Logo

2. Hukuk Dairesi2023/10203 E. 2024/7305 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanma koşullarının varlığı, kusur oranı, velayet ve tazminat miktarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları gözetilerek, yerel mahkemenin boşanmaya, kusur belirlemesine, velayete ve tazminata ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2028 E., 2023/2095 K.

KARAR : Kararın kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/158 E., 2023/605 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulmasına, tarafların sair istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesi ile özetle; erkeğin kadını bir bakıcı gibi gördüğünü, yalnızlaştırdığını, üvey anne gibi davrandığını, tedavisi ile ilgilenmediğini, hakaret ettiğini, tartışma çıkardığını, ekonomik olarak yardımcı olmadığını, sözlü şiddet uyguladığını, boğazını sıkarak boğmaya çalıştığını, tehdit ettiğini, çocuğu ile de tehdit ettiğini, baskı uyguladığını, darp ettiğini ileri sürerek 4721 sayılı Tük Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, nafaka miktarlarının her yıl % 20 oranında artırılmasına, kadın yararına 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile özetle; kadının çocuklarına iyi davranmadığını, kabullenmediğini, dışladığını, şiddet uyguladığını, hatta bu hususta ceza aldığını, evliliğin gereklerini yerine getirdiğini, sürekli agresif ve tartışma çıkardığını, davacının psikolojik rahatsızlığının bulunduğunu, ilaç kullandığını, hastanede yattığını, davacının 5 tane facebook hesabının bulunduğunu, erkeği aldatıldığını düşündüğünü, değişik hatlarının bulunduğunu, erkeğe ve çocuklarına hem fiziksel hem de psikolojik şiddet uyguladığını, kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk yararına 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, eşinin ve ortak çocuğun ihtiyaçlarını tam olarak karşılamadığı, erkeğin ilk evliliğinden olan kızlarının kadına şiddet uyguladığı, erkeğin buna engel olmadığı, erkeğin kadına şiddet uyguladığı, ortak çocuk Hamza'yı yurda vermekle tehdit ettiği, kadının ise erkeğin ilk evliliğinden olan kızlarına iyi davranmadığı, üvey kızlarıyla sürekli tartıştıkları, tarafların sürekli tartıştıkları, tartışma sırasında hep kadının bağırma sesinin geldiği, kadının agresif bir yapısının olduğu böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun beyanları ve sosyal inceleme raporundaki tespitler doğrultusunda çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, tedbir nafakasının karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, iştirak nafakasının her yıl TÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, tedbir nafakasının karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, yoksulluk nafakasının her yıl TÜFE oranında artırılmasına, davacı-karşı davalı kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 50.000,00 TL maddî, 45.000,00 TL manevî tazminatın erkekten tahsiline, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararda kusur tespitinin hatalı olduğunu, erkeğin tam kusurlu olduğunu, karşı davanın reddi gerektiğini, ortak çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının miktarının az olduğunu, lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarının çok düşük olduğunu, kararın kaldırılmasını talep ederek kararı istinaf etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın kusur tespiti yönünden hatalı olduğunu, kadının tam ya da ağır kusurlu olduğunu, asıl davanın kabulünün hatalı olduğunu, velâyetin anneye verilmesinin hatalı olduğunu, velâyet konusunda heyet raporu alınmadığını, SİR raporunun yetersiz olduğunu, eksik inceleme yapıldığını, kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kararın kaldırılmasını talep ederek kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurların gerçekleştiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, velâyete ilişkin düzenlemenin isabetli olduğu, nafaka miktarlarının uygun olduğu ancak tarafların kusur dereceleri ile sosyal ve ekonomik durumlarına nazaran kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden istinaf itirazının kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle kadın yararına 80.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin tüm kadının ise sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının psikolojisinin iyi olmadığını, hastane raporlarından bir çok psikiyatrik muayeneye tabi tutulduğunun anlaşıldığını, kadının hem erkeğin önceki evliliğinden hem de ortak çocuğa kötü davrandığını, kadının psikiyatrik sıkıntılarının varlığı, intihar girişiminde bulunarak kendine zarar vermesi gibi sebeplerden dolayı ortak çocuğun velâyetini almasının sakıncalı olduğunu, kadının velâyete ehil olup olmadığına yönelik olarak tam teşekküllü bir hastaneden rapor alınarak daha sonrasında heyet şeklinde sosyal inceleme raporu hazırlanması gerektiği, boşanmaya neden olan olaylarda kadının kusurlu olduğunu ileri sürerek kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ve velâyet düzenlemesi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesinin isabetli yapılıp yapılmadığı, velâyetin anneye bırakılmasının ortak çocuğun üstün menfaatine uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 323 ve 324 üncü maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.