Logo

2. Hukuk Dairesi2023/10018 E. 2024/7806 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, boşanma kararının verilip verilmeyeceği ve kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin gerekip gerekmediği hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı-karşı davacı kadının istinaf başvurusundan feragat etmesine rağmen, Bölge Adliye Mahkemesinin bu feragati dikkate almayıp her iki tarafın istinaf talebi varmış gibi hüküm kurması ve sonrasında dosyayı re'sen ele alıp ek karar vermesi usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 56. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/89 E., 2023/182 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/145 E., 2021/575 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve önlem nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine, birleşen nafaka davasının feragat nedeni ile reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince ek kararla davalı- karşı davacı kadının istinaf başvurusunun feragat nedeni ile reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, erkeğin akrabalarına ve çevresine hakaretler ettiğini, misafirlere görgü kurallarına uymayan davranışlar sergilediğini, erkeği küçük düşürdüğünü, erkeğe oğlunu ve gelinini kötülediğini, evi terk etmeye zorladığını, biriktirmesi ve erkeğin ölümünden sonra kullanması için emekli maaşını eşine verdiğini, kadının ise evlilik öncesi şahsi borçlarına harcayarak güvenini sarstığını, ev işlerini yapmadığını, aradaki yaş farkını erkeği azarlarcasına belirttiğini, eve misafir kabul etmek istemediğini, misafire kötü davrandığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin çocuklarının kadına kötü davranıp hizmetçi gibi muamele ettiklerini, kadını terk ederek müşterek konutu terke zorladığını, erkeğin oğlunun da aynı şekilde davrandığını, erkeğin eşyalarını alarak evden ayrıldığını, erkek ve çocuklarının kadına maddî ve manevî baskı uyguladıklarını, erkeğin sürekli hakaret ettiğini, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, küçümsediğini, kadının önceki evliliğinden olan kızına şefkat göstermediğini, kadını hırsızlıkla suçladığını, cinsel şiddet uyguladığını, kadını ve çocuğunu icra zoruyla evden attığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile tarafların boşanmalarına, aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 300.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı- karşı davacı kadın birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin hiçbir sebep yok iken müşterek konutu terk ettiğini, kadına maddî anlamda destek olmadığını, oturdukları müşterek konuttan erkeğin önceden hazırlamış olduğu düzmece kira kontratı ile Küçükçekmece 1. İcra Dairesinin 2020/1421 Esas sayılı dosyası ile evden tahliye işlemlerini başlatığını, aile konutunu tahliye etmek için tarafına 10 gün süre verildiğini, evden tahliye olduktan sonra kalacak yerinin olmadığını, erkek hakkında aileye bakma yükümlülüğünü ihlal etmekten şikayetçi olduğunu, eşinin maddî durumunun çok iyi olduğunu, şirketlerinin olup üzerine kayıtlı olmayan birçok mal varlığının olduğunu belirterek kendisi lehine aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına bağlanmasını karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin yaşı itibariyle eve gelen çocuk, torun, akraba ve misafirlerinin fazla olduğu, kadının ise bu misafirlerin gelişinden rahatsız olduğunu gelen misafirlere de yansıttığı, eşine "yeter kaç kere geldiler, gelmesinler" şeklinde söz söylediği, tanık İ.'ın huzurunda erkeği yönelik olarak ''evimin taksitlerini ödeyeceğini söylemişti, boşanırsak kim ödeyecek " şeklinde söz söyleyip, kadının davacı tanığı S.'nın bulunduğu ortamda "Sana yaşlısın diye katlandım Allah için sevap olsun diye senle evlendim sen benden başkalarının laflarıyla boşanmak istiyorsun bu olur mu" şeklinde konuştuğu, kadının bu sözlerinin karşı tarafı aşağılayıcı nitelikte bulunduğu, gelen misafirlerin yanında "sen de bana araba alacağım demiştin almadın" şeklinde söz söylediğinin anlaşıldığı, dinlenen kadın tanığı İ.'nın beyanından ise tarafların her ikisinin de birbirlerine yönelik kendi istediklerinin olmasının istediğine dair ısrarcı, baskın karakter olmaya yönelik tavırlarının bulunduğu, erkeğin eşi ile emri vaki tarzda konuştuğu, kadın tanığı H. ve İ.'nın beyanlarından erkeğin, kadının kızına ders çalıştırma esnasında küçük kızın istemediği tarzda sert otoriter konuşmalarda bulunduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının daha ağır kusurlu olduğu, maddî beklentilerle erkek ile evlendiği, beklentileri gerçekleşmediğinde ve/veya yapılması konusunda ısrarcı olunca tarafların evlilik birliğinin bozulduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, kadının feragati nedeniyle birleşen davanın reddine, yasal koşulları oluşmadığından kadının maddî ve manevî tazminat istemi ile yoksulluk nafakası isteminin reddine, kadın lehine kabul edilen aylık 750,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, kabul edilen tedbir nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, reddedilen tazminatlar ve reddedilen yoksulluk nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

