"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1904 E., 2023/2293 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Perşembe Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/265 E., 2023/84 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın 2012 yılının yaz ayından itibaren ortak konuttan ayrıldığını, “güven, paylaşım, saygı, karı-koca ilişkisi ve sadakat” unsurlarını davalı tarafın hiç saydığını, onur kırıcı, aşağılayıcı davranışlar sergilediğini, eş olma görevlerini yerine getirmediğini, internet üzerinden Sabri Kara isimli şahısla uygunsuz konuşmalar yaptığını belirterek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı kadın vekilinin cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; sürekli şiddet gördüğünü aşağılandığını, topluma karşı küçük düşürüldüğünü ve hor görüldüğünü, alkollü bir şekilde eve geldiğinde eşinin boğazına bıçak dayadığını, evi terke zorladığını, davacının bundan sonra yine sürekli alkol alıp müvekkilinin evinin kapısına dayandığını belirterek asıl davanın reddi ile karşılık davalarının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 2.000,00 TL tedbir, yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL manevi, 50.000,00 TL maddi tazminata karar verilmesini vekaleten arz ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin birinci kararı ile; tarafların 2013 yılından beridir ayrı yaşadıkları bu tarihten beridir fiili birliktelik meydana gelmediği, davacı karşı davalı erkeğin mahkememizin 2013/19 D. İş sayılı dosyası ile davalı karşı davacı kadına eve dönmesi için ihtarda bulunduğu, davalı karşı davacı kadının eve dönmediği, tanık beyanları ile de tarafların 2013 yılından beridir ayrı yaşadıklarının sabit olduğu, davalı karşı davacı kadının mahkememiz 2014/150 E. sayılı dosyası ile 04.08.2014 tarihinde şiddetli geçimsizlik nedenine dayalı boşanma davası açtığı, 2014/150E. Sayılı dosyası ile açılan davada geçimsizliğe ilişkin iddiaların işbu karşı dava bakımından da aynı iddialara dayalı olduğu, davalı karşı davacı kadının 2014/150 E. Sayılı dosyası ile açmış olduğu davadan 16.03.2015 tarihinde feragat ettiği, davalı karşı davacı kadının feragat yönündeki iradesi ile davacı karşı davalıya karşı ileri sürdüğü geçimsizliğe ilişkin eylemleri affetmiş sayılması gerekeceği, davalı karşı davacı kadının işbu dosya ile sürdüğü iddiaların 16.03.2015 tarihinden önce yaşanan olaylara ilişkin olduğu bu anlamda iş bu dosyada boşanma yönünden davacı-karşı davalı erkeğe kusur izafe edilemeyeceği, 16.03.2015 tarihine kadar davacı-karşı davalı erkek tarafından gerçekleştirildiği ileri sürülen eylemlerin af nedeniyle erkeğe kusur olarak yöneltilemeyeceği, davacı karşı davalı erkeğin eve dön ihtarına haklı ve geçerli nedenlerle olumlu cevap verilmediği veya haklı bir sebeple eve dönülmediğine ilişkin ispatın davalı karşı davacı kadın tarafından yerine getirilmediği, evlilik birliğinin sona ermesine davalı karşı davacı kadının davacı erkeğin eve dön çağrısına cevap vermeyerek davalı kadının sebep olduğu, davalı karşı davacı kadının açmış olduğu karşı davasında en azından eşit kusurlu olduğunu ispat edemediği, asıl davada davacı karşı davalı erkeğin ileri sürdüğü hususlardan tarafların yaklaşık 9 yıldır ayrı yaşadıkları, ayrı yaşamaya sebep olan eylemlerde davacı-karşı davalı erkeğin kusurlu olduğunun davalı karşı davacı kadın tarafından ispat edilemediği, yaklaşık 9 yıldır ayrı yaşayan tarafların evliliğinden taraflar ve toplum açısından bir fayda kalmadığından davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davası açmakta haklı olduğunun kabulü gerektiği, en azından eşit kusurlu olduğunu ispat edemeyen davalı karşı davacı kadının maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, davalı karşı davacı kadının oğluna ait olan çiğ köfte dükkanının gelirinden kendisinin faydalandığına dair tanık anlatımlarına itibar edilmesi gerektiği, davalı karşı davacı kadının boşanmakla yoksulluğa düşmediği bu anlamda yoksulluk nafası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, davalı- karşı davacının boşanma davasının reddine, davalı- karşı davacının maddi ve manevi tazminat talebinin ayrı ayrı reddine, davalı karşı davacı yönünden dava tarihinden itibaren işlemek üzere takdir edilen aylık 400,00TL tedbir nafakasının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kararın kesinleşeceği tarihe kadar devamına, davalı karşı davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, karar verilmiş, davalı-karşı davacı kadın; hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin 21.10.2021 tarihli kararı ile tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin toplandığından ve bu delillerin değerlendirildiğinden söz edilemeyeceğinden istinaf isteminin kabulü ile yukarıda belirtilen eksikliklerin tamamlanarak bir karar verilmesi için kararın tümüyle kaldırılarak Mahkemesine gönderilmesine, istinaf başvurusunun kabul sebebine göre diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Perşembe İlçe Emniyet Müdürlüğünün 12.04.2022 tarihli cevabi yazısından geriye dönük 5 yıl içerisinde gelen ihbarların kaydedildiği; bahse konu 0507 ... .. 