"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 56. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2055 E., 2023/320 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/473 E., 2023/552 K.
Taraflar arasındaki aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalılar vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı kadın ile davalı ...'ın evli olduklarını, tarafların Türkiye'de yaşamakta olduğunu, davacı kadın tarafından İngiltere'de davalı eş aleyhine boşanma davası açıldığını, yargılama sürecinin halen devam ettiğini, bunun yanında davalı eş aleyhine mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasının da açıldığını, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu, dava konusu taşınmazın davacı kadının açık rızası alınmadan davalı ...'e kiraya verildiğini iddia ederek davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasını, davalılar arasında yapılan kira sözleşmesinin iptali ile kira sözleşmesinin geçersizliğine, kiracının el atmanın önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava konusu taşınmazın üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığını, taşınmazın 15.06.2022 tarihinde kiralandığını, davalının herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, tarafların uzun süredir dava konusu taşınmazda oturmadığını, işbu davanın açılmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığını, tarafların Türkiye'de değil İngiltere'de yaşadığını, tarafların adres kayıt sistemindeki adreslerinin dava konusu taşınmaz olmasının taşınmazın aile konutu olduğu anlamına gelmediğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı kadın tanıklarının, tarafların yurt dışında yaşadığı, fakat yurt dışına gitmeden önce dava konusu taşınmazda ortak çocukları ile birlikte aile konutu olarak kullandıklarını beyan ettikleri, taşınmazın bulunduğu site yönetimine yazılan müzekkereye verilen cevapta ise "...tarafların yurtdışında yaşadıklarını, kiracı olmadıklarını, senede tahminen 15-20 gün süre ile ... ve ... tarafından kullanıldığının, aidatların ... tarafından ödendiğinin..." belirtildiği, banka kayıtlarının incelenmesinde ise 2017-2022 yıllara arasındaki aidatların davalı eş tarafından ödendiğinin anlaşıldığı, her ne kadar davalı tanıkları tarafların başka yerde yaşadığını belirtmişlerse de görgüye dayalı bilgileri olmadığı, beyanlarının aktarıma dayalı olduğu, davacı kadının nüfus kaydına göre mernis adresinin dava konusu taşınmazın bulunduğu adres olduğu, dava konusu taşınmazın aile konutu vasfında olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, dava konusu taşınmazın taraflarca aile konutu olarak kullanılmadığı, taşınmazın tapu kaydında aile konutu olduğuna dair bir şerh bulunmadığı, bu davanın açılmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığı, tarafların İngiltere'de yaşadığı, davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın, aile konutu şerhi konulması istemine ilişkin olduğu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesinin üçüncü fıkrası hükmünün, 06.02.2014 tarihli 6518 sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile (6518 sayılı Kanun) değiştirildiği, yapılan değişiklikle, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eşin, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini, tapu müdürlüğünden isteyebileceğinin kabul edildiği, bu değişikliğin 6518 sayılı Kanun'un, 19.02.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanmasıyla yürürlüğe girdiği, anılan yasal değişiklikten sonra, tapu müdürlüğünün, talebi hukuken veya fiilen yerine getirmediği belgelendirilmedikçe, malik olmayan eşin tapu kütüğüne konutla ilgili şerh konulmasını doğrudan dava yoluyla istemekte artık hukuki yararı olmadığı, çünkü aynı sonucu tapu müdürlüğüne yapacağı başvuruyla elde etmesinin imkan dahilinde olduğu, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmasının, dava şartı olduğu ve davanın her aşamasında ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın hâkim tarafından kendiliğinden gözetileceği, somut olayda; İlk Derece Mahkemesi tarafından Başakşehir Tapu Müdürlüğünden dava konusu taşınmazla ilgili olarak aile konutu şerhi konulması için başvuru yapılıp yapılmadığının sorulduğu, ilgili tapu müdürlüğü tarafından verilen 01.08.2022 tarih, E-49516748-160.01(160.01)-5733604 sayılı yazı ile 29.07.2022 tarihi itibarı ile aile konutu şerhi başvurusunda bulunulmadığının belirtildiği, davanın hukuki yarar bulunmadığından, usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus nazara alınmadan davanın esasına girilip kabulüne karar verilmesi doğru bulunmadığı gerekçesiyle; davalılar vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, dava konusu taşınmazın aile konutu niteliğinde olduğu, davacı kadının açık rızası alınmadan kira sözleşmesi yapıldığı, karar gerekçesinde belirtilen yasal düzenlemede tapu müdürlüğüne başvuru ile ilgili zorunluluk bulunmadığı, karar gerekçesinin hatalı olduğu, madde metninden de anlaşıldığı üzere tapu müdürlüğüne başvurmanın tarafların özgür iradesine bırakıldığı, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme
Dava; aile konutu şerhi konulması istemine ilişkin olup uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi, 194 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.