"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1825 E., 2022/2377 K.
DAVA TARİHİ : 20.11.2020
HÜKÜM/KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Amasya Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/583 E., 2022/120 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların on dört yıllık evli olduklarını, bu evlilikten ortak üç çocuklarının olduğunu, erkeğin, kadına fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, alkol kullandığını ve birlik görevlerini ihmâl ettiğini, cinsel birliktelikten kaçındığını, ortak çocuğun hastalığı ile ilgilenmediğini, sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiğini, iddia ederek evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına 500,00'er TL tedbir nafakası, 500,00'er TL iştirak nafakası, iştirak nafakasının yasal faizi ile birlikte ve her yıl TEFE-TÜFE ortalamasına göre arttırılarak tahsiline, 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakasının yasal faizi ile birlikte ve her yıl TEFE-TÜFE ortalamasına göre arttırılarak tahsiline, 75.000,00 TL maddî tazminat ve 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II.CEVAP
Dava dilekçesi davalı erkeğe 26.01.2021 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı erkek tarafından cevap dilekçesi sunulmadı.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, birlik görevlerini ihmâl ettiği, ortak konuta alkollü geldiği, ortak çocuğun hastalığı ile ilgilenmediği, sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiği ve eşine fiziksel şiddet uyguladığı bu durumun dinlenen tanık beyanları ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, taraflar arasındaki evlilik birliğinin sarsıldığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların, fiilen anne yanında kalıyor olmaları, alınan sosyal inceleme raporu içeriği ve ortak çocukların anne yanında kalmak istediklerine dair beyanları bir arada değerlendirildiğinde velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocukların ihtiyaçları, yaşları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları bir arada değerlendirildiğinde, ortak çocuk Sudenaz yararına aylık yasal faizi ile birlikte 250,00 TL tedbir nafakası ve yasal faizi ile birlikte aylık 450,00 TL iştirak nafakası ve her yıl TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında artış uygulanmasına, ortak çocuk ... yararına aylık yasal faizi ile birlikte 250,00 TL tedbir nafakası ve yasal faizi ile birlikte aylık 400,00 TL iştirak nafakası ve her yıl TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında artış uygulanmasına, ortak çocuk Derinsu yararına aylık yasal faizi ile birlikte 250,00 TL tedbir nafakası ve yasal faizi ile birlikte aylık 350,00 TL iştirak nafakası ve her yıl TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadının, düzenli ve sürekli gelir getiren işi olmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık yasal faizi ile birlikte 250,00 TL tedbir nafakası, yasal faizi ile birlikte aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası ve her yıl TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında artış uygulanmasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu ve hakkaniyet ilkesi bir arada değerlendirildiğinde kadın yararına 30.000,00 TL maddî tazminat, 30.000,00 TL manevî tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda; İlk Derece Mahkemesince dava dilekçesinin tarafına usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, "Hukuki Dinlenilme Hakkının" ihlal edildiği, davanın kabulünün ve yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurlu bir davranışının bulunmadığı, bu nedenle davacı kadın yararına maddî tazminat, manevî tazminat ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin hatalı olduğu, herhangi bir geliri olmamasına rağmen ortak çocuklar yararına nafakaya hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi karar ve gerekçesinin dosya kapsamına uygun olduğu, isabetsizlik bulunmadığı, davalı erkeğin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda; İlk Derece Mahkemesince dava dilekçesinin tarafına usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, "Hukuki Dinlenilme Hakkının" ihlal edildiği, davanın kabulünün ve yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurlu bir davranışının bulunmadığı, bu nedenle davacı kadın yararına maddî tazminat, manevî tazminat ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin hatalı olduğu, herhangi bir geliri olmamasına rağmen ortak çocuklar yararına nafakaya hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, maddî tazminat, manevî tazminat ile tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyet düzenlemesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve devam maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci ve devamı maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle İlk Derece Mahkemesince erkeğe kusur olarak yüklenen sadakat yükümlülüğünü ihlâle yönelik eylemlerin güven sarsıcı davranış boyutunda kaldığı anlaşılmış olup, İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlar birlikte değerlendirildiğinde bu hale göre de boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.