"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/966 E., 2023/1777 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Salihli 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/254 E., 2021/37 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-karşı davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davalı-karşı davacı kadın vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava, cevaba cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2006 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, kadının, hakaret ettiğini, saygısız davrandığını, kadının önceki evliliğinden olan çocuğunun taraflarla birlikte kaldığını ve çocuğun erkeğe hakaret ettiğin,, erkeği tehdit ettiğini, uygunsuz davranışlarda bulunduğunu ve kadının bu duruma ses çıkarmadığını, erkeğin önceki evliliğinden olan çocuklarının ortak konuta gelmelerini istemediğini ve onlara kötü davrandığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, karşı davada dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, erkek yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, kadının önceki evliliğinden olan çocuğunun ortak konuta gelmesini istemediğini, hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, baskıcı olduğunu, tehdit ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, kadının çalışmasına izin vermediğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakası, 750,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, sürekli olarak telefonu ile oynadığı, telefonunu sakladığı, ortak çocuğa dahi vermediği, erkeğin başka bir kadınla sık sık telefon görüşmelerinin ve sosyal medya görüşmelerinin olduğu, güven sarsıcı davranışta bulunduğu, birden fazla kez fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ise fiziksel şiddet uyguladığı, sık sık annesinin evine gittiği, geç saatte geldiği, erkek ile arasındaki yaş farkı sebebiyle erkeğin ezen sözler söylediği, önceki evliliğinden olan oğlunun uygunsuz davranışlarına sessiz kaldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, alınan sosyal inceleme raporu içeriği gereği ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 700,00 TL iştirak nafakası, kadının çalışmadığı ve boşanma ile yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına aylık 800,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, zedelenen menfaatin kapsamı dikkate alınarak kadın yararına 18.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminat, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olan erkeğin tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına ise yüklenecek kusurlu bir davranışın ispatlanamadığı, hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarlarının çok az olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna göre; erkeğin istinaf talebinde bulunmaması nedeni ile İlk Derece Mahkemesince aleyhine belirlenen kusurların kesinleştiği, kadına ise başkaca kusurlu bir davranışın yüklenemeyeceği, erkeğin kesinleşen bu kusurlu davranışlarının yanında, kadının, oğlunun eve gelmesini istemediği ve bu vakıanın da erkeğe kusur olarak yüklenmemesi gerektiği, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğuna ilişkin kusur belirlemesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında az olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakaların niteliği, günün ekonomik koşulları dikkate alındığında kadın ve ortak çocuk yararına takdir edilen tedbir nafakası miktarlarında bir usulsüzlük görülmediği ancak iştirak ve yoksulluk nafakaları miktarlarının az olduğu, kadının, karşı dava dilekçesinde tazminatlara faiz uygulanması istediğinde bulunduğu, her ne kadar kadın vekili tarafından tazminatlar yönünden uygulanmasını talep ettiği faiz yönünden istinaf itirazı bulunmasa da kadın vekilinin tazminatların miktarlarını istinaf etmekle bu hususta da itirazı olduğunun kabul edilmesi gerektiği ve İlk Derece Mahkemesince bu konuda olumlu ya da olumsuz karar verilmemesinin doğru görülmediği gerekçesiyle kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminat, karın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL iştirak nafakası, kadın vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin ise hatalı olduğu, kadın vekili tarafından tazminatlara faiz talebi hakkında istinaf itirazı olmamasına rağmen talep aşılmak suretiyle faiz yönünden karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatlar, tazminatlara uygulanan faiz ve nafakalar yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı ve tazminatlara uygulanan faiz noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 190 ıncı maddesi, 297 inci maddesi, 355 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-karşı davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Bölge Adliye Mahkemesince, her ne kadar İlk Derece Mahkemesince kadının tazminatlara faiz talebi ile ilgili olumlu olumsuz karar verilmediği gerekçesiyle re'sen kadın yararına hükmedilen tazminatlara faiz uygulanmasına karar verilmiş ise de dosyanın yapılan incelemesinde, davalı-karşı davacı kadın vekilinin tazminatlara faiz uygulanması talebine yönelik açık bir istinaf itirazının olmadığı anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Kanun'un 355 inci maddesi hükmü, "İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir." içeriğini haiz olup ilgili Kanun maddesi hükmü gereği re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ayrıca hükmün sonuç kısmında her bir talep hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmalı ve taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bahsi geçen yasal düzenleme gereğince, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-karşı davacı kadın vekilinin tazminatlara faiz uygulanması yönünden açık istinaf talebi bulunmadığı ve bu yönün kamu düzenine aykırılık teşkil eden hallerden de sayılmadığı dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın vekilinin tazminatlara uygulanmasını talep ettiği faize yönelik istinaf itirazı bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği belirtilerek kadın yararına hükmedilen tazminatlara faiz uygulanmasına karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminatlara uygulanan faiz yönünden davacı-karşı davalı erkek yararına BOZULMASINA,
2.Davacı-karşı davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.