"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1232 E., 2023/1332 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Taşköprü Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/1 E., 2022/58 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; kanser tedavisi sürecinde davalının kadına destek olmadığını, "senin gibi hasta birini boşamadığım için beni başının üzerinde tutman lazım" dediğini, "bekarken hasta olduğun için hastane masraflarını ben ödemem, baban ödesin" diyerek baskı kurduğunu, tedavi masraflarını kadının babasının karşıladığını, kadından habersiz kendi babasına araba aldığını, doğum yapan kadın ile altı ay boyunca konuşmadığını, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, sürekli telefon ile ilgilendiğini, geceleri geç vakitte eve geldiğini, kadına bağırıp çağırdığını, geliri ve harcamaları konusunda bilgi vermediğini, taraflar arasında karı-koca ilişkisinin kalmadığını, Avusturya Macaristan'a gidebilmek için kendisine pasaport çıkardığını, ancak bunu bile kadının tesadüfen öğrendiğini, kadınla parası evlendiğini ve eski sevgilisinin kendisini çok sevdiğini söylediğini, kadın bunlara dayanamayıp baba evine döndüğünde eşini arayıp sormadığını, çocuğun ihtiyaçları için kadında bulunan kredi kartını kapattırdığını beyanla, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk lehine aylık 2.000,00 TL tedbir-iştirak, kadın lehine aylık 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 200.000,00 TL maddî 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, erkeğin babasına araba almadığını, ancak babasının araba alırken 8.000,00 TL borç verdiğini, kadının erkeğin verdiği bu parayı bahane ederek erkeğin anne ve babasına küçük düşürücü, gurur kırıcı tavırlar sergilediğini, erkeği kendi evinden kovduğunu, tüm eşyalarını valiz ve poşetlere koyarak kapının önüne bıraktığını, erkeği eve almadığını, erkeğe "sen aileni seçtin, senin ailen biz değilmişiz, köydekilermiş" dediğini, sonrasında davacının babasının davalıya bir miktar borç vermeyi teklif ederek ve kredi çekmesini teşvik ederek, erkeğin bütçesini çok aşan bir ev almaya ikna etmeye çalıştığını, davacının da ailesiyle birlikte yüksek bütçeli ev alınması konusunda mobbing uyguladığını, bir gün annesi ve babası ile birlikte erkeğin iş yerine geldiğini, erkeği neredeyse sürükleyerek bankaya götürdüğünü, hesap ekstrelerini çıkarttırdığını, erkeği küçük düşürdüğünü, ertesi gün akşam erkeğin evin kilidinin değiştirildiğini gördüğünü, kadının evi terk ederek babasıyla memlekete döndüğünü öğrendiğini, çilingir marifetiyle eve girdiğinde iç kapıların anahtarlarının da değiştiğini fark ettiğini, kadının erkeğin müdürünü telefon ile arayıp iş saatlerinde dışarı çıkıp çıkmadığını sorarak onu küçük düşürdüğünü, daha sonra barışmak için şartlar sunduğunu, erkeğin babaannesi hastayken ziyaretine izin vermediğini, engel olduğunu, erkeği ezdiğini, aşağıladığını, hakaret ettiğini, erkeğin ailesini kötülediğini beyanla, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babasına verilmesine, erkek lehine yasal faiziyle birlikte 300.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-davalı kadına ileri derecede kanser teşhisi konulduğu, tarafların ekonomik durumları tedavi masraflarını karşılamaya yeterli olmasına rağmen tedavi masraflarının kadının babası tarafından karşılandığı, tedavi süresince kadın ile anne ve babasının ilgilendiği, davalı-davacı erkeğin ilgilenmediği, erkeğin kadının hastalığını sürekli sorguladığı, doktorlara dahi evlenmeden önce hastalığın bulunup bulunmadığını sorduğu, bu süreçte eşinin yanında olmadığı gibi "hasta kızı bana verdiniz, neden daha önce check-up yaptırmadığınız" şeklinde konuştuğu, davacı-davalı kadına "sen zaten neyi güzel yapıyorsun, üç kişi vardı, maddî durumu en iyisi sendin, o yüzden evlendim, bizimki evlilik mi, ben seninle paran pulun için evlendim" şeklinde küçük düşürücü ve onur kırıcı şekilde konuştuğu, kadının ameliyatından sonra müşterek eve Zonguldak'ta bulunan ailesini getirdiği, bu dönemde ameliyat olan eşi ile ilgilenmediği, diğer kardeşlerinin ilgilenme olanağı varken kendisinin annesinin kalp rahatsızlığı ile ilgilendiği, evde babasının sigara içmesine engel olmadığı, bu süreçte kadının sağlığı konusunda özen göstermediği, iletişim sorunu olduğu, misafirler ile iletişim kurmadığı, müşterek konutta durmadığı, kadın ile vakit geçirmediği, kazancını eşi ile paylaşmadığı, kadından habersiz ailesine maddî destekte bulunduğu, kadının ailesinin yanında kadını aşağıladığı ve küçük düşürdüğü, kadının ise müşterek konutun anahtarını değiştirdiği ve erkeğin iş yerine giderek ziyaret amacını aşar şekilde aile içi problemlerin ortaya dökülmesine neden olduğu, öte yandan erkeğin whatsapp mesajlarında kadına onu çok sevdiğini ve barışmak istediğini beyan ettiği, kadının kusurlu davranışlarını affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı, davalı-davacı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk lehine 27.10.2021 tarihli ara kararla verilen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 250,00 TL arttırılarak aylık 500,00 TL'ye yükseltilmesine, kararın kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası olarak devamına, tahsilde tekerrür olmamak üzere kadın yönünden 27.10.2021 tarihli ara kararla verilen tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 500,00 TL arttırılarak aylık 1.000,00 TL'ye yükseltilmesine, kararın kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın lehine 20.000,00 TL maddî 30.000,00 TL manevî tazminata, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili, istinaf dilekçesinde özetle; kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğunu, tazminatlar için faiz talebi hakkında karar verilmediğini, hükmedilen iştirak nafakası miktarının yetersiz olduğunu, kadın lehine hükmedilen nafaka miktarının az olduğunu, nafakalara yıllık arttırım oranı belirlenmesi talepleri hakkında karar verilmediğini, kişisel ilişki sürelerinin ortak çocuğun gelişim düzeyi dikkate alındığında uzun olduğunu beyanla, İlk Derece Mahkemesi kararının istinaf nedenleri doğrultusunda kaldırılması ve talepleri gibi karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğe yüklenen kusuru kabul etmediklerini, kusur değerlendirmesinin hatalı yapıldığını, kadın lehine tazminat koşullarının oluşmadığını, erkeğin davranışlarının af mahiyetinde olmadığını, kadının kusurlu davranışlarının ispatlandığını, karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, kadının tam kusurlu olduğunu, asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, karşı davanın talepleri ile birlikte kabulünün gerektiğini beyanla, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda, davacı-davalı kadına ileri derecede kanser teşhisi konulmasına ve tarafların ekonomik durumları tedavi masraflarını karşılamaya yeterli olmasına rağmen tedavi masraflarının kadının babası tarafından karşılandığı, tedavi süresince kadın ile anne ve babasının ilgilendiği, davalı-davacı erkeğin ilgilenmediği, erkeğin kadının hastalığını sürekli sorguladığı, doktorlara dahi evlenmeden önce hastalığın bulunup bulunmadığını sorduğu, bu süreçte eşinin yanında olmadığı gibi "hasta kızı bana verdiniz, neden daha önce check-up yaptırmadığınız" şeklinde konuştuğu, davacı-davalı kadına "sen zaten neyi güzel yapıyorsun, üç kişi vardı, maddî durumu en iyisi sendin, o yüzden evlendim, bizimki evlilik mi, ben seninle paran pulun için evlendim" şeklinde küçük düşürücü ve onur kırıcı şekilde konuştuğu, kadının ameliyatından sonra müşterek eve Zonguldak'ta bulunan ailesini getirdiği, bu dönemde ameliyat olan eşi ile ilgilenmediği, diğer kardeşlerinin ilgilenme olanağı varken kendisinin annesinin kalp rahatsızlığı ile ilgilendiği, evde babasının sigara içmesine engel olmadığı, bu süreçte kadının sağlığı konusunda özen göstermediği, kadın ile vakit geçirmediği, kazancını eşi ile paylaşmadığı, kadının ailesinin yanında kadını aşağıladığı ve küçük düşürdüğü, kadının ise müşterek konutun anahtarını değiştirdiği, erkeğin eşyalarını kapının önüne koyduğu ve erkeğin iş yerine giderek ziyaret amacını aşar şekilde aile içi problemlerin ortaya dökülmesine neden olduğu, davacı-davalı kadının az, davalı-davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu, açıklanan nedenle, davalı-davacının kusur belirlemesine yönelik istinaf isteminin kısmen kabulü ile kusur belirlemesinin yukarıda açıklandığı şekilde düzeltilmesine, erkeğin karşı davasının da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, erkek yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderine, velâyeti anneye verilen ortak çocuk ile baba arasında yatılı kişisel ilişki tesisine, kadın lehine aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakası ile ortak çocuk lehine aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilerek, davacı-davalı kadının kişisel ilişki süresine, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarına yönelen istinaf isteminin kısmen kabulüne, tedbir nafakasına yönelen istinaf isteminin "tedbir nafakasının başlangıç tarihine münhasır olmak üzere" kısmen kabulüne, davalı-davacı erkeğin kusur değerlendirmesine yönelen istinaf isteminin kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelen istinaf isteminin kabulüne ve tarafların sair hususlardaki istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle: kusur belirlemesi, davacı kadın lehine verilen maddî ve manevî tazminat miktarları, nafaka miktarı ve reddedilen maddî ve manevî tazminat talebi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle: Karşı tarafın tam kusurlu olduğunu, davasının reddi gerektiğini, müvekkili lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile nafakaların az olduğunu, kişisel ilişki fazla uzun olduğunu belirterek temyiz talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, kişisel ilişki, tazminat ve nafaka miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 182 nci ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadının aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı-davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden BOZULMASINA,
2.Davalı-davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Serkan'a yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde Sedef'e iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.