70 nolu telefonun geriye dönük 5 yıl içerisinde kontrol edildiğinde 2019 yılına ait (fergat ettiği 16.03.2015 tarihinden sonra, ilk dava tarihi olan 31.07.2018 'den sonra) 4 adet araması olduğunun tespit edildiğini; ancak aramalara ilişkin dijital kayıt yapılamadığından ihbar kayıt defterinde tespit edilen aramalara dair kayıt ve adli işlem olmadığının anlaşıldığı, bu suretle davalı-karşı davacı kadının ilk davadan feragat ettiği 16.03.2015 tarihinden sonra dava açılıncaya kadar geçen sürede gerçekleşen bir arama kaydına rastlanmadığı, tarafların 2013 yılından beridir ayrı yaşadıkları bu tarihten beridir fiili birliktelik meydana gelmediği, davacı karşı davalı erkeğin mahkememizin 2013/19 D. İş sayılı dosyası ile davalı karşı davacı kadına eve dönmesi için ihtarda bulunduğu, davalı karşı davacı kadının eve dönmediği, tanık beyanları ile de tarafların 2013 yılından beridir ayrı yaşadıklarının sabit olduğu, davalı karşı davacı kadının mahkememiz 2014/150 E. Sayılı dosyası ile 04.08.2014 tarihinde şiddetli geçimsizlik nedenine dayalı boşanma davası açtığı, 2014/150E. Sayılı dosyası ile açılan davada geçimsizliğe ilişkin iddiaların işbu karşı dava bakımından da aynı iddialara dayalı olduğu, davalı karşı davacı kadının 2014/150 E. Sayılı dosyası ile açmış olduğu davadan 16.03.2015 tarihinde feragat ettiği, davalı karşı davacı kadının feragat yönündeki iradesi ile davacı karşı davalıya karşı ileri sürdüğü geçimsizliğe ilişkin eylemleri affetmiş sayılması gerekeceği, davalı karşı davacı kadının işbu dosya ile sürdüğü iddiaların 16.03.2015 tarihinden önce yaşanan olaylara ilişkin olduğu bu anlamda iş bu dosyada boşanma yönünden davacı-karşı davalı erkeğe kusur izafe edilemeyeceği, 16.03.2015 tarihine kadar davacı-karşı davalı erkek tarafından gerçekleştirildiği ileri sürülen eylemlerin af nedeniyle erkeğe kusur olarak yöneltilemeyeceği gibi davalı-karşı davacı kadının ilk davadan feragat ettiği 16.03.2015 tarihinden sonra dava açılıncaya kadar geçen sürede gerçekleşen bir arama kaydına rastlanmadığı; davacı karşı davalı erkeğin eve dön ihtarına haklı ve geçerli nedenlerle olumlu cevap verilmediği veya haklı bir sebeple eve dönülmediğine ilişkin ispatın davalı karşı davacı kadın tarafından yerine getirilmediği, evlilik birliğinin sona ermesine davalı karşı davacı kadının davacı erkeğin eve dön çağrısına cevap vermeyerek davalı kadının sebep olduğu, davalı karşı davacı kadının açmış olduğu karşı davasında en azından eşit kusurlu olduğunu ispat edemediği, asıl davada davacı karşı davalı erkeğin ileri sürdüğü hususlardan tarafların yaklaşık 9 yıldır ayrı yaşadıkları, ayrı yaşamaya sebep olan eylemlerde davacı-karşı davalı erkeğin kusurlu olduğunun davalı karşı davacı kadın tarafından ispat edilemediği, yaklaşık 9 yıldır ayrı yaşayan tarafların evliliğinden taraflar ve toplum açısından bir fayda kalmadığından davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davası açmakta haklı olduğunun kabulü gerektiği, en azından eşit kusurlu olduğunu ispat edemeyen davalı karşı davacı kadının maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, davalı karşı davacı kadının oğluna ait olan çiğ köfte dükkanının gelirinden kendisinin faydalandığına dair tanık anlatımlarına itibar edilmesi gerektiği, davalı karşı davacı kadının boşanmakla yoksulluğa düşmediği bu anlamda yoksulluk nafası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl davanın kabulüne; karşı davanın reddine tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, davalı- karşı davacının maddi ve manevi tazminat talebinin ayrı ayrı reddine, davalı karşı davacı yönünden dava tarihinden itibaren işlemek üzere takdir edilen aylık 400,00TL tedbir nafakasının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kararın kesinleşeceği tarihe kadar devamına, davalı karşı davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı karşı davacı kadın vekili ; hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, kocanın davasının kabulüne karar verilmiş ise de; dosya kapsamına göre erkek tarafından kadının eve dönmesi için Perşembe Asliye (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Hukuk Mahkemesi'nin 10.09.2013 tarih, 2013/19 D.İş sayılı dosyası ile eve dön ihtarı çekildiği anlaşılmış olup, bu durumda erkeğin eve dönmesi için ihtar çekmesi neticesinde kadının bu tarihten önceki kusurlarını affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı, bu tarihten sonra da yeni bir kusur isnadında bulunulmadığı ve yeni bir kusur ispatlanamadığı anlaşılmakla kadına kusur yüklenmesi doğru olmadığı, bu nedenle kadının kusursuz hale geldiğini kabul etmek gerektiği, gerçekleşen kusur durumuna göre erkeğin davasının reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin haklılık durumuna göre düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile ilgili bentlerin kaldırılmasına, asıl davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı karşı davalı erkek vekili; asıl davanın reddi, kusur belirlemesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı karşı davacı kadın vekili; karşı davanın reddi yoksulluk nafakası ile maddi manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davalarının reddi kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.