Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1021 E. 2023/3484 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların boşanmalarına, kusur belirlemesine, kadına hükmedilen tazminat miktarının ve reddedilen yoksulluk nafakasının yerindeliğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı gözetilerek, kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle, kararın tazminat miktarı yönünden bozulmasına, diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2833 E., 2022/3613 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sungurlu Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/268 E., 2022/154 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı- davalı erkek vekilinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kadın lehine takdir edilen tedbir nafakasının kaldırılma tarihi ve kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarına yönelik hükümlerin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; tarafların balayına giderken altınları davalı erkeğin annesine bıraktıklarını, balayı dönüşü araba almak için altınları bozdurduklarını ancak aynı gün altınların parasının davalının annesinin hesabına yatırıldığını, düğünde masraf yaptığını iddia ederek altınların parasını kendisine iade etmediğini, davalının annesinin evlilik birlikteliğine müdahale ettiğini, bayram için Sungurluya gittiklerini, kayın validesinin yaptığı paylaşımı beğenmediği için müvekkilinin beğenmediği için, davalının müvekkilini kalabalıktan uzaklaştırarak, yumruk attığını, boğazını ve kollarını sıktığını, saçını çektiğini, yerde tekmelediğini, kafasını duvarlara vurduğunu, davalı erkeğin anlamsız kıskançlıklarının olduğunu, müvekkiline psikolojik baskı uyguladığını, davalı erkeğin müvekkiline sürekli fiziksel şiddet uyguladığını ... 'ya düğün için gittiklerini ve tartışma çıktığını, tartışma sonrası davalı erkeğin davacının kafasına vurarak fırlatarak zorla araca bindirdiğini, aşırı alkollü şekilde otele götürerek tekme ve yumruklarla davacıyı dövdüğünü, otel odasında banyoda duş hortumu ile davacıyı darp ettiğini, davalının bu tutumlarına devam ettiğini, davacının annesinin durumu da bilmesi ve uyarması sebebiyle de bu kez davacıya vurmak yerine hakaret tehdit aşağılama boyutuna geçtiğini ve eline geçirdiği herşeyi fırlattığını, davacının her aldığı ürünün faturasının davalı tarafından kontrol edildiğini, cinsel anlamda da davacıya şiddet uygulayan davalının, davacıyı evliliğin başlangıcından beri özellikle son aylarda şiddetle artan ters ilişkiye, oral ilişkiye zorladığını, en son olarak pazardan kendisine 15,00 TL karşılığında bir elbise aldığını, eve gittiğinde nöbetten gelen davalının uyanarak bunu giyemezsin dediğini, elbiseyi yırtarak paramparça ettiğini, müvekkilinin ailesini aradığını, parası olmadığı için abisinin gönderdiği parayla bilet alarak abisinin ...'daki evine gittiğini, evliliğin başlangıcından itibaren davalının fiziki psikolojik ve cinsel şiddet uyguladığını, davacının alttan aldıkça düzelir diye düşündükçe aksine annesinin de etkisiyle dahada çığırdan çıktığını, davacıyı evden ayrılmaya zorladığını, tarafların bir araya gelme ihtimalinin kalmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyan ederek tarafların boşanmalarına, kadın için 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle: davacının iddialarının yersiz ve gerçek dışı olduğunu, davacı kadının keşinden habersiz evi terk ettiğini, ...'ya abisinin evine gittiğini, müvekkilinin hemen arayıp gelmesini söylediğini, ancak gelmediğini, davacıyı sevmediğini belirttiğini, davalının evliliğin başlangıcından itibaren harcamalarına dikkat etmeyerek savurganlık yaptığını, müvekkilinin gelirini aşan durum yarattığını, ikaz edince de sen cimrilik yapıyorsun diyerek müvekkilini suçladığını en ufak tartışmada küslük yapıp yatak odasını terk etmeye başladığını, davacı kadının, müvekkilinin annesi ile ilgilenmesini istemeyerek eve gelip gitmesine karşı çıktığını, müvekkilini araç alınmasını isteyerek borçlandırdığını, borçların kesintisinden sonra kalan parayı ihtiyaçları için yeterli bulmadığını, giderler gelirlerden fazla olmaya başladığını, bu durumu defalarca davacı karşı davalıya söylemesine rağmen bu durumunun devam ettiğini, müvekkilinin ilgi ve alakasına rağmen hiçbirşeyden mutlu olmadığını, son olarak da davacı karşı davalının gereksiz alışverişten dolayı tartışmayı bahane ederek müvekkilinden habersiz olarak mesai saatleri içerisinde müşterek evi terk edip kardeşinin evine gittiğini, müvekkilinin eve geri dönmesi uyarısında bulunduğunu hatta iki kez yanına ...'ya gidip eve gelmesini istediğini bunlara rağmen davacı karşı davalının hiçbir adım atmayarak "sevgim bitti dönmeyi istemiyorum " diyerek mesaj çektiğini, yüzüne karşı da seni sevmiyorum diyerek evlilik birliğinin sürmesini istemediğini iddia ederek asıl davanın reddine, tarafların evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren olayların, davalı-davacı