"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/993 E., 2022/1001 K.
DAVA TARİHİ : 02.06.2021- 26.07.2021
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Rize Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/241 E., 2022/206 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının cinsel ilişkiden kaçındığını, sürekli hocalara ve medyumlara gittiğini, müvekkilinin akrabalarını evine kabul etmediğini, geldiklerinde kendilerine kötü davrandığını, müvekkilinin tek başına köyde yaşayan annesine yaptığı alışverişleri davalı kadının sorun haline getirdiğini, müvekkilinin Altın Rende Ahşap adlı möble dükkanının olduğu ve ınstagram üzerinden ticaret yaptığını, müvekkilinin iş yeri sosyal medya hesabı üzerinden Perihan Yelken isimli bayanla yaptığı yazışmaları davalı kadının yanlış anlamlandırdığını ve müşterek konutu terk ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, müvekkili için 1.000,00 TL tedbir yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı kadın vekilinin cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı erkeğin müvekkiline sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, müşterek çocuk Betül ile birlikte davacı- davalı erkekten şüphelenerek sosyal medya hesabına girdiklerinde Perihan Yelken isimli kadınla yazışmalarının olduğunu gördüklerini sonrasında taraflar arasında tartışma çıktığını ve davacı- davalı erkeğin müvekkilini boğmaya çalıştığını, çocuklarının yardımı ile kurtulan müvekkilinin evi terk ettiğini, o tarihten itibaren fiili olarak ayrı yaşadıklarını, davacı-davalının müşterek çocukların annelerinin yanına gitmemelerini aksi halde balkondan aşağı atacağı yönünde tehditte bulunduğunu hatta müşterek çocuk Beren'in bu meyanda psikolojisinin bozulduğunu iddia ederek; karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin anneye verilmesine, müşterek çocuklar ve kadın için ayrı ayrı 1.500,00 TL tedbir , yoksulluk ve iştirak nafakasına kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı- karşı davalı erkek ile Perihan isimli kadının abi-kardeş boyutunu aşacak derecede samimi olarak yazışmalarınını güven sarsıcı davranış olarak kabul edildiği erkeğin evlilik birliğinin sona ermesinde ağır kusurlu olduğu kadının ise sık sık medyumlara, hocalara gittiği, evde okunmuş suların bulunduğu, müşterek çocuk Hamza'nın annesinin bu eylemleri sebebiyle psikolojisinin olumsuz etkilendiği, davacı ile Perihan isimli kadın arasındaki yazışmaları üçüncü kişilerle paylaştığı bunun sonucunda davacının dükkanına üçüncü kişiler tarafından zarar verildiği tüm bu nedenlerle az kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki tarafın davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına ortak çocuklardan Beren'in velâyetinin anneye, Hamza'nın velâyetinin ise babaya verilmesine, velâyeti elinde bulundurmayan ebeveyn ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklardan velâyeti anneye bırkılan Beren için aylık 500,00 TL tedbir, 800,00 TL iştirak nafakasına, davalı kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir, 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, davacı kadın yararına 35.000,00 maddî, 35.000,00 manevî tazminata, davacı- davalı erkeğin nafaka, maddî- manevî tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti ,kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının fahis olduğu ve müşterek çocuk ve kadın yararına hükmedilen nafakayı ödeyebilecek gücünün olmadığını, mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu beyan ederek kararın kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden kaldırılmasını beyan etmiştir.
2.Davalı- karşı davalı kadın istinaf dilekçesinde özetle; lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası, velâyeti kendisine verilen çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarı ve kusur tespiti yönlerinden istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, dolayısıyla kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, taraf vekillerinin yerinde bulunmayan istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin rızası olmaksızın ınstagram mesjlaşmalarının görüntülerin delil olarak sunulmasının hukuka aykırı olduğunu, hukuka aykırı delilin hükme esas alınmasını ve müvekkiline kusur atfedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ve asıl kusurlunun davalı karşı davacı kadın olduğunu, davalı karşı davacı kadın yararına hükmedilen maddî -manevî tazminat miktarının fahiş olduğunu ve müşterek çocuk ve kadın yararına hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakalarını müvekkilinin ödeyecek gücünün olmadığını nafaka miktarının yüksek olduğunu mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu kararı onaylayan Bölge Adliye Mahkemesi karararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında açılan boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, mahkeme tarafından kadına kusur olarak yüklenen ve kanun yoluna başvurulmamak suretiyle kesinleşen davranışlar yanında kadın eşe kusur olarak yüklenebilecek başka bir davranışın bulunup bulunmadığı, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği,kusur tespitinde hükme esas alınan delilin hukuka aykırı delil olup olmadığı, kadın eş lehine tazminatlara ve nafakaya hükmedilmesinin, velâyeti anneye verilen ortak çocuk Beren yararına nafakaya hükmedilmesinin ve bunların miktarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi hükümleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 185 inci maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,182 nci maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 355 inci maddesi, 339 uncu maddesinin birinci fıkrası, 343 üncü maddesinin birinci fıkrası, 346 ncı maddesinin birinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri ,
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillerden; sık sık medyumlara, hocalara giden, evde okunmuş sular bulunan, bu nedenle müşterek çocuk Hamza'nın psikolojisinin bozulmasına sebep olan, erkeğin iş yeri sosyal medya hesabından kadın komşusu ile yapmış olduğu yazışmaları üçüncü kişilere yayarak erkeğin kendisinin ve dükkanının zarar görmesine neden olan kadının az, güven sarsıcı davranışta bulunan erkeğin ise ağır kusurlu olduğu kabul edilerek asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanmaya ve fer'îlerine karar verilmiştir. Davacı-davalı erkek dilekçelerinde eşinin, tek ve yalnız köyde yaşayan yaşlı annesine yaptığı alışverişe sorun ve huzursuzluk çıkararak tartışmalarına neden olduğunu ve erkeğin akrabaları ile görüşmesine izin vermediğini vakıa olarak ileri sürmesine ve bu vakıa tanık beyanlarınca ispatlanmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince davalı-davacı kadına kusur olarak yüklenmemesi doğru görülmemiştir. Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda sık sık medyumlara, hocalara giden, evde okunmuş sular bulunan hatta müşterek çocuk Hamza'nın psikolojisinin bozulmasına sebep olan, erkeğin iş yeri sosyal medya hesabından kadın komşusu ile yapmış olduğu yazışmaları üçüncü kişilere yayarak erkeğin kendisinin ve dükkanının zarar görmesine neden olan, erkeğin annesine yardımda bulunmasına ve kendi ailesi ile görüşmesine izin vermeyen kadın ile güven sarsıcı davranışlarda bulunan erkek eşit kusurludur. Bu itibarla, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğuna hükmedilmesi doğru bulunmamış ve kusur belirlemesi yönünden kararın bozulması gerekmiştir.
3-Yukarıda ikinci paragrafta açıklandığı üzere, tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit derecede kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesine göre, boşanma sonucu maddî ve manevî tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerekir. Eşit kusurlu kadın yararına somut olayda 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi koşulları oluşmadığından kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilecek yerde hatalı kusur belirlemesi sonucu yazılı olduğu şekilde talebin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden davacı-davalı erkek yararına BOZULMASINA,
2. Davacı- davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.