3.Davalı- karşı davacı kadın 31.07.2023 tarihli dilekçesinde; istinaf başvurusundan vazgeçtiğini beyan etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,kadının erkek tarafından evden kovulduğu vakıasına dayandığı, tanığı İ.Ç.'nin de kadının kendisini arayarak "teyzenden boşanmak istiyorum evi boşaltsın" dediğini doğruladığı, aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmaları olduğu, akrabalık veya diğer bir yakınlığın yahut ihtilafın başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamayacağı, bu nedenle davalı-davacı kadını evden kovma kusurunun diğer kusurların yanısıra davacı- karşı davalı erkeğe yüklenmesi gerekirken yüklenmemesinin doğru olmadığı, sonuç olarak eşine karşı emri vaki tarzda konuşarak, boşanmak istiyorum evi boşaltsın diyerek evden kovan, davalı- karşı davacı kadının önceki evliliğinden olan kızına sert ve otoriter tarzda yaklaşan erkek ile maddî beklentilerle erkek ile evlenen, "Sana yaşlısın diye katlandım Allah için sevap olsun diye senle evlendim" şeklinde aşağılayıcı sözler sarf eden, misafirlerin eve gelişinden rahatsız olan kadının eşit kusurlu olduğu, her iki taraf yönünden de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrasının koşulları oluştuğundan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olduğu, kadının boşanma ile yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile davalı- karşı davacı kadının kusur tespitine ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında eşit kusurlu olduklarının tespiti ile Mahkeme kararının 2 nci bendinin infazda tereddüt yaratmaması adına bütünüyle kaldırılmasına, tarafların eşit kusurlu olmaları nedeniyle davalı- karşı davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın lehine aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına (hükme 2nci bent olarak yazılmasına), erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemesi 14.11.2023 tarihli ek kararı ile, davalı- karşı davacı kadının İlk Derece Mahkemesine verdiği kimlik tespiti yapılan 31.07.2023 tarihli dilekçe ile yakın bir zamanda evlilik yapma niyeti olduğunu belirterek, Dairece karar verilmeden önce istinaf kanun yolundan vazgeçtiğine dair dilekçe verdiği, başvurunun feragat nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile erkeğin kusur tespiti, kadının davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasına yönelik istinaf talebinin reddine, davalı- karşı davacı kadının istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine ilişkin ek karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, kadın yararına kabul edilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, karşı davanın kabulü, kadın yararına nafakaya hükmedilmesinin yasal şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

Taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma ve önlem nafakası davasının yapılan yargılaması sonunda, İlk Derece Mahkemesince boşanmaya neden olan olaylarda kadının ağır kusurlu, erkeğin az kusurlu oldukları gerekçesiyle asıl ve karşı davanın boşanma yönünden kabulüyle tarafların boşanmalarına, kadının feragati nedeniyle birleşen nafaka davasının reddine, kadın lehine tedbir nafakasına, kadının tazminat talepleri ile yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı- karşı davalı erkek tarafından "kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, aleyhine hükmedilen tedbir nafakası " yönünden; davalı- karşı davacı kadın tarafından ise "kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, tedbir nafakası miktarı, reddedilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminatlar" yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş, davalı- karşı davacı kadın 31.07.2023 tarihli dilekçesi ile istinaf başvurusundan vazgeçtiğini beyan etmiştir. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince davalı- karşı davacı kadının istinaftan vazgeçtiğine dair dilekçesi nazara alınmayarak kadının istinaf talebi var gibi inceleme yaparak 24.10.2023 tarihli kararı ile kadının kusur tespitine ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında eşit kusurlu olduklarının tespiti ile Mahkeme kararının 2 nci bendinin infazda tereddüt yaratmaması adına bütünüyle kaldırılmasına, tarafların eşit kusurlu olmaları nedeniyle davalı- karşı davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın lehine aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına (hükme 2nci bent olarak yazılmasına), erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir. Akabinde Bölge Adliye Mahkemesince dosyanın resen ele alınarak Dairece karar verilmeden önce davalı- karşı davacı kadın tarafından istinaftan vazgeçme dilekçesi verildiği, başvurunun feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile 14.11.2023 tarihli ek karar ile davacı- karşı davalı erkeğin istinaf talebinin esastan reddine, davalı- karşı davacı kadının istinaf başvurusunun feragat nedeni ile reddine karar verilmiştir. Davacı- karşı davalı erkek vekili kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, kadın yararına kabul edilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından dosyanın resen ele alınarak ek karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Bu durumda kadının istinaf başvurusundan feragati dikkate alınarak sadece erkeğin istinaf başvurusu yönünden istinaf edenin sıfatına göre inceleme yapılarak hüküm kurulması gerekirken, her iki tarafın istinaf talebi var gibi Bölge Adliye Mahkemesi'nce karar verilmesi ve sonrasında da dosyanın re'sen ele alınıp ek karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi asıl kararının ve ek kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.