erkekten kaynaklandığı, davalı- davacı erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı, davacı- davalı kadını ruhen yıprattığı, taraflardan ortak yaşamın devamının beklenemeyeceği keza birlikteliğin taraflar ve toplum açısından da bir fayda sağlamayacağı gerekçesi ile, davacı karşı davalı kadının boşanma isteminin kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadına yüklenebilecek kusurlu bir davranış tespit edilemediğinden davalı -davacı erkeğin boşanma isteminin reddine, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak , kusur durumuna bakılmaksızın kadın lehine ara karar ile tedbir nafakasına karar verildiği ancak yargılamanın devamında kadının kendi hayatını idame ettirebilecek derecede gelir elde ettiği bir işte çalışmaya başladığı, çalışma yönünden fiziki bir engelinin bulunmadığı, davalı erkeğin de gelir durumu dikkate alınarak tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verildiğini, tarafların yaşları, sosyal ve ekonomik durumları, evli kalınan süre, davacı kadının hali hazırda boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceği ve yoksulluk nafakası şartları oluşmadığından kadının talep ettiği yoksulluk nafakasının reddine karar verildiği, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı davacının erkeğin kusurlu olduğu, kadına kusur izafe edilemediği, tarafların yaşı, evli olarak geçirilen süre, boşanmaya sebep olan olayların niteliği, kusur durumları ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı davalı kadın yararına mevcut ve beklenen menfaatlerine karşılık 5.000,00 TL maddî, kadının kişilik hakkına yönelik saldırının ağırlığı hakkaniyet prensibi nazara alınarak 10.000,00 manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların ekonomik durumu ve kusur durumu nazara alındığında kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılması, yoksulluk nafakasını talebinin reddi, maddî manevî tazminat miktarlarının az olduğunu belirterek tedbir nafakası, yoksulluk nafakasının reddi ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; ... kadının dinlettiği tanıkların tamamının akrabası olduğunu, beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğunu; ... kadının tanık beyanı ile ispat olduğu üzere "Benim Ersan'a karşı bir sevgim yok, kendisini sevmiyorum ve ayrılmak istiyorum" sözü karşısında kusurun müvekkilin de olduğunu kabul edemediklerini, müşterek ikametgahı müvekkilinden habersiz terk eden müvekkilinin davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek ... kadının davasının kabulü ve fer'îleri, davalı-davacı erkeğin davasının reddi yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, ancak tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında, dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının 01.10.2021 tarihinden itibaren kaldırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, tarafların, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, sosyal ve ekonomik durumları, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarı az olduğu gerekçesiyle, davacı- davalı kadının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadının lehine hükmedilen tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren ve tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydı ile boşanma hükmü kesinleşinceye 500,00 TL tedbir nafakasına, kadının, yoksulluk nafakası isteminin reddine, kadın lehine 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, Davalı-davacı erkeğin tüm ... kadının sair istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin asgari ücretli olarak klinikte çalıştığını, davalı-davacı erkeğin deniz subayı olduğunu, müvekkili için yoksulluk nafakası şartlarının oluştuğu ve talep ettiği yoksulluk nafakasının reddinin gerekçesiz olduğu, hükmedilen tazminatların miktarının az olduğunu beyan ederek nafaka, tazminatların miktarı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki iddia ve itirazlarını aynen tekrar ederek ... kadının davasının kabulü ve fer'îleri, davalı-davacı erkeğin davasının reddi yönlerinden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında evlilik birliğini temelinden sarsacak ve ortak hayatın devamına imkân vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davalı erkeğin boşanma davasının reddi, kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine hükmedilen tazminatların kabulü ile, kadının reddedilen yoksulluk nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı ve tedbir nafakası noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı- davacı erkeğin tüm, davacı- davalı kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, ... kadın eş yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatlar azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, taleple bağlı kalınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden BOZULMASINA,

2 Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı- davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.