sürekli geçmişle ilgili suçlayıcı ithamlarda bulunduğu iddiasında bulunmadığı, mahkemece, usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen ve çekişmeli olarak belirlenmeyen, sadece tanık beyanlarında geçen vakıalar esas alınarak karar verilemeyeceği; erkeğin İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve istinaf edilmemekle kesinleşen kusurlu davranışları yanında kişilerden izinsiz ve habersiz eşya aldığı, kadının ise eşini eve kabul etmediği ve azarladığı; erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile kadının kusur belirlemesine ve reddedilen tazminat taleplerine yönelik istinaf taleplerini kabul edilmiş; kusura ilişkin gerekçe düzeltilerek kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş, tazminatlara boşanmanın kesinleştiği tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiş; kadının yoksulluk nafakası miktarına yönelik istinaf talebi kabul edilerek kadın yararına aylık 450,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, kadının sair istinaf talepleri ise reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, tarafların eşit kusurlu olduklarını, sadakatsizliğe dair vakıaların affedildiğini, müvekkiline isnat edilen kusurlu davranışların ispatlanamadığını, kadının tanıklarının beyanlarının soyut olduğunu, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, yoksulluk nafakasının artırılmasının hatalı olduğunu belirterek kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; maddî tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu belirterek maddî tazminat ve nafaka miktarları yönünden katılma yoluyla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; erkeğin ağır kusurlu olduğuna dair kusur belirlemesinin doğru olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmolunması için gerekli şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, maddî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarlarının yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'e yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.