"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1106 E., 2023/1420 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü gerekçenin düzeltilmesi
İLK DERECE MAHKEMESİ: Tirebolu 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/395 E., 2022/423 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının alkol kullandığı zamanlarda kendini kaybettiğini ne yapığını hatırlamadığını, ilk evlendiklerinde davalının davacıyı teyzesinin konutunda birlikte yaşamaya zorladığını, hastane ve doğum sürecinde davalının destek olmadığını ve hastaneye gelmediğini, davacının bir dönem kayınvalidesi ile birlikte yaşamak zorunda kaldığını, bu süreçte davalının davacı ve çocukla maddî ve manevî olarak ilgilenmediğini, davalının alkol alışkanlığının devam ettiğini, bir dönem boşanmak istese de çocuklarının küçük yaşta olması sebebiyle davasından feragat ettiğini, davalının eve alkollü geldiğinde davacıya fiziksel olarak şiddet uyguladığını, kadın ve çocuğun ihtiyaçları ile ilgilenmediği, kadını tehdit ettiğini taraflar arasında uzaklaştırma kararı ve savcılık dosyası bulunduğunu iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 50.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; tüm dosya kapsamı, yazı cevapları, davacı tarafça sunulan tüm deliller, dinlenilen tanıklar, Yargıtay kararları ve ilgili mevzuat bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalının davacıya karşı tehdit ve hakaret içerikli konuşmaları nedeniyle kendisine duygusal şiddet uyguladığı, evlilik birliği içerisindeki ekonomik görevlerini yerine getirmediği için ekonomik şiddet uyguladığı, davacının boğazını sıkmak suretiyle fiziksel şiddet uyguladığı, davacıya evliliğin ilk aylarında ayrı ev açmadığı, davacı ile maddî ve manevî olarak ilgilenmediği, alkol bağımlılığının olduğu, çocuklarına yönelik olarak da birlik görevini ve ekonomik sorumluluklarını büyük oranda yerine getirmediği, taraflar arasında uzaklaştırma ve savcılık dosyalarının bulunduğu sabit olduğundan davalının tam kusurlu olduğu, taraflar arasındaki huzursuzluğun dinlenilen tanık beyanları ile sabit olduğu dikkate alındığında, davacı; kendisinden, evlilik birliğinin devamı için gereken “ortak hayatın sürdürülmesi” olgusunun artık beklenmeyecek derecede birliğin temelinden sarsıldığını, ikinci olarak “temelden sarsılmanın” karşı tarafın kusurlu davranışları sonucu gerçekleştiğinin ispatlandığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 800,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; kadının aynı sebeplere ilişkin açtığı eski davadan feragat ettiğini, aynı sebeplere bir daha dayanıp dava açamayacağını beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine, mümkün olmaması halinde aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatın hakkaniyete uygun şekilde indirilmesine, davacı kadın için hükmedilen nafakanın kaldırılmasına, ortak çocuğun velâyetinin tarafına verilmesine, kişisel ilişkinin artırılmasına, ortak çocuk için hükmedilen nafakanın kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk derece mahkemesi tarafından "... davalının davacıya karşı tehdit ve hakaret içerikli konuşmaları nedeniyle kendisine duygusal şiddet uyguladığı, evlilik birliği içerisindeki ekonomik görevlerini yerine getirmediği için ekonomik şiddet uyguladığı, davacının boğazını sıkmak suretiyle fiziksel şiddet uyguladığı, davacıya evliliğin ilk aylarında ayrı ev açmadığı, davacı ile maddî ve manevî olarak ilgilenmediği, alkol bağımlılığının olduğu, çocuklarına yönelik olarak da birlik görevini ve ekonomik sorumluluklarını büyük oranda yerine getirmediği," şeklindeki gerekçe ile boşanma kararı verilmiş ise de; davacı kadın tarafından da dava dilekçesinde belirtildiği üzere, daha önce açılan boşanma davasının 10/09/2020 tarihinde feragat nedeniyle reddine karar verildiği, dolayısıyla öncesinde var olan ancak tekrarlanmayan olguların kadın tarafından artık dava konusu edilemeyeceği, haliyle ayrı bir eve taşındıklarına göre bu hususun erkeğe kusur olarak yüklenmesinin doğru olmadığı anlaşılmakla buna ilişkin istinaf isteminin kabulü ile kusur tespitinden çıkarılması gerektiği ancak bunun dışında erkeğe kusur olarak izafe edilen hususların, yeminli tanık beyanı, kendisinin kaçamaklı ikrarı ve dosyaya sağlanan diğer deliller ile sabit olduğu, aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmaları olup dosyada tanıkların olmamışı olmuş gibi ifade ettiğini kabule yeterli delil ve olgu da olmadığından, tarafların tespit edilen diğer kusurlarının sabit olduğu, erkeğin cevap dilekçesi ibraz etmemiş olması nedeniyle, kadına kusur da izafe edemeyeceğinden onun lehine delil toplanmamış olmasında da usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, düzeltilmiş haliyle de erkeğin tam kusurlu olduğu, evlilik birliğinin bu kusurlar nedeniyle temelinden sarsıldığı, kadının birliği devam ettirmeye zorlanamayacağı, kadının davasının feri taleplerle birlikte kabulünde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, herkesin kendi kusurlu davranışlarının sonuçlarına katlanması gerektiği, hükmedilen tazminat ve nafaka tutarlarının da bu nedenle yerinde olduğu anlaşıldığı gerekçesiyle erkeğin diğer istinaf itirazlarının esastan reddine, erkeğin, kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile, Tirebolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 17.11.2022 tarih, 2021/395 Esas ve 2022/423 Karar sayılı kararının kusura ilişkin gerekçesinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince "... davacıya evliliğin ilk aylarında ayrı ev açmadığı.." şeklindeki tespitin kusur belirlemesinden çıkarılmasına ve kusurun yukarıdaki gerekçe muvacehesinde düzeltilmesine, sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; kadının aynı sebeplere ilişkin açtığı eski davadan feragat
ettiğini, aynı sebeplere bir daha dayanıp dava açamayacağını beyan ederek davanın kabulü, kadın lehine verilen nafaka ve tazminatların esası ve miktarı, çocuk lehine verilen nafaka ve miktarı ile velâyet ve kişisel ilişki hükmü yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulünün dosya kapsamına uygun olup olmadığı kadın yararına nafaka ve tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı, çocuğun velâyeti, kurulan kişisel ilişki ve çocuklar için hükmedilen nafakaların miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ıncı, 182 inci, 336 ıncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.