"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2706 E., 2023/1544 K.
DAVA TARİHİ : 21.07.2022
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/458 E., 2023/252 K.
Taraflar arasındaki vasinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ...'ün eşi olduğunu, tarafların evlilik tarihi 18.03.2015 olduğu ve bu birliktelikten (doğum tarihi : 16.09.2004 ) Hilal Naz Ergün ve ( doğum tarihi: 19.09.2008 ) Gülizar Ergün doğduklarını, ...ilk eşi ... 'ün 12.03.2015 tarihinde boşandıklarını ve bu eşinden de 4 tane çocuğu olduğunu, müvekkilinin eşi ..., İstanbul Anadolu 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/1137 Esas sayılı dava dosyasından 19.03.2020 tarihli kararı vesayet altına alınarak kısıtlandığını ve kendisine kızı ...'in atandığını, diğer davalı ...'in 29.04.2020 tarihinde vasi ... tarafından ...vekili olarak atandığını, ...ile müvekkilin de hak sahibi olduğu evlilik içi edinilmiş mal niteliğindeki İstanbul İli, Şişli İlçesi, İnönü mahallesi, 52 pafta, 535 ada, 33 parselde kain Hastane Binası kullanımlı taşınmazın 1/2 hisse maliki olduğunu, bu taşınmazın Taksim Acıbadem Hastanesine kiralandığı, bugün itibari ile ...'ün hissesine düşen kira geliri aylık yaklaşık 2 Milyon Türk Lirası civarında olduğunu, vasinin talebi üzerine defalarca vesayet makamından para talep edildiğini, vasi harcamalarını inceleyen bilirkişi raporunda vasinin bütçesinin dışına çıkıldığının tespit edildiğini, kısıtlı ...'ün Vesayet Hesabına verilen zararın tespiti ile şimdilik bilirkişi incelemesinden sonra arttırılmak kaydı ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 492 maddesi gereğince davasının kabulüne, 100.00,00 TL maddî tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak ...'ün Vesayet Hesabına ödenmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının vasinin görevini yerine getirmediği ve müvekkilin de kısıtlıya zarar verdiği iddialarının kabul edilemeyeceğini, davacının şikayetleri neticesinde Cumhuriyet Başsavcılığının vasiyi denetleyen ve izin ve yetki merci vesayet mahkemesinden bilgi sorduğunu, yapılan tüm işlemlerin yasal olduğunu, açılan davanın öncelikle aktif husumet yokluğu pasif husumet yokluğu, hukuki yarar yokluğundan davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkilinin babası ...ile evli olduğunu, babasının İstanbul Anadolu 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2018/1137 Esas sayılı dosyası kapsamında kısıtlandığını, vasi olarak öz kızı olan müvekkilinin atandığını, ...'ün unutkanlıkları sebebiyle malvarlığını idare edemeyecek durumda olmasını gerekçe göstererek söz konusu dosyayı ikame ettiğini, vasi tayini dosyasının davacı olarak tarafı ...'ün, kısıtlı adayı ...'ün hastalığının başladığı günden beri ...'ün malvarlığına ilişkin birçok tasarrufta bulunan ve dolandırıcılık suçu teşkil eden eylemleri gerçekleştiren ..., vasi tayini dosyasında vasi olarak atanmayacağını anladığı günden itibaren bu eylemlerini hızlandırarak kendi yararına birçok menfaat elde ettiğini, müvekkil ...'in hukuka aykırı, zararlandırıcı eylemleri ile kısıtlı ...'ün vesayet hesabının zarara uğratıldığı iddiası ile vesayet hesabına ödenmek üzere maddî tazminat talepli huzurdaki davayı ikame ettiğini, vesayet makamlarınca tesis edilen kararlar incelendiğinde de görüleceği üzere davaya konu tüm işlemler vasi eliyle sunulan taleplerden ve vesayet makamı tarafından tesis edilen ek kararlardan sonra usulüne uygun bir şekilde gerçekleştirildiğini, vasi olan müvekkilin onaysız ve izinsiz herhangi bir işlemi olmadığını, müvekkilinin her türlü işlemi mahkemece de gözetilmekte ve incelenmekte olduğunu, davacı tarafından müvekkil hakkında birçok haksız cezai takibat talebinde bulunulduğunu, soruşturmalar, kovuşturmaya yer olmadığı kararıyla sonuçlandığını beyan ederek haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı taraf dava dışı üçüncü kişinin mal varlığı iyi yönetilmediğinden dolayı dava dışı üçüncü kişi adına bu davayı açtığı anlaşılmakla dava açarken sunulmuş bir yetki belgesi olmadığı gibi vasi olduğuna ilişkin herhangi bir belge de ibraz edilmediği, 4721 sayılı Kanun’un 469 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca açılan davalarda tazminat isteme hakkı kısıtlı adına vasi veya yasal danışmana ait olduğu, eş olmak bu davayı açabilmek için yeterli olmadığı, burada yapılacak işlem üçüncü kişi tarafından vesayetin kaldırılması sağlandıktan sonra bu davanın açılabileceği gerekçesi ile davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı- davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; vasi tarafından kısıtlının mal varlığına açıkça zarar verildiğini, bütçe dışı harcamalar yapıldığını, bu haliyle vesayet hesabında bulunan mallar evlilik birliği içinde edinilmiş mallar olduğundan, kısıtlının eşi olan müvekkilin, huzurdaki davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunu, vesayet makamını denetleme misyonu da bulunan asliye hukuk mahkemesinin, vasi tarafından verilen zararın tespiti için davanın esas incelemesine girmesinin zaruri olduğunu ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile henüz vasinin görevinin sona ermediği ve ilgililere tazminat davası açma hakkının bulunduğu bildirilmediği, 4721 sayılı Kanun’un 491 inci madde hükmü uyarınca bu kişilerin tazminat davası açma hakkının bulunmadığı,böylece davacının, kısıtlı vefat etmediğinden mirasçı olarak dava açamayacağı gibi vasi olarak atanmadığı için yeni vasi olarak dava açması da mümkün olmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesindeki itirazlarını tekrarlamakla birlikte vasi tarafından kısıtlının mal varlığına açıkça zarar verildiğini, bütçe dışı harcamalar yapıldığını, bu haliyle vesayet hesabında bulunan mallar evlilik birliği içinde edinilmiş mallar olduğunu, kısıtlının eşi olan davacının huzurdaki davayı açmakta hukuki yararı bulunduğunu, davalının vesayet hesabı üzerinden muvazaalı işlemler doğrultusunda haksız kazanç elde etmekte ve sebepsiz zenginleştiğini, verilen kararın hak arama hürriyetinin ihlali niteliğinde olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vasinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat alacağı davasının usulden reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 467 nci maddesi, 491 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.