"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1515 E., 2023/1606 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölcük 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/345 E., 2022/389 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalının 16.11.1990 yılında görücü usulü ile evlendiklerini, bu evlilikten 1991 ve 1992 yılı doğumlu ... ve ... isimli ortak çocukları bulunduğunu, davacı ile davalı arasında, evlendikleri tarihten bu yana duygu ve düşünce birliğinin sağlanamadığını, sevgi ve saygı şöyle dursun bir gün bile mutlu bir an yaşanmadığını, tarafların 02.10.2019 tarihinden beri fiilen ayrı yaşadıklarını, en son ayrılık sürecinde davacının davalı eşin tehditleri ve şiddet eğilimi nedeniyle davalı hakkında Mahkememizin 2020/311 D. İş dosyası üzerinden uzaklaştırma kararı aldırıldığını, davalının tır şoförü olarak çalıştığını ve emekli olduğunu, davacının ise ev hanımı olduğunu, hayatı boyunca hiç çalışmadığını, davacının şu an oğlunun yanında kaldığını, davalının ise müşterek konutta yaşadığını, davalının öfke kontrolünün olmadığını, her kavgada ağza alınmayacak hakaretler ve aşağılamalar yaşandığını, bu kavgalarda müvekkilinin kadınlığından mezhebine kadar her türlü konuda müvekkilinin aşağılandığını, hakarete uğradığını, ayrılmalarına sebep olan son olayda davalının müvekkilin üzerine yürüdüğünü, oğulları ...' in araya girerek davalının şiddet içeren davranışlarını göğüslediğini, davalının evlilik birliği boyunca sadakatsiz tutum ve davranışlar içerisinde olduğunu, davalının müvekkiline psikolojik şiddet uyguladığını, ''saf alevi'' olmamasını hep sorun olarak gördüğünü, davalının müvekkiline ekonomik şiddet uyguladığını, son beş yıldır müvekkilinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, kanser olan müvekkiline davalının destek olmadığını, bu halde dahi davalının müvekkiline türlü hakaretlerine ve şiddetlerine devam ettiğini, 02.10.2019 tarihinde yaşanan son olayda müvekkilinin evden kovulduğunu, müvekkilin kendisine oğlu ile bir hayat kurduğunu ve tedavisinin halen devam ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davacı müvekkili için 100.000,00 TL manevî ve 100.000,00 TL maddî tazmınatın kararın kesinleşmesinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davalı tarafından davacıya aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası bağlanmasına, boşanmanın kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, yargılama masrafları ile karşı vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermemiştşir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı kocanın davacı kadına ''sen hiçbir şey yapamazsın, mercimek beyinli, sen kadın mısın?'' demek suretiyle ve mezhebi dolayısıyla davacı kadını aşağılamak, ''kahpe'' demek suretiyle davacı kadına hakaret etmek, davacı kadına ''saf alevi'' olmamasından ötürü psikolojik şiddet uygulamak, davacı kadının ihtiyaçlarını karşılamamak, ekonomik şiddet uygulamak, kanser olan davacı kadına destek olmamak, 02.10.2019 tarihli yaşanan son olayda şiddet uygulamak maksadıyla davacı kadının üzerine yürümek ve onu evden kovmak suretiyle söz konusu yükümlülüklere aykırı davrandığı, ortak yaşamı davacı için çekilmez hale soktuğu, tam kusurlu davranışlarıyla birliğin temelinden sarsılmasına yol açtığı, evliliğin devamında eşler ve toplum için fayda kalmadığı anlaşıldığından açılan davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın için 500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TÜİK tarafından ilan edilecek ÜFE oranına göre attırılarak her ay davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, kadın lehine 18.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı, istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin tarafına usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, davalının anlaşmalı boşanmadaki beyanına güvenerek mahkemeye cevap dilekçesi sunmadığını, dava aşamasında kızının sunduğu beyanların ise hiçbir şekilde dikkate alınmadığını, kızını duruşmada hazır etmesine rağmen, tanık olarak ifadesinin alınmadığını, mezhep çatışması yaşadıkları iddiasının, dava aşamasında dile getirilmemesine rağmen, mahkemenin gerekçesinde bu hususun delil olarak kabul edildiğini, görgüye dayalı bir tanıklık anlatımı olmamasına rağmen, kendisine husumet besleyen oğlundan duyduklarını söylediklerini, bu nedenlerle boşanma, maddî-manevî tazminat, nafaka yönünden yeniden değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı vekili, katılma yolu ile, istinaf dilekçesinde özetle; nafaka ve maddî-manevî tazminatların oldukça az takdir edildiğini, müvekkilinin emekli maaşı ile geçimini sağladığını, dava başında davalının gelirinin sorulduğunu ancak karar verilirken tekrar sorulmadığını, nafaka takdirinde eksik inceleme yapıldığını, verilen tazminat miktarının davalı için ödül olduğunu, yerel mahkeme kararının, karar tarihindeki ekonomik koşullarının oldukça gerisinde olduğunu, davalının usulüne uygun tebligata rağmen, süresi içerisinde cevap dilekçesini sunmadığını, ayrıca kendisinin dava açıp birleştirme talep edebilecekken etmediğini, davalının davaya cevap vermemesine rağmen, iddialarının tanıklarının anlatımı ile ispat ettiklerini, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının nafaka, maddî-manevî tazminat bakımından kaldırılmasını, dava dilekçesindeki taleplerinin kabulünü talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü kişilik haklarına yapılan saldırı ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat, evlilikte geçen süre dikkate alındığında, davacı kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası miktarlarının az olduğu sonucuna varılmakla hak ve nesafet kuralları gereğince davalı kadın lehine 40.000,00 TL maddî tazminata ve 40.000,00 TL manevî tazminata, aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına karar vermek gerekmiş, bu nedenle davalı erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilirken, kadının katılma yolu ile istinaf talebinin kabulü yönünde karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; takdir edilen nafaka ile maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşmadığı tutarlarının yüksek olduğunu, kusuru olmadığını belirterek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174, 175 inci ve 176 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.