"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı karşı davalının 4271 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi gereğince açılan boşanma davasının kabulüne , davalı karşı davacı tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince açılan boşanma davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, müvekkiline; maddî manevî şiddet uyguladığını, davalının, akrabası olan ... isimli bayan ile birliktelik yaşadıklarını olayın savcılığa intikal ettiğini, müvekkiline ait olan ziynet altınlarının davalı tarafından zorla alındığı gerekçesiyle tarafların zina nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini, müşterek çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesini, çocuklar için aylık 1.000,00 TL tedbir ve ştirak nafakasına, davacı için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini, ziynet altınlarının aynen veya bedellerinin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddiaların asılsız olduğunu, müvekkilinin davacı kadının ziynet eşyalarını almadığını, davacının evlilik birlikteliğinde üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkiline sevgi ve saygı göstermediğini, müvekkili hakkında asılsız söylemlerde bulunduğunu, müşterek çocuk ile arasını açtığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuk için 600,00 TL nafaka, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilerek karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanık beyanı ve tüm dosya kapsamı ile kadının zinaya dayalı davasının ispatlandığı, erkeğin ise kadının kusurlu olduğunu ispatlayamadığı gerekçesi ile davalı-karşı davacı erkek tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının reddine, davacı - karşı davalı kadın tarafından açılan zina sebebine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesisine, kadın için aylık 200,00 TL, tedbir yoksulluk nafakası talebinin reddine, müşterek çocuk için 300,00 TL tedbir 350,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, davacı karşı davalı kadın lehine 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedildiği ayrıca kadının ziynet eşyalarına yönelik talebinin kabulü ile tespit edilen ziynet eşyalarının aynen, aynen iadesinin mümkün olmadığı taktirde toplam 69.875,00 TL'den 10.000,00 TL 'sinin dava tarihinden itibaren kalan 59.875,00 TL'nin ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacı - karşı davalı kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı- karşı davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde ; İlk derece mahkemesince verilen kararın kanunun açık maddesine aykırı olduğunu, davacının zina davasının kabulü şartlarının oluşmadığını, tanık beyanları ile bu iddianın ispat edilemediğini , tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğunu, görgüye dayalı tanıklıklarının olmadığını, ziynet altınlarını davacı karşı davalı kadının kendi rızası ile davalı karşı davacının annesine araba almaları için verdiğinin ispatlandığını ilk derece mahkemesinin ziynet eşyalarının kabulüne yönelik kararın hatalı olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının ispat edildiğini, ilk derece mahkemesi kararı ile müvekkilinin açmış olduğu boşanma davasının reddine karar verilmesinin kanun maddesine aykırı olduğunu, davacı karşı davalı kadının çalıştığını, lehine nafaka şartlarının oluşmadığını, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesi gerektiğini beyan ederek kararın kaldırılarak karşı boşanma davasının ve fer'îlerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca zinaya dayalı boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, gerçekleşen kusur durumuna göre erkeğin zina eylemini işlediği sabit olup, erkeğin davasının reddine, kadının zinaya dayalı asıl boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde, maddî-manevî tazminat ve nafaka takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın, nafakanın miktarında, velâyet düzenlemesinde, davacı karşı davalı kadının ziynet eşyası talebinin kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, usul ve kanuna uygun olan hükme karşı davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm istinaf başvuru taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı karşı davacı vekilinin temyiz dilekçesinde; davacı karşı davalının zina nedenine dayalı boşanma davasının kabulün ispatlanmamasına rağmen hatalı olarak karar verildiğini, tanık beyanlarının sadakatsizliğe yönelik görgüye dayalı tanıklıklarının olmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı karşı davalarının red edilmesinin gerekçelendirilmediğini, davacı kadının çalıştığı ve evinin olduğunu hakkında nafaka şartlarının oluşmadığını, müvekkilinin maddî - manevî tazminat taleplerinin de bulunduğunu beyan ederek kadının zinaya dayalı davasının kabulü, karşı davanın reddi, yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacı-karşı davalı kadının zina nedenine dayalı boşanma davasının kabulü, nafaka ve tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, davalı karşı davacının boşanma davasının , maddî - manevî tazminat taleplerinin kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 161 inci, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 185 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrası ile 186 ncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.