"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/805 E., 2023/1446 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Uşak 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/30 E., 2020/471 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının kusurlu hareketleri nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarını kabul etmediğini, erkeğin kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını iddia ederek erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ... yararına 800,00 TL ... için 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; davalı- davacı kadının dosya içeriğine giren 29.10.2019 tarihli Çocuk Şube Müdürlüğünde şikayetçi sıfatıyla alınan ifadesinde açıkça "Ben eşim ... ile 16 yıllık evliyim henüz aramızda boşanma davası yoktur. Eşimden sevgi görmediğim için ...'ya aşık oldum ve kaçtım. Eşim de ...'u bana göstermedi.Yaklaşık iki aydır beraber yaşıyorum. ...'ın kötü bir huyu yoktur " beyanıyla mahkeme huzurunda dinlenilen davacı-karşı davalının tanık beyanlarının bir bütünü oluşturacak şeklinde örtüştüğü, davalı-karşı davacı kadının evlilik birliği devam ederken başka birine kaçarak birlikte yaşamaya başladığı, bu eyleminin hayatın normal akışına göre ve yaşadığımız toplumun ahlaki değerler bütününde, hiçbir kabul edilecek yanının ve mazeretinin olmadığı, bu davranışı ile davacı-davalıya cinsel şiddet uyguladığı, eylemleriyle eşinin çevresinde küçük düşmesine neden olarak duygusal şiddet uyguladığının Mahkemece kabul edildiği, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, kadının tam kusurlu olduğu, erkeğe izafe edilebilecek herhangi bir kusur olmadığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesinin üstün yararlarına olacağı, boşanmaya neden olan olaylarda davalı- davacı tam kusurlu olduğundan, tam kusurlu tarafın tedbir-yoksulluk nafakası ile maddî- manevî tazminat taleplerinin kabulü mümkün olmadığından bu tür taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile; asıl davanın kabulü, karşı davanın reddine tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, davalı- davacının tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî- manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı-davacının velâyetle ilgili talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, erkek yararına 20.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, erkek lehine takdir edilen tazminatların esası ve miktarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın temyiz isteminde bulunmuştur
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti, erkek lehine takdir edilen tazminatların esası ve miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizliğe sebep olan kusurun kimden kaynaklandığı, erkek yararına tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı ve 174 üncü maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.