"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1279 E., 2023/1544 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gerede Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/104 E., 2022/82 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların ... Köyü Gerede Adresinde ikamet ettiklerini, evliliklerinin ilk zamanlarında aralarında problem olmadığını, zamanla davalı tarafın problem çıkardığını, davalının ailesinin şehir merkezinde oturduğunu, zaman zaman davalının ailesinin yanına gittiğini, dava tarihinden 1 ay kadar önce davalının ailesini köye çağırdığını, davalının ailesinin davalının eşyalarını da alarak köyden yanlarına götürdüğünü, davalının müvekkiline Gerede Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayet ettiğini, 2021/523 soruşturma, 2021/369 Karar ve 11.03.2021 tarihli kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, davalının müvekkiline düğün için çok masraf yaptırdığını, davalının ailesinin yanına giderken ziynetlerini de yanında götürdüğünü, bu olaylar nedeneyle evlilik birliğinin temelinen sarsıldığını, evlilik birliğinin yürütme imkanın kalmadığını, açıklanan nedenlerle müvekkili ile davalının boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının iddialarını kabul etmediklerini, evliliğinden yaklaşık 3 ay sürdüğünü, tarafların fiilen ayrı olduğunu, davacıdan kaynaklı hakaret, küfür, darp ve tehdit bulunduğunu, davacının ailesiyle aynı evde yaşadıklarını, tarafların birlikte yaşarken davacıdan kaynaklı tartışmalar yaşandığını, bu sebeplerle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat takdirine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların evlendikten sonra aralarında sorunlar yaşanmaya başladığı, davacının ailesi ile yanı konutta birlikte yaşadıkları, davacının davalıya yönelik sarf etmiş olduğu ve bu nedenle davalı eşin evden gitmesine sebebiyet verdiği ve yukarıda geçen sözleri ile tam kusurlu olduğu, bu sebeplerle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve bu temelden sarsılmada davacı-karşı davalı erkeğin kusurlu olduğu, davalı-karşı davacı kadının ise üzerine izafe edilebilecek herhangi bir kusurunun bulunmadığı kanaatine varılarak, asıl dava yönünden davacı-karşı davalının boşanma talebinin reddine, karşı dava yönünden boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın lehine aylık 250,00 TL tedbir, aylık 350,00 TL yoksulluk nafakası, 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminat takdirine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece tanık beyanlarının esas alınmadığını, davalı-karşı davacı tarafın tam kusurlu olduğunu, Mahkeme kararının kaldırılarak asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine, davalı-karşı davacının nafaka, maddî ve manevî tazminat taleplerinin de reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; takdir edilen nafaka ile maddî ve manevî tazminat tutarlarının düşük olduğunu, Mahkeme kararının kaldırılarak nafaka, maddî ve manevî tazminat tutarlarının artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; takdir edilen nafaka ile maddî ve manevî tazminat tutarlarının düşük olduğunu, Mahkeme kararının kaldırılarak nafaka, maddî ve manevî tazminat tutarlarının artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık tazminat ve nafaka miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırıya, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (2), (3) üncü paragraflarda belirtildiği üzere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kadın yararına ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,
3.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı-karşı davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.