"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/898 E., 2023/1182 K.
DAVA TARİHİ : 04.12.2018-27.12.2018
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/881 E., 2020/641 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davalarının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine, ziynet alacağının reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının ev ve çocuklarla ilgilenmemeye başladığını, gününün çoğunu bekar arkadaşlarıyla geçirdiğini, davalının onur kırıcı, ilgisiz tavırları, hakaret ve tehditlerinin olduğunu, ailesiyle görüşmediğini, evlerine de kabul etmediğini, ailesi ve kendisine karşı karşı ağza alınmayacak hakaretlerde bulunduğunu, arabasına ve iş yerine ses kayıt cihazları yerleştirdiğini, bu ses kayıt cihazının çalışanları tarafından bulunduğunu, onay vermediği halde bir vakfa üye olduğunu, gelirinin tamamını kendisi için harcadığını, aile bütçesine katkıda bulunmadığını, cinsel açıdan yaklaşmadığını, tarafların uzun zamandır ayrı odalarda iki yabancı gibi yaşadıklarını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, erkek yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, her bir çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin ailesinin baskı ve etkisi altında kaldığını, ablaları ve arkadaşları odaklı bir hayat yaşadığını, gece yarılarına kadar arkadaşlarıyla olduğunu, yine arkadaşları ile tatile gittiğini sen kapalısın, ne işin var dediğini, ailesi ile beraber zaman geçirmediğini, yıllarca evde bakıcı - hizmetçi muamelesi gördüğünü, orospu kadınlardan zevk alıyorum, senden zevk almıyorum ifadelerini kullandığını, kadınlık onurunu kırdığını, cinsel hayatlarının neden bittiğini sorduğunda başka heyecanlar aradığını söylediğini, bir arkadaşına ben bunu beğenmiyorum, yatağıma almıyorum dediğini, başka kadınlarla ilişkisi olacağına şüphe duyduğu için ses dinleme cihazı koyduğunu, bu iddiayı kabul ettiğini, eve ve mutfak giderlerine katkı sağlamadığı için mecburen sürücü kursunda çalıştığını ve gelirinin hepsini bahse konu masraflara kullandığını, öldürmek ile tehdit ettiğini, darp ettiğini, davacının evi otel gibi sadece uyumak için kullandığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, her bir çocuk ve kadın yararına ayrı ayrı aylık 5.000,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı- davalı kadın tarafından daha açılan ve feragat edilen dava öncesinde olan ve ileri sürülen olayların hükme esas alınmasının mümkün olmadığı, tarafların feragat tarihinden sonra birlikte yaşamaya devam ettikleri, birbirlerini affettiği en azından hoşgörüde bulunduklarının kabulünün gerektiği; dosya arasında bulunan CD’nin çözümünden kadının erkeğe hakaret içeren mesajlar gönderdiği, erkeğin de kadına yönelik küçük düşürücü ve hakaret içeren sözler sarfettiği, geç bir saatte başka biriyle telefon görüşmesi yaptığı ve bu konuşmasında onu sevdiğini, boşanmak istediğini söylediği , bu haliyle kadının güveninin sarsıldığı , boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu; alınan ekonomik durum araştırmasında erkeğin 3.000,00 TL gibi bir gelirinin beyan edildiği ancak erkeğin üzerine kayıtlı taşınmaz ve araç olduğu, gıda toptancılığı yaptığının sabit olduğu, bu durumda bu kadar düşük gelir elde etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, kadının ise işten çıkarıldığı, kadın yararına yoksulluk nafaka şartlarının oluştuğu; kadın tarafından talep edilen ziynetlerin varlığının ispatlandığı ancak bu ziynetlerin erkek tarafından alındığı ve geri verilmediğini ispatlayamadığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, ergin olan çocuk yönünden velâyet ve iştirak nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına, çocuklar yararına tedbir nafakası talebinin reddine, velâyeti anneye bırakılan ... yararına aylık 2.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 1.000,00 TL tedbir ve 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, belirlenen tazminat ve nafaka miktarlarının düşük olduğunu, ziynet alacağının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, tedbir nafakasına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları ile tedbir nafakasına hükmedilmemesi ve reddedilen ziynet alacağı yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı- davalı erkek vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat şartlarının oluşmadığını, tanıklar hakkında suç duyurusunda bulunma talebi hakkında karar verilmemesinin hatalı olduğunu, delillerin toplanılmadığını ileri sürerek kararın kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafakalar yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece feragat tarihinden önceki olaylara ilişkin ve dayanılmayan olaylara ilişkin delillerin toplanılması kararlarından rücu edildiği, erkeğin sadakatsizlik vakıasına aşamalarda usulüne uygun şekilde dayanılmadığı, toplanan delillere göre kadın tarafından dayanılan CD kayıtlarının hukuka aykırı delil olduğunun anlaşıldığı, ancak erkeğin hakaret beyanlarının tanıklar tarafından ifade edildiği, erkeğin ayrıca eşinin ailesinin ortak konuta gelmesini istemediği, eve çok geç saatlerde geldiğinin de sabit olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda yine de erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu; kadının evden ayrıldığı tarihten itibaren ortak çocuk ... yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin gerektiği; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan kusurun derecesi, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu; tanık beyanlarına göre ziynet alacağının ispatlanamadığı, reddine karar verilmesinin doğru olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına kesinleşme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, çocuk ... yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına; 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a ) bendi uyarınca ziynet alacağı yönünden miktar itibariyle kesin olarak karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle;kusur belirlemesi ve buna bağılı olarak kadın yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, nafaka koşullarının oluşmadığını, bütün masraflar babaları tarafından karşılandığı dikkate alınarak iştirak nafaka miktarının yüksek olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafakalar ile iştirak nafakalarının miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı, iştirak nafaka miktarlarının yüksek olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddeleri, 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup ... erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.