Logo

2. Hukuk Dairesi2023/10086 E. 2024/6602 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka miktarı ve tazminat hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmalarına, delillerine, uygulanması gereken hukuk kurallarına ve usule uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1909 E., 2023/1980 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ: Niğde 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/852 E., 2023/369 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı davayı cevap dilekçesinde özetle;arafların 27.10.2010 tarihinde evlendiklerini, müşterek iki çocuklarının bulunduğunu, müvekkilinin evlilik boyunca büyük bir sabır göstererek her türlü zorluğa katlandığını, bütün yükümlülüklerini yerine getirdiğini, elinden geldiğince eve katkı sağlamaya çalıştığını, evlilik birliği boyunca yaşanan sıkıntılara rağmen müvekkilinin hiçbir zaman evinde huzursuzluk çıkartmadığını, geçinmeye çalıştığını ancak davalının şiddet meyillisi olduğunu, müvekkiline ve çocuklarına hem fiziksel hem de psikolojik şiddet uyguladığını, davalının evliliğin 3. günü müvekkilini dövdüğünü, sonrasında da sudan bahaneler ile yine müvekkilini darp ettiğini, davalının sürekli olarak alkol ve sigara kullandığını, son olarak 12.06.2021 tarihinde davalının müvekkilini ve ortak çocukları darp edip yaraladığını, müvekkilinin savcılığa şikayetçi olduğunu, davalı aleyhine mahkememizin 2021/439 D.İş. Sayılı dosyasından uzaklaştırma kararı verildiğini, ayrıca davalının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, müvekkilini defalarca kez aldattığını, yaklaşık olarak iki yıl önce davalının bir kadınla ilişkisinin olduğunu, müvekkilinin mesajları ve fotoğraflarını yakaladığını, hatta müvekkilinin bu kadın ile konuşarak eşinden uzak durmasını söylediğini, yuvasının bozulmasını istemeyen müvekkilinin bu duruma çocukları için göz yumduğunu, son olarak 2021 yılı Haziran ayında müvekkilinin davalı ile ... isimli bir kadın arasındaki samimi mesajlaşmaları ile fotoğraflarını yakaladığını, bunun üzerine davalının müvekkilinin üzerine yürüyerek kendisini ve çocuklarını dövdüğünü, davalının aldattığını kabul ettiğini ve pişmanlığını belirten mesajlar çektiğini, davalının son altı aydır evine sadece kıyafet almak için uğradığını, evin zorunlu ihtiyaçlarını ve çocukların giderlerini karşılamadığını, davalının, müvekkiline sürekli olarak ekonomik şiddet uyguladığını, müşterek eve yapılacak olan alışverişi bile müvekkilinin babasının yaptığını, davalının aldatma olayının ortaya çıkmasının ardından sürekli olarak müvekkiline "sen kimsin, tipine bak, evimdeki köpeksin, seni elimden ne anan ne de baban alabilir" vb hakaretler edip aşağıladığını, bu duruma çocukların da şahit olduğunu, davalının evde olduğu zamanlarda sürekli olarak eve değişik tiplerde erkek arkadaşlarını davet ettiğini ve evde alkol aldıklarını, bir keresinde davalının ... ismindeki arkadaşının, müvekkili evde yalnızken elinde bira şişesiyle kapıya geldiğini, müvekkili söz konusu hususu davalıya ilettiğinde davalının müvekkiline inanmadığını "o öyle şeyler yapmaz" dediğini ve müvekkilini "sana eve arkadaşlarımı alıyorsun diye iftira atarım" dediğini, davalının müvekkilini cinsel ilişkiye girme konusunda zorladığını hatta söz konusu zorlamanın ramazan ayında müvekkili oruçluyken dahi yaşandığını, davalının, müvekkiline düğünde takılan takıları evlendikten sonra elinden aldığını, evlilik birliği içinde de kendisine ait bileziklerini bozdurarak ev aldıklarını, tüm bu sebeplerden dolayı evlilik birliğinin devamına imkan kalmadığını, müvekkilinin şu an için çocukları ile birlikte ailesinin yanında kaldığını bildirerek tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100,000,00 TL maddî, 100,000,00 TL manevî tazminatın hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen hususları kabul etmediklerini, müvekkilinin şiddet meyillisi olduğu, eşine ve çocuklarına karşı şiddet uyguladığı hususlarının da gerçek dışı olduğunu, dava dilekçesinde bahsi geçen 12.06.2021 tarihinde meydana gelen sözlü tartışmada, davacı- karşı davalının mutfaktan aldığı bıçağı müvekkiline doğrultarak " seni öldüreceğim" dediğini, müvekkilinin kendisine olan saldırıyı defetmek amacıyla karşı yanın elinde bulunan bıçağı bırakması için koluna askıyla vurduğunu, karşı tarafın bu durumu kendi lehine çevirerek üç gün sonra boşanma davasında delil olarak kullanmak için tedbir kararı aldığını, müvekkilinin ortak çocukları hiç bir zaman darp etmediğini, çocuğun yaşı itibarı ile yönlendirilmeye açık olduğunu, bu sebeple çocuğun baskı altında babasının kendisini dövdüğünü beyan ettiğini, karşı tarafın haksız olarak delil olması açısından uzaklaştırma aldığını, müvekkilinin bu karara itiraz ettiğini ancak itirazının red edildiğini, bu olaydan sonra karşı tarafın müvekkili ile konuşmak istediğini, hatta müvekkilinin arkadaşlarına dahi mesaj atmak sureti ile eşinin kendisini arayıp sormadığı söyleyerek "kendisi neden bana konuşmuyor kendisine baya sert yazdım, karısını adam yerine koyup da yazmıyor bile" gibi mesajlar gönderdiğini, karşı tarafın hem uzaklaştırma aldığını hemde konuşmaya çalışarak hukukun kendisine verdiği hakkı açıkca kötüye kullandığını, müvekkilinin sadakat yükümlülüğünü ihlal etmediğini, davacı- karşı davalı kadının dava dilekçesinde çelişkili iddialarda bulunduğunu, hem müvekkilinin evine gelmediğinden bahsettiğini hem de ramazan ayında zorla cinsel ilişkiye girildiğinden bahsettiğini, eve gelmeyen bir insanın, eşini cinsel ilişkiye zorlamasının mümkün olmadığını, karşı tarafın müvekkiline karşı sürekli olarak hakaretler ettiğini, müvekkilinin alkol bağımlısı olmadığını, hiç bir arkadaşının da kapılarına dayandığı iddiasının gerçekleri yansıtmadığını, müvekkilinin eşine düğünde takılan altınları almadığını, altınları, davacı - karşı davalı kadının ve ailesinin Arif Sarıgül İsimli akrabalarına verdiğini, alınan evin ise müvekkilinin Halkbank A.Ş'den çektiği kredi ile alındığını, karşı davalarında ise; kusurlu davranışlarıyla birlik görevini yerine getirmeyen kişinin, evlilik birliğinin yüklediği yükümlülükleri yerine getirmeyen kişinin davacı - karşı davalı kadın olduğunu, davacı - karşı davalı kadının müvekkiline karşı "köpek, pislik, şerefsiz, Allah belanı versin, iti karekterden yoksun, karekterden yoksun" gibi hakaret içeren mesajlar attığını, ve söz konusu mesajları ekte sunduklarını, karşı tarafın sağlığına ve kişisel bakımına özen göstermediğini, ağzının kokması sebebi ile müvekkilinin doktora gitmesini istediğini ancak karşı tarafın gitmeyeceğini beyan ettiğini, karşı tarafın sağlığı için fazla kilolarından kurtulmasını istediğini bunun da kabul görmediğini, karşı tarafın yaklaşık üç yıl önce müşterek evi hiçbir sebep yokken terk ettiğini, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, psikolojisinin bozuk olduğundan bahsederek müvekkiline karşı menfi davranışlarda bulunduğunu, zarar vereceğini beyan ettiğini, evlilik boyunca eşine ve çocuklarına gereken özeni göstermediğini, özellikle son bir yıl içinde yemek yapmadığını, kahvaltı hazırlamadığını, müşterek konutun temizliğine dikkat etmediğini, kusurun davacı- karşı davalı kadından kaynaklandığını, müvekkilinin tüm bunlara rağmen evlilik birliğinde üzerine düşen tüm görevlerini yerine getirdiğini, eşine ve çocuklarına gereken ilgi alakayı gösterdiğini, bunun yanında karşı tarafın evdeki eşyaları alarak babasının evine taşıdığını, müvekkilinin kişisel eşyalarının dahi müşterek evden alındığını, evlilik öncesi müvekkili tarafından alınan 48 parça yemek seti, 12 parça fincan takımı, kaşık. çatal bıçak olan mutfak eşyaları (değeri: 3.000,00 TL), müvekkiline ait 1 adet casper Nirvana marka Leptop (değeri: 4.000,00 TL), 1 adet cep telofonu (değeri: 2.500,00), içerisinde bileklik, saat, yüzük bulunan 1 adet gümüş takım (değeri 500,00 TL)'ın karşı tarafça müşterek evden alındığını, bu malların müvekkilinin kişisel malı olduğunu, bu sebeple söz konusu eşyalarında aynen, aynen mümkün olmadığı taktirde bedeli olan 10.000,00 TL'nin müvekkiline verilmesini, asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, 100.000,00 TL maddî. 100.000,00 TL manevî tazminatın davacı-karşı davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; tarafların 27.10.2010 tarihinde evlendikleri ve müşterek iki çocuklarının bulunduğu, davalı erkeğin davacı kadına ve ortak çocuklara birden fazla kez fiziksel şiddet uyguladığı, birden fazla kez eve erkek arkadaşlarını getirerek alkol aldığı, Özlem isimli kadınla güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, söz konusu durumun davacı kadın tarafından öğrenilmesinin ardından yaşanan tartışma uyarınca 12.06.2021 tarihli olayda davacı kadına ve ortak çocuk ...'a fiziksel şiddet uyguladığı ve tarafların bu olaydan sonra fiilen ayrı yaşamaya başladıkları, ayrı yaşanılan süreçte de davalı erkeğin davacı kadının ve evin maddî ihtiyaçlarını karşılamadığı hususları sabit görülmüş, davacı kadın tarafından ileri sürülen diğer iddiaların ve davalı/karşı davacı erkek tarafından ileri sürülen tüm iddiaların ise ispatlanamadığı, netice olarak taraflar arasındaki evlilik birliğinin devamını çekilmez kılar mahiyette temelinden sarsılmış olduğu ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda davacı karşı davalı kadının kusursursuz olduğu, davalı karşı davacı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ancak tam kusurlu eşin boşanma davası açma hakkı bulunmadığından davalı/karşı davacı erkeğin ikame etmiş olduğu karşı dava ise tüm ferileri ile birlikte reddine, boşanmaya neden olan olaylarda davalı- karşı davacı erkeğin tam kusurlu olduğu, boşanma sonucu davacı- karşı davalı kadının mevcut ve beklenen menfaatlerinin zarar göreceği, en azından eşinin maddî desteğini yitireceği, ayrıca yaşanan olayların davacı karşı davalı kadının kişilik haklarına ağır saldırı niteliğinde bulunduğu anlaşıldığından, tarafların mali ve sosyal durumları ve hakkaniyet ilkesi gereğince 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminatın davalı- karşı davacı erkekten alınarak davacı- karşı davalı kadına verilmesine, tarafların ortak çocukları velâyetinin davacı anneye verilmesine, velâyeti davacı anneye verilen çocuklar ile davalı baba arasında kişisel ilişki tesisine. mahkememizin 25.05.2022 tarihli duruşmasında tarafların ortak çocukları lehine aylık ayrı ayrı 350,00'şer TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık ayrı ayrı 1.000,00 'er TL'ye çıkartılmasına, kararın kesinleşmesinin ardından ve taleple bağlı kalınarak aynı miktarda iştirak nafakası olarak davalıdan alınarak velâyeten ortak çocukların ihtiyaçlarında kullanılmak üzere davacıya ödenmesine, davacı kadın lehine hükmedilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle ve taleple bağlı kalınarak aylık 1.000,00 TL 'ye çıkartılmasına, kararın kesinleşmesinin ardından aynı miktarda yoksulluk nafakası olarak davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının kadının davasının kabulü, kendi karşı davasının reddi, kusur belirlemesi, velâyet, hükmedilen nafaka ve miktarları, maddî ve manevî tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının kadının davasının kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, velâyet, hükmedilen nafaka ve miktarları, maddî ve manevî tazminatlar yönlerinden kararın bozulması temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulünün, erkeğin davasının reddinin, kadın yararına tazminat takdirinin ve miktarları ile nafakaların takdirinin ve miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, velâyet üdzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.