"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2253 E., 2023/2238 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Develi 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/230 E., 2023/167 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu hareketleri nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına ve 60.000,00 TL maddî, 60.000,00 TL manevî tazminata, çeyiz eşyalarının aynen iadesi ya da bedelinin ödenmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarını kabul etmediğini kadının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 70.000,00 TL maddî, 70.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; tarafların evlenmesinden sonra davalının askere gittiği, askerden döndükten sonra da almış olduğu kesinleşmiş ceza nedeniyle ceza evine girdiği, davalının evlenmeden önce ceza evine gireceğini öncesinden suç işlediğini davacıya ve ailesinden gizlediği, davalının ceza evinde kaldığı , davalının ceza evinden çıktıktan sonra çalışmadığı, bu süreçte davacının borç ödediği, davalının ceza evinden çıktıktan sonrada çalışmadığı, iş beğenmediği, davalının davacıyı dini anlamda boşadığını söylediği , davalının , davacıyı kast ederek "gelin kızınızı alın bundan eş olmaz" dediği ,"davalının davacıya "sen giyinmeyi bilmezsin, sen harcamayı bilmezsin, benimle param için evlindin" dediği hususları dikkate alındığında davalının ağır kusurlu olduğu davacının ise , davalının annesine "sen bana zorla kaynanalık yaptın bende sana zorla gelinlik yaptım " dediği, davacıya ise "pezevenk, şerefsiz" tarzında söylemlerde bulunarak masaya vurup bağırdığı, davacının ailesin evliliğe müdahale etmesine davacının ses çıkarmadığı hususları ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında davacının ise az kusurlu olduğu, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, davacı kadın ve davalı erkeğin çalıştığı hususları dikkate alınarak her ikisi yönünden tedbir ve yoksulluk nafakası hükmedilmediği, SİR'deki tespitler, çocuğun yaşı gereği ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı, taleple bağlılık ilkesi gereğince ortak çocuğa tedbir ve iştirak nafakası verilmesi gerektiği davacının eşyaları, keşif ile birlikte teslim almış olduğunu, eşyalara ilişkin talebinin bulunmadığını belirtmesi nedeni ile eşya talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına kanaat getirilerek yargılama giderlerine hükmedildiği gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacının eşya talebi davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalının maddi ve manevi tazminat, velâyet ve nafaka talebinin reddine ve kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kişisel ilişki düzenlemesi ve lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; velâyet düzenlemesi, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi'nin kusurlu vakıa belirlenmesinde hata edildiği, dosya kapsamı ve toplanan delillerden; davacı kadının, davalının annesine "sen bana zorla kaynanalık yaptın bende sana zorla gelinlik yaptım" dediği, davalıya ise "pezevenk, şerefsiz" tarzında söylemlerde bulunarak masaya vurup bağırdığı, ailesinin evliliğe müdahale etmesine ses çıkarmadığı, davalı erkeğin ise, eşini dinen boşadığı, aşağılayıcı sözler söylediği, ceza evine girerek birlik görevlerini gereği gibi yerine getirmediği ve kadını çalışmak zorunda bıraktığı, kadına hakaret ettiği tespit edilmiştir. Belirlenen kusurlu davranışlar neticesinde yine erkek ağır, kadın az kusurlu olduğu, kadın lehine 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi kapsamında takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, Mahkemece yapılan velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi yerinde olduğu gerekçesiyle davacı kadının lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf başvurusu dışında kalan tüm istinaf talepleri ile davalı erkeği kusura yönelik istinaf başvurusu dışında kalan tüm istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, davacı kadının lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf başvurusu ile davalı erkeği kusura yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kabulü ile Develi 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2020/230 Esas, 2023/167 Karar sayılı ilamının kusura ilişkin gerekçe kısmının kaldırılmasına, kusura ilişkin gerekçenin yukarıda açıklandığı şekilde kabulüne, ilamın hüküm kısmında bulunan 5 ve 6 numaralı bentlerin kaldırılmasına, davacı kadının maddî ve manevî tazminatlara yönelik taleplerinin kısmen kabulü ile; 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince 60.000,00 TL maddî, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince 60.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak, davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kişisel ilişki yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; velayet, maddi ve manevi tazminat ile kusur oranı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı, çocuğun velâyeti ve kişisel ilişki hususunda verilen hükmün dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 174 üncü, 323 üncü